- Kategori
- İnançlar
Barthelomeos’un çarmıha gerilme açılımı

% 1 lik Masum bir istek
“Kendimi Türkiye’de çarmıha gerilmiş hissediyorum,
Ama çarmıha gerilseler de burada kalmayı tercih ettiklerini”
Söylüyor Patrik Barthelomeos…
Bu memleketin mağdurları % 99 Müslüman oluşuyla hep övünür durur da, % 1 lik patrik ve diğerleri hak temennisinde bulunuyor ya,
Alnından öpmek lazım bu adamın.
Belirlenen kalıplar ve laik düzen çarkları dışına çıkmama şartıyla izin verilen İslami yaşamın sahipleri 80 yıl kesintisiz boyun eğdiler ya.
Sayıları hala tartışmalı olan ama 25 milyon olarak da söylenilen Kürtler kesintisiz ittiat ettiler,
Alevi vatandaşlarımız Dersim hadisesinden geçen yıllara kadar “ben Aleviyim” diyemeyip, kaderiyle baş başa kaldılar ama
Patriğin iki kelimesi kadar gündem oluşturamadılar.
Çarmıha gerilme açılımını sapına kadar yapan Patrik,
Sözlerinin arkasında durduğu takdirde başarılı olacağına da inanlardanım.
Her ne kadar “ben hükümete dua ediyorum” gibi yalakalıklara başlamış olsa da kanaat hâsıl olmuştur.
Gündeme damgasını vurarak tüm dikkatleri üzerine çekmiştir.
Zamanlaması kötüydü diyenlere katılmıyorum,
Demokrasi açılımlarının havada uçuştuğu bir dönemde hak talep etmeyecek de ne zaman edecek?
Zamanlamayı kendisi yapmamış olsa da, kendisi adına oyunu sergileyenler başarılı olmuştur.
Birlik ve beraberlik naralarının çığlığa dönüştüğü bir zamanlamadan daha önemli bir zaman yoktur.
Dili, dini, ırkı, rengi, mezhebi ve meşrebi ne olursa olsun eşit muamele edileceği görüşünde samimiyseler patrik taleplerinde haklıdır.
Hak versek de hakkıdır
Vermesek de,
Beğensek de hakkıdır patrik’in
Beğenmesek de.
Atatürk Patrikhaneyi “fesat yuvası” olarak adlandırmıştı 1922 lerde.
Bugünlerde ise hak talebinde bulunan % 1 lık bir azınlık.
Eğer yaşadığımız toprakları Demokratik, Sosyal Hukuk Devleti olarak adlandırıyorsak,
Patriğin zamanlı zamansız başını kaldırması, hak talebinde bulunması doğru olarak değerlendirilmelidir.
Zira çizgi kırılmalarının yaşandığı feryatları arşı aladan duyulsa da,
Türkiye demokratikleşme ekseninde geri dönülemez bir yola girmiştir.
Pusulaya yön verenlerin geriye bakmalarına imkân kalmamıştır artık.
Demokratik hukuk devleti olma yönünde emin adımlarla yürümenin küçük bir adımıdır patrik’in çığlığı.
Madem bu ülkede yaşıyorlar,
Ve bu ülkenin asırlık evlatlarıdır,
Seçimlere katılıp, demokratik haklarını kullanıyorlar,
Talepleri de olacaktır elbet.
Bizim dünyanın her yerinde camii açma isteğimiz kadar,
Patriğin de burada ruhbanlık okulunu açma isteği olacaktır.
Din adamlarımızın dünyanın her yerinde irşat vazifelerini sansürsüz ifa etmeleri en temel arzumuz değil miydi?
Varsın demokratik hak ekseninde papazlar, keşişler, patrikler hak talep etsin.
Daha dün İsveç halkının dört camimize getirdiği yasak nedeniyle ayaklanan,
Bağıran, islamofobia’ya dikkat çeken, yuhalayan biz değil miydik?
Sizin dininizden olmayanların din büyüklerine küfür etmeyin ki onlar da sizinkilere küfür etmesinler kaidesince patrik’e hakaret edenler, İslam dininin hakaret ediyorlar diye Hollanda’yı, Danimarka’yı topa dikmeye hakkı olamaz.
İslam’ın temel prensibi budur,
Demokrasi ile yönetilen bir ülkede yaşamının gereği budur.
İnsan olmanın gereğidir bu.
Aslında işin en can alıcı noktası ise;
Patrik bu memleketin % 99 ına açık ders vermiş olmasıdır.
Ve dedi ki;
Sizler ki bu memleketin gerçek sahiplerisiniz!
Siz ki İslam dinini seçerek çağ açtınız, çağ kapattınız,
Siz ki, İslam dinini bütün dünyaya yaydınız,
Cebeli Tarık’a kadar bütün dünyaya asırlarca hükmettiniz,
Siz ki İlahi son dinin temsilcilerisiniz!
Siz kendi inançlarınızın yaşama alanını daraltarak,
Uyduruk bir sistemin içinde hurafelerle boğulup kaldınız.
İslam’ı yaşam felsefesi içinde değerlendiremeyip Allah’la kul arasındaki ince çizgiye bağladınız.
Oysa ben kendi dinimin emrettiği kıyafeti giyip,
Kendi dinimin gerekliliğini sonuna kadar yaşamama rağmen,
Bununla iktifa etmeyip okul açmak istiyorum.
Varsın bu ülkede azınlık ve % 1 lık bir oranda olayım,
Diyor patrik Barthelomeus…