- Kategori
- Haber
Bartın'lılar, el ele verip, Alman'ları çıldırttılar!
Misafir Lünenli Alman, Vali Küçük'e hediyesini sunarken
On bini Türk, gerisi Alman nüfuslu Almanya’nın Kardeş şehri Lünen sakinleri, geldikleri Bartın’da çok mutlu oldular. Bundan önceki heyetin Bartın Irmak sefasının Boğaza kadar olan uzantısında “Vur, patlasın, çal oynasını unutamayanların bulunduğu guruptakilerin, “Tadı damağımızda kaldı” demeleri, Bartın’lıları ayrıca memnun etmişti.
Bartın Belediyesi’nin kardeş şehir çalışmalarını yürüttüğü Almanya’nın Lünen Kenti’nden geçen hafta Bartın’a gelen 20 kişilik gençlik grubu Bartın Valisi İsa Küçük’le yaklaşık bir buçuk saat süren sohbette hem Bartın, hem de Türkiye hakkında bilgiler verdi.
Valinin kabulünde Başkan Akın da hazır bulundu. Misafirlere, Türkiye’nin coğrafyası üzerindeki konumunun önemli olduğunu ve İstanbul’un Roma, Bizans ve Osmanlı İmparatorluklarına başkentlik yaptığını anlatan Vali Küçük, bunun da hem kültürel hem de dini mozaik oluşturduğunu belirtti.
Almanya ile olan kardeşliğinin eskiye dayandığını, hiç arzu edilmediği halde patlak veren birinci dünya savaşında iki ülkenin aynı cephede yer aldığını dile getiren Vali İsa Küçük “1960’lı yıllardan itibaren de Türkiye’den Almanya’ya işçi göçü olmuştur. 1960’lı yıllarda göç eden işçilerin Almanya’da yarattığı imaj bugün Türkiye’de yoktur. O kuşaklar ikinci dünya savaşının acılarını, yokluklarını çekmişlerdi. Eğitim imkânlarından yoksunlardı. 1980’den itibaren ülkemiz dünya ile entegrasyon sürecini hızla tamamladı. Gençlerimiz bugün iyi eğitim alabiliyor. Türkiye büyük bir ülkedir. Karadeniz ile Akdeniz’i birbirine bağlar ve bu kıyılar da önemli bir turizm altyapısı oluşturmaktadır. Dünyanın sayılı kuruluşları ülkemizde yatırımlar yapmışlardır” dedi
Türkiye’nin Mustafa Kemal Atatürk’ün gösterdiği hedef olarak batıyı seçtiğini, Avrupa Birliği’ne girilmesini savunduğunu anlatan Vali Küçük “AB’nin Türkiye’yi sürekli bekleme pozisyonunda tutmasını anlamıyoruz. Türkiye’nin AB dışında başka seçenekleri vardır. Bulunduğu coğrafya bunu bahşetmektedir. Ama Türkiye batıyı seçmiştir ve bu çok önemlidir. Lünen’den gelen gençlerimizin ülkemizi yerinde tanımış olmalarını önemsiyorum” dedi
.
Gençlik grubunun lideri Dirk Berger ise Vali İsa Küçük’e teşekkür etti. Berger yaptığı konuşmada “Birkaç gündür Bartın’dayız. Yola çıkmadan bizi burada ne beklediğini bilmiyorduk. Çok sıcak karşılama oldu. Burada gerçek arkadaşlığı, gerçek dostluğu görüyoruz. İnsanlar adeta bizi kucaklıyor. Kalpten teşekkürlerimizi sunuyoruz. Önümüzdeki seneye Bartın’dan bir grubu Lünen’de misafir etmek istiyoruz” dedi.
Bartınlılar, öteden beri Bartın dışından olan yerli ve yabancıyı, daima sevmişlerdir. Misafirlerini daima el üstünde tutmuşlardır. Bu yüzden de kadirşinas bir halkı vardır ki, dillere destandır. Kardeş şehir Lünen’liler, bu ilgi karşısında, çok memnun kaldıkları, sözlerinden de belli olmaktadır. “Adeta bizi kucakladınız” demelerinden de bu anlaşılıyor. Kısaca söylemek gerekirse, bu ilgi ve misafirperverlik karşısında Lünenliler, adeta “çıldırdılar”
Berger ayrıca ziyaret anısına Vali İsa Küçük’e hediyeler sundu. Ayrıca Lünenli gençler Bartın gezisi ile ilgili besteledikleri bir şarkıyı Vali İsa Küçük ile Başkan Cemal Akın’a söyleyerek armağan ettiler.
Bundan önceki kardeş Lünen şehrinin Belediye mensubu misafirler, Safranbolu ve Amasra’yı ziyaret ederek hayranlıklarını dile getirdiler. Davullu zurnalı geçerek denize ulaşan Almanlar, bol eğlenceli piknikte, kardeşliği, karşılıklı olarak perçinlemişlerdi.
Gönül isterdi ki Alman misafirlere hediyeler yağdırılırken, her evde ut çalmasını bilen genç kızların türkülerinden örülü bir mini gösteri de takdim edilsin, manilerden bir demet sunulsun.
Bartın’lı kızlar, kardeş şehir Alman Lünen’lilere, maniler düzerek , birlikte acaba neler söylerlerdi?
“A benim Alman Hans’ım
Bullarda gezme nemelazım
Sana Pembe’yi alıvarcaz
Ne deyon selv-i nâzım ?!”
Bak bakay bana, sen armut yirmisiy ?
Alamanyalarda’da bir misiy ?
Eğer ki , Pembe’yi beğenmezsen,
Hatçe’ye gadunum der misiy? “
Neden olmasın Sayın Başkan?
Bu yazının altına, hiç yakışık almayacak amma, Bartın Belediyesinin Halkla ilişkiler bölümünden bahsetmeliyim. Biz bu haberleri, özel kaynaklarımızdan doğrulayarak aldık. Ola ki, daha fazla haber ve daha fazla resim isteklerimiz için Belediye Halkla ilişkilere ne zaman telefonla başvurduysak, sorumluları, masası başında göremedik. Hep “yok” dedirttiler.
Bu sıralar yoğunlar. Alman misafirleri var. Anlıyoruz. Ya diğer günler? Ararsınız, ilgisiz kişiler karşınıza çıkar. Hattın ucunda yırtı-nırız. “ Bize cevap verilecekti. N’oldu?” diye. Kimse, o konumdan habersizdir. Veya haberdardır, başını kaşıyamaz durumdadır ki, teferruatla uğraşıyordur muhakkak. Bizim bildiğimiz, bir basın mensubu süratli hareket etmelidir. Zamanla yarışmalıdır.
Sayın Başkana telefon ederek, Bartın Belediyesi, töhmet altında tutuluyor. Okuyucular sizden bir açıklama bekliyor” demiştim. “Derhal talimat veriyorum. Size cevap hazırlasınlar” demişti. Anlaşılıyor ki, o ona buyurmuş. Öbürü ona, o da diğerine.
Halkla münasebetler ciddiyet ister. Bilgi ister. Maharet ister. Bartın halkla münasebetler, bindiği dalı kesiyor. Ait olduğu müesseseye yarayışlı olamıyor. İşler bir kişinin sorumluluğunda gözüküyor. Tapudan, mimarlıktan getirilen ilgisiz adamlarla basın işleri görülmeğe çalışılıyor.
Kısacası, hizmet ettikleri başkanın altını, bilinçsizce oyuyor bu insanlar. Memlekette, basın camiasından gelen başka basın mensubu kalmadı mı? Bir halkla ilişkiler, bu kadar ucuza mı geliyor? Başkanın verdiği direktif nerede kaldı? Kimin omuzunda kaldı?
Bir basın çalışanının gayesi, ait olduğu makamı yüceltmek, yükseltmek, belediye faaliyetlerini de öne çıkararak, başkanın geleceğine ivme kazandırmak, gelecekteki konumunu sağlamlaştırmak olmalıdır. Ve haberleri ile de memlekete hizmet ederek, sesini ulusal basına kadar duyurmaktır. En önemlisi, hizmet ettiği Bartın’lıların gözü önüne, hizmetleri sererek “ Buyurun işte, icraatlarımız!” demektir. Resimleri kısır ve basın normlarına göre çekilmişlikten uzak basın bültenleri yayınlamakla, o işler görüldü sayılamaz. Özveri ve katkı lazımdır. Feragat lazımdır. Masa başında memurculuk oynamamak lazımdır.
Bu haberde, sayın Başkanın resmi niye yok? Basit bir kaidedir. Bunu, basını bilen kişi bilir. “Aynı resim, defalarca kullanılmaz da onun için” Güya, Başkanın yeni resimlerini de bekliyorduk.
Bartın Belediyesinin halkla ilişkiler servisi, toptan değişmelidir. “Böyle başa, böyle tarak” olmayı kabul etmiyoruz. Bartın hepimizin. Elbirliği ile yüceltmeyiz. Başkanın her şeyden haberi olamaz. Ancak, bizler vasıtasıyle haberdar olabilir. Aynen bu yazıdaki gibi.
Bakalım, bu yazıyı da Başkana gösterecekler mi?