Başbakan ‘’Muhteşem Yüzyıl’’ dizisine niye Osmanlı tokadını çaktı?

Başbakanın iktidara gelişini sınıf mücadelesine benzettim ben... Nasıl olur demeyin, sınıf mücadelesiyle ne alakası var demeyin... Anlatayım:

Cumhuriyetin zayıf karnı, ulaşamadığı insanlardı... Cumhuriyet ülke insanının yarısına ulaşamadı... Ulaşmadı ya da ulaşamadı... Kötü yönetildi, ulaşmak istemedi, ayrımcılık yaptı, kaynakları yetmedi, yöneticiler aç gözlüydü, zenginlik adil dağıtılmadı...  Vs vs... Bu gerçeğin yüzlerce açıklaması olabilir...  Ancak ortada bir gerçek vardı 2002 öncesinde... Devletin ülke insanının, hatta ülken toprağının yarısına ulaşamadığı gerçeği... Ulaştığı diğer yarısının yaşamları, güvenceleri, sağlık ve emeklilikleri iyi kötü sağlanmıştı... Alt yapıları yetersiz bile olsa oluşturulmuştu yerleşim yerlerinin…

Ancak ulaşamadığı diğer yarısı, tam anlamıyla zincirlerinden başka kaybedecek şeyleri olmayanlara dönüşmüştü... Devlete hınçları vardı... 

Batıdakinin aynısı değildir Anadolu toplumun yapısı... Üç unsur vardı: Devlet, devletin ulaştıkları, devletin ulaşamadıkları olarak şekillenmişti toplum... Sınıflar Buydu...

Başbakan ve yanındakiler bu yapıyı çok iyi tahlil etmişti... Aynen bir sınıf savaşına benzer mücadeleleri... Devlete hıncı olan tüm kitleleri arkalarına almak için alenen sol literatürü kullandılar... Hatta sol kim tartışması başladı Türkiye'de... Gerektiğinde ise ayrımcılığa, asimilasyona, baskıya uğramış tüm unsurların duygularına seslendiler…

Sol ( CHP ana kütle diyelim) ve diğer merkezi sağ ise Devletin ulaştığı insanları paylaştılar... Devletin ulaşamadığı kitleleri ise rejimin tehlikede olduğu savıyla etkilemeye çalıştılar... Bu korkunç bir hataydı... O kesimin hedefi zaten adil olmayan Devletti... İnancı kullanmakla suçladılar AK Partiyi...

İşte Başbakan ve ekibi bu sınıf savaşına benzer mücadele ile kitleleri arkasına aldılar... İktidara geldiler... Söylevleri hep Devletin kötü yönetimine, Devletin gaddarlığı üzerine ait idi... Bu tabanlarında heyecan fırtınaları estiriyordu...

Ancak şu an durum değişti... Devlet kendi kontrolleri altında artık... Nispeten eski devletin ulaşamadıklarına ulaştılar... Sağlık sistemini rahatlattılar… Yolları ıslah etmeye çalıştılar… Hak olarak değil ama sosyal vakıflar ile epey para dağıttılar bu kitlelere… Ancak sınıf mücadelesine benzer yöntemle iktidara gelmelerine rağmen bu devrim değildi... Sınıflar aynen kendini aynen koruyordu... Bu kaçınılmazdı… Zaten öyle bir dertleri de hiç olmadı…

Başbakan artık devlete yönelik eleştiri yapıp kitleleri coşturamıyor... Çünkü tüm ipler kendine bağlı, hangisinin ucunu tutsa ip kendi beline bağlı... Ancak kitleleri de coşturması, etkilemesi hatta sevgisini koruması lazım... İşte bunun için sık sık yeni yollar deniyor:

Dış politikada İsrail anti patisini dile getiriyor... Ancak bunun ülkemize verdiği zararı görmeye başlıyor…

Büyük ülke olma hayaliyle Orta doğuya yön vermeye çalışıyor... Suriye'de iktidarı belirlemeye çalışıyor...

Gündelik yaşama müdahale ediyor... Üniversite de içkiye, heykellere hatta kürtaja müdahale ediyor...

Toplumun hassas konularına seslenmeye çalışıyor... İdam gibi...

En son olarak da Muhteşem Yüzyıl dizisine çaktı tokadı... Hem de Osmanlı tokadı bu…  ‘’Ecdadımız bu değil’’ dedi... ‘’Otuz yıl at sırtında dolaştı Kanuni Sultan Süleyman’’ dedi... ‘’Söyledik ama hukukçular ne bekliyor karar vermek?’’ için dedi... Yani hiç çekinmiyor artık hukuka karıştığını söylemeye, hatta özellikle belirtiyor...

Sonuç olarak ‘’sınıf savaşında’’ arkasına aldığı kitlelere muhalefet etmelerini söyleyemiyor artık... Bu kitleleri inançlarından, geleneklerinden, zaaflarından yakalayarak arkasında tutmaya çalışıyor...

Yani 2002'de rakiplerinin yaptığı hataları o yapmaya başladı... Hem de dört elle sarılıyor buna... Özgürlük sadece kendi ulaştığı insanların hakkı sanıyor... Gerektiğinde muhalefete şiddeti hoş görebiliyor...

Küçük işlerle uğraşıyor artık Başbakan... Ancak bir o kadar gerginlik yaratan küçük işler...