Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Eylül '08

 
Kategori
Haber
 

Başbakan buyurdu "İçki içmeyenlere baskı var"

Başbakan buyurdu "İçki içmeyenlere baskı var"
 

-Başbakan iftar yemeğine katılmış.
-Kadıköy’de.
-Ve konuşmuş!
-O engin görüş ve düşüncelerinden nağmeler sergilemiş.

-“Bizim aka kara, karaya ak diyen siyasetle işimiz olmadı, olmayacak. Bizim kavgayla, dövüşle, çatışmayla asla işimiz olmadı, bundan sonra da olmayacak”.

-Pardon.
-Yutkundum birden.
-Hemen ardından bir gülme krizi.
-Başbakan, kavga ve gürültü siyasetinden rahatsız oluyormuş.
-Oluyormuş da kavga ve gürültü siyasetine en önde başını açıp giren kendisi değil mi?

-Başbakan devam ediyor.

-"Bizi çatışma minderine, kavga minderine çekmek isteyenler oldu. Asla aldırmayacağız. Gülüp geçeceğiz, ama hadlerini de bildireceğiz".

-Nasıl yani?
-Kavgadan uzak durmaktan bahset.
-Sonrasında ise eklemekten imtina etme.
-“Hadlerini bildireceğiz” de.
-Komedi.
-Başbakan ilginç bir kişilik.
-Hemen her olayı kendisine yontma konusunda eline su dökmek mümkün değil.
-Doğrusu merak ettim.
-Kim Başbakanı kavganın içerisine çekmek istiyor?
-Var mı bilen?
-Ben bilmiyorum.
-Görmedim.
-Duymadım.

-Başbakan konuşuyor.
-Ve enteresan bir gözlemini daha aktarıyor.
-Memlekette içki içmeyene baskı varmış ifadesini buyuruyor.
-Yuh demekten öteye ne denebilir ki?
-Bu memlekette demek içki içmeyen baskı altındaymış.
-Birileri ille de içki içmeyenleri içki içmeye zorluyormuş.
-İçki içenler, içmeyenlerin başında demokles kılıcı gibi duruyormuş.
-Başbakan müthiş bir gözlemci.
-Kendime kızmıyor değilim.
-Ben nasıl göremiyorum böyle şeyleri diye.
-Aksine.
-Ben de sanırdım ki içki içmeyenler, içenlere yönelik laga lüga yapıyor.
-Oysa tam aksi bir durum söz konusuymuş.
-Başbakan hatırlattı.
-Ve o müthiş gözlemini kamuoyu ile paylaştı.

-Efendim bir şeyi çok iyi biliyoruz.
-Ne zaman ki Başbakan sıkışıyor.
-Ve bir açmazın içerisine düşüyorsa, o anda başvurduğu yöntem, sosyal yaşamla alakalı hadiseleri çarpıtarak konuşmak.
-“Deniz Feneri” hadisesinde nasıl bir kapana sıkıştığı ortada.
-Ve hemen o ünlü çarpıtmalarından bir demet sunuyor.
-“Memlekette içki içmeyenlere baskı var”.
-Alın size tartışma konusu.
-Memlekette içki içmeyenlere baskı var mı?
-Yoksa içki içmeyenlere baskı yok mu?
-Tartışalım.
-Ve “Deniz Feneri” hadisesini unutalım.
-Başbakan rahatlasın.


-Biz unutalım.
-Ama elin adamı unutmuyor.
-Soruyor hesabını.
-Hıristiyan Almanlar, Müslüman Türklerin çalınmış parasının peşinde.
-Çalanlar kimler?
-İddia bu ya.
-Yine Müslüman Türkler.
-Şayet iddialar ispat edilirse, vay haline o hırsızların.
-Bizim soramadığımız hesabı Almanlar soracak gibi.
-Şayet bu hırsızlık hadisesinde AKP kasasına para girmiş ise vay hallerine.
-AKP tarihe gömülecek.
-Hem de tüyü bitmemiş yetim hakkının parasını cukkalamaktan.

-Başbakan bağırsın.
-Ve kendini parçalaya dursun.
-O hala içki, türban, iftar çadırları arasında koştursun.
-Bu işin sonu pek öyle hayra alamet değil.
-Sanırım farkında Başbakan.

 
Toplam blog
: 1509
: 1145
Kayıt tarihi
: 07.08.07
 
 

Yazarım... Okurum... Öğrencilik yıllarımda çok yazdım... Kompozisyon derslerinde yazdım... Duvar ..