Başbakanımızın 'yan gelip yatma' meselesi

"YAN GELİP YATMA". Başbakanımızın son günlerde moda olan bir sözü. Gönül arzu ederki, ülke çalışanlarının hiçbirisi yan gelip yatmasın. Ne askeri, ne öğretmeni ne memuru ve de en önemlisi ne de Milletvekilleri. Çalışan tüm kesimlerin, yan gelip yatmadıkları, hak ettikleri ücreti alabildikleri ve aldıkları ücreti de çalışmalarıyla hak ettikleri, mesut, mutlu bir ülke olmayı hep hayal ederim.

Ama, bunun için tabii ki, her konuda insanlar arasındaki eşitliğin sağlanması, yine her konuda ki ayırımcılığın son bulması en önemli uygulamadır.

Burada da en önemli görev, doğal olarak yukarıda bahsettiğimiz konulardaki gerekli yasal düzenlemeleri yapmakla mükellef olan Milletvekilleridir. Çünkü, ülke, onların hazırlayacakları yasalarla idare edilmektedir.

Bence, Başbakanımızın "Yan gelip yatma" sözünden en fazla üzerine alınması gereken kesim, TBMM üyeleri olan Sayın Milletvekilleri olmalıdır.

Almakta oldukları 6-7.000 YTL belki de daha fazla olan maaşlarının ve de sahip oldukları imkanların hakkını vermek zorudadırlar.

Sayın Başbakanımız, sanırım Milletvekillerimizin çalışmalarından da bir rahatsızlığı var ki, dünkü söyleminde Onları da ifade etmek mecburiyetinde hissetmişdir kendisini.

Evet, her şey bir tarafa Meclisimizin özellikle halkın beklentileri olan bazı konularda gerekli düzenlemeleri yapamaması veya yapmaması toplumu rahatsız etmektedir.

Bu konuları, önceki yazılarımda detaylı olarak yer verdiğim için, burada sadece kısa başlıklarla yeniden vurgulayacağım.Yeri geldikçe ve gerekli düzenlemeler yapılıncaya kadar da, bu konudaki düşüncelerimi her fırsatta dile getireceğim.

Evet, Halkımızın rahatsızlıklarını;

1- Ücret gelirleri arasındaki uçurum,

2- Milletvekilleri dokunulmazlıklarının kaldırılmaması,

3- Yasalardaki boşlukların kaldırılmayıp, özellikle kamuya hortumcu olarak yansıyan ve halkın vicdanında suçlu olan kesimin, bir noktada bu boşluklardan istifade ettirilmesine imkan sağlanarak ceza almalarının, hortumladıkları ifade edilen paralarla ilgili davaların zaman aşımına uğratılması sonucu tahsilinin önlenmesi,

4- Sadece, basında yer alan 100 kişilk Vergi yüzsüzlerinin toplam borcunun 9 katrilyonu aşan ve bütçeye gelir olarak girmesi gereken miktarına rağmen, başta Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Sayın Mehmet Ali Şahin'in, Maliye Bakanlığı yetkililerine "niye bunları sağlıklı bir şekilde takip ve tahsil etmiyoruz arkadaşlar" diyeceği yerde, sendikalarla yapılan görüşmelerde, "Bütçemizde para yok" diyebilmesi.

5- Yabancı Ülkelere varana kadar yardımda bulunabilen, Milletvekillerine sadece maaş olarak 6-7.000 YTL, bazı kıyak emeklilerine evet bazılarına yine o kadar aylık verirken para bulabilen bu hükümetin, sıra memuruna ve diğer emeklisine gelince para bulamaması,

6- Hükümetin kendi atadıkları insanlarla görev yapan, TMSF, BDDK, EPDK gibi kurumların, görevlerini tarafsız ve layıkıyla yerine getirmeleri konusunda ki kuşkular,

7- EPDK'nun son günlerde 28 akaryakıt dağıtımcı şirketine kesmiş olduğu ve bütçeye gelir olarak dönmesi gereken 1.6 milyar YTL tutarındaki cezanın "AF" kapsamına alınması konusundaki basında yer alan haberler,

Bunlar ve eklenebilecek diğer konular, Ülke insanını rahatsız etmektedir.

Sayın Başbakan, eğer ki, önümüzdeki süreçte de Ülkeyi yönetmeye talip ise, bu günkü TBMM'de ki çoğunluğuyla, halkın gerçekten rahatsız olduğu bu konularda ki gerekli çalışmaları derhal başlatmalıdır.