- Kategori
- Etkinlikler / Festivaller
Basın Müzesi Şiir Dinletisi ve Ozan Yahya Bilican

Dün, TGC Basın Müzesi Şiir ve Musiki Günleri etkinliğinde “Atatürk, Öğretmen ve Barış” temalı şiirler ve şarkılar okundu, özel olarak hazırlanmış olan belgeseller sunuldu. Yakın zamanda aramızdan ayrılan Mualla Orhon ve Gülten Akın’la 14 Kasım 1950’de aramızdan ayrılan Orhan Veli anıldı.
Ahmet Özdemir ve Mualla Tetik’in yönettiği etkinlikte Erol Akdı'nın düzenlemesinde İTÜ Konservatuarı öğrencilerinden Elif İnce, Tolga Karaslan, Elazığ Konservatuarından Dilan Gönül ve Av. Birsen Berata Atatürk’ün sevdiği şarkılardan mini konser verdiler.
Konuşmacılar: “Bizlere birimizi sevip saymamızın, inanmamızın, dayanmamızın, sevgi ve hoşgörüyle birlikte yaşamamızın yollarını öğreten öğretmenlerimiz, bir gün değil, her gün başımızın tacıdır.” dediler.
Barış konusunda, Atatürk’ün, “Yurtta barış, dünyada barış” özdeyişi anımsatıldı. “Barış, kötülükten, kavgalardan, savaşlardan kurtuluş, uyum, birlik, bütünlük, sükûnet, sessizlik, huzur içinde yaşamaktır.” denildi. Ahmet Özdemir, kaleme aldığı bir yazısındaki Âşık Sefil Selimi’nin Barış Destanı yönetim masasındaki İkili tarafından okundu.
Silâh yapan fabrikayı himden sök
Sevgi yap saygı yap barış yap barış
Öldüren her şeyi denizlere dök
Sevgi yap saygı yap barış yap barış
Bombalar çürüsün gürültü bitsin
Cephedeki asker evine gitsin
Oğlan kız büyütsün düğünler etsin
Sevgi yap saygı yap barış yap barış
Zamana köstek vur çarkı dönmesin
Falân öldü filân kaldı denmesin
Huzurun yerine zulüm inmesin
Sevgi yap saygı yap barış yap barış
Bir kıssadan bin hisseye sahip ol
Binit araçları ne kadar da bol
Akılsız başıyın saçlarını yol
Sevgi yap saygı yap barış yap barış
Madem dünya döner biz de dönelim
Ya taksiye ya eşeğe binelim
Yer yüzünde her tarafta bunalım
Sevgi yap saygı yap barış yap barış.
Eğer aydın isen aydın didişmez
İlmi bilen âlim tezada düşmez
İlkel olmayanlar siperler eşmez
Sevgi yap saygı yap barış yap barış
Bir evden on erkek savaşta kayıp
Onlara dua et etmezsen ayıp
Milyonda bir sızı bin acı duyup
Sevgi yap saygı yap barış yap barış
.........
Biraz soluklanıp duralım hele
Vakit sabah ola sabah hayrola
Madem ayaküstü verdik az mola
Sevgi yap saygı yap barış yap barış.
Şimdi gün gören sen haddini tanı
Velveleye verip durma dört yanı
Cihan savaşının gelmişken sonu
Sevgi yap saygı yap barış yap barış.
Bu vatan o vatan ya bu insanlar
Düşünen hisseder hisseden anlar
Kötülüğe kurban gitmesin canlar
Sevgi yap saygı yap barış yap barış
Yokluğu çekmeden var olan sizler
Ne maksatla hangi gayeyi izler
Ceddinin kemiği mezarda sızlar
Sevgi yap saygı yap barış yap barış
Benim anlattığım binlerin biri
Kabul et mazur gör birkaç tabiri
Ne yık maşatlığı ne yap kabiri
Sevgi yap saygı yap barış yap barış
Yepyeni bilgiyle dolsun kafalar
Tarihe mal oldu koçak efeler
Zaman çarkı seni beni ufalar
Sevgi yap saygı yap barış yap barış
Sefil Selimî'ye hasret bu hasret
Vahdete vahdettir kesrete kesret
Eğer ki Yaradan verirse nusret
Sevgi yap saygı yap barış yap barış…
Basın Müzesi için rekor sayılabilecek şiir ve sanatseverlerin izlediği etkinlikte söz alıp şiir, şarkı okuyan, anekdot anlatanlardan kimi adlar şunlar oldu:
M. Güner Demiray, Mustafa Kuşcuoğlu, Asuman Soydan Atasayar, Meral Dalaman, Erol Akdı, Ata Türk, Muhsin Durucan, Latif Mahmat, Yahya Bilican, Taner Karataş, Nihayet Ağçay, Nuran Kaçar Araz, Yıldız Tuncel, Fatma Demirkaya, Erol Akdı, Bekir Akbulut, Güngör Kırmızıgül, Erol Dolu, Dilşade Güngör, Durani Koçağa, Necati Mumay, Aynur Çoşkunırmak, Şükrü Disanlı, Belkıs Yıldız Erk, Şengül Yıldırım, Cumhur Yücel, Hanife Pehlivanoğlu, F. Gülnur Bağrıyanık, Gülay Pertez, Erol Pertez, Metin Özer, Hüseyin Dal, Gülşen Şenderin, Enver Hergüler, Galip Uyar, Aynur Adıbelli, Yeter Akıl, Reyhan Yamanlı, Müşerref Ayhanoğlu, Ersin Kırali, Müzeyyen Güçlü, Cemil Özdemir, Nur Damar, Muammer Turcer, Murat Çetin, Günhan Kartay, Bircan Günal, Tansel…
Adım söylendiğinde; bir başka yaklaşımlı, öğretmen temalı seslendirdiğim şiirim:
İnandırdın Öğretmenim
“Her yer sımsıcak.” demiştin
Üşüyorum öğretmenim
Dik durmamı istemiştin
Düşüyorum öğretmenim.
Çarşı başka, pazar başka
Yeni kuşak mı, bambaşka
Alan kaçar, var pılışka
Şaşıyorum öğretmenim.
Pazarda seni görünce
İçim yandı ince ince
Sen: “yumurtaaa!” deyince
Pişiyorum öğretmenim.
“Haklılar kazanır.” dedin
Haksızlıktan söz etmedin
Boşuna ümitlendirdin
Taşıyorum öğretmenim.
“İnsanlara güven olmaz
Mağdur kişi hakkın almaz
Çalışanlar darda kalmaz.”
Aşıyorum öğretmenim.
Sen yine de görev yaptın
Bizim için neler yaptın
Sana sitem eder miyim
Coşuyorum öğretmenim.
Muhsin Durucan
***
Yahya Bilican Kimdir?
1958 yılında Ardahan Posof Âşık Zülali Köyü’nde doğdu. İlkokulu köyünde, orta öğrenimini İstanbul’da Yüksek Öğrenimini ise çalışırken Eskişehir A. Ü İş İdaresi bölümünü bitirerek tamamladı. Ardahan Lisesi’nde öğretmen olan dayısı Recep Durgun (ne yazık ki bu yıl aramızdan ayrıldı. Mekânı Cennet olsun!)’un 1971’de İstanbul’a giderken O’nu da yanına alması hayatının dönüm noktasıdır. Okumasında ve bugünkü hayata gelmesinde dayısının emeği ve katkısı çok büyüktür. 2007 yılında 27 yıl çalıştığı özel banka yöneticiliğinden kendi isteğiyle emekli oldu.
Halk müziğine ve ozanlığa merakı çocukluk yıllarına dayanır. Ortaokul ve lise yıllarında şiir yazmaya ve saz çalmayı öğrenerek besteler türküler yapmaya başlamıştır. Yaşadığı dönemin önde gelen şair ve halk ozanlarından; Nazım Hikmet, Ahmet Arif, Enver Gökçe, Âşık Mahsuni Şerif, Pir Sultan Abdal’dan etkilenmiştir. Serbest şiiri de sever ancak ağırlıklı olarak 8 ve 11 heceli şiirleri mevcuttur. 2007 yılında ilk albümü “Talan Var”ı çıkardı. Köylü Baba türküsüne çektiği kliple büyük beğeni topladı. Uzun bir aradan sonra “Neler Gördüm” isimli yeni albümüyle yeniden dinleyicilerin karşısına çıkan ozan, evli ve iki çocuk babasıdır.
Ozan Yahya Bilican’ı etkinlikte Taner Karataş’ın tanıştırmasıyla tanıdım. Duyarlı bir yaklaşımla bana iki armağan uzattı Bilican! Birisi Gönülde Birikenler adlı şiiri kitabı, diğeri Neler Gördüm /2003 adını verdiği ve 17 türküsünün yer aldığı CD’si…
Şiir kitabı okunmaya değer, türküler dinlenmeye…İşte gerçek ozan ve halk şairi...Kimileri ben ozanım, diyor ama saz çalamıyor. Şairim diyor, ne ki kaliteli şiir yazamıyor. Bilican'da bu nitelikler var. Şiirlerini tad alarak ya da içselleştirirek okudum. Çalıp söylediği CD'deki 17 eseri hoşlanarak dinledim. Anlatılmaz, okunur. Anlatılmaz dinlenir, diyorum. Bir şiirini de vermeden edemiyorum:
Servetim
Dünya’daki tek canlıda var olan
Serde taşıdığım gizdir servetim
Hiçbir sarraf ayarını ölçemez
Benliğimi saran özdür servetim
Dünyayı titreten güç benim olsa
Altından yakuttan taç benim olsa
Başımda ağarmaz saç benim olsa
Sonunda üç arşın bezdir servetim
Derya olsam n’olur göl olsam n’lur
Sırrı bilinmeyen çöl olsam n’olur
İrem bağındaki gül olsam n’olur
Bıraktığım eser izdir servetim
Toprağa bir fidan ektiğim zaman
Bir dostun elini sıktığım zaman
Gönülden gönüle aktığım zaman
Duyduğum en güzel hazdır servetim
Bilican el uzat gökte buluta
Hikmetini anla bak da buluta
Âlemi seyreyle çık da buluta
Dersin en kıymetli gözdür servetim.
Yahya Bilican
Yahya Bilican.Bir yandan aygıtımda türküleri dinlerken nitelikli çalışmalarından dolayı Yahya Bilican’ı kutluyorum ve başarılarının sürmesini diliyorum.
Yahya Bilican iletişim:
E-posta: yahya.bilican@hotmail.com
Tlf: 0532 495 95 42
Site: yahyabilican.com