Başka güzel bu yollarda araba kullanmak

İstanbul - Adapazarı ortalama 1 saat 15 dakika. Otobandan Bilecik yönünde çıktıktan 30 km. sonra Geyve yol ayrımı ile karşılaşırsınız. 35km.lik yemyeşil ağaçlar ile örülmüş 650-700 metre rakımlı tepelerden geçerek yaptığınız yolculuk Taraklı ile buluşmanızı sağlar.

Bu yol üzerinde Soğuksu isimli köyde yaz-kış nefis kiremitte tereyağlı alabalık ziyafeti çekebilirsiniz. Orada yemek yemek ve yolun kenarında gürül gürül akan çeşmeden su içmek yorgunluğunuzu atarken, tüm haftanın stresinden de sizi uzaklaştırmış olacak.

5km. sonra Ankara asfaltının tamamlanmış kısmına ulaşacak ve geniş ve ferah sıcak asfaltla yapılmış yolla Taraklı'ya ulaşacaksınız. Taraklı kendine has bir memleket. Yeni yapılacak binalar için belediyeden özel izin almak gerekiyor. Ve belediyenin onayladığı görsel - fiziksel özellikler dışında bina yapılamıyor. Kendi dokusunu koruyan ender tarihi merkezlerimizden birisi Taraklı.

İlerleyip Göynük üzerinden devam edip Ankara yönüne de gidebilirsiniz. Taraklı'dan sonra Gölpazarı yönüne sapıp yolculuğumuzu bu yönde de sürdürebiliriz. Yol dar bir asfalt. Yine yeşil bir örtünün altındaymışız hissiyle aracımızı kullanıyoruz.

Tatlı virajlar araba kullanma keyfimizi arttırıp aracımızla bütünleşmemizi sağlarken camımızdan içeri giren çam havası ciğerlerimizi serinletiyor olacak. Yol boyunca karşılaşacağımız minik derelerden geçerken lastiklerimiz serinleyeceği gibi ıslanan vantilatör kayışımızın çıkaracağı ses bizi ürkütebilir.

Sakarya sınırından çıkıp Bilecik sınırlarına girdiğimizde Gölpazarı'na da yaklaşık 20 km. kalmış oluyor. Ancak yol keyfi daha da artıyor. Tatlı rampalarla tırmandığımız tepelerden hafif eğimler ile iniyoruz. Buralarda biraz daha dikkatli olmak gerekiyor. Mümkün olduğunca yavaş,sağ camımızı açıp bülbülleri dinleyerek ilerlemek en iyisi.

Gölpazarı'na 15km. kala Dereli Köyü'nü sağda bırakarak ilerliyoruz. İşte buralar meşhur eşkiya KARADURASI'nın yaşadığı mekanlar. Sonraki yazılarda birbirinden ilginç öykülerini anlatırım.

Çiftlik köyünden geçerken içinizden birşeylerin bu köyde kaldığını hissedeceksiniz. Vadinin tam ortasına yolun sağına soluna kurulmuş uzayıp giden köyde, yol kenarındaki kazlar ve hindiler dikkatinizi çekecek. İçe içe doyamayacağız sularından yanınıza biraz almak aynı serinliği yolculuğunuz boyunca hissetmenizi sağlayacak.

Unutmadan söyleyelim buralar kiraz cennetidir. Eğer mevsim uyuyorsa mutlaka kiraz alın. Hem konukseverlik hem de kirazlar sizde unutulmaz tadlar bırakacaktır.

Akçay üzerinden geçtikten, Çiftlik'ten ayrıldıktan yaklaşık 5km. sonra solda büyük bir höyük göreceksiniz. Bu höyüklerden 15-20 km. aralıklar ile 5-10 adet olduğu biliniyor. Höyükler bölgenin antik çağlardan gelen miraslarıdır.

Artık dümdüz bir yol sizi Gölpazarı'na götürüyor. Sağda Kapılı Kaya ismi ile bilinen yaklaşık 4 metreye 4 metre kare şeklinde bir odacık göreceksiniz. Oraya çıkan merdivenler zamanla tahrip olduğu için dik duvarı tırmanmak gerektiğinden ve göründüğü kadar yakın olmadığından çıkmanızı tavsiye etmeyiz. Ama "iyi bir ter atmak istiyorum, ilerideki Mihalgazi Hamamı'na da uğrayıp serinlerim" diyorsanız buyrun yol sizin.

Gölpazarı'na ulaştınız. Burada 3 yol ağzında Mihal Gazi Hanı yani TAŞHAN'ı göreceksiniz. Belediyeden özel izinle dilerseniz içerisini de gezebilirsiniz. Kalın taş duvarlardan gelen nem kokusu sizi asırlar öncesinde burada konaklayan kervanların arasına götürücek. İpek Yolu üzerindeki bu han ender sağlam kalmış yapılardandır.

Hemen karşısındaki Mihalgazi Camii de ilçenin tarihi zenginliklerindendir. Yemekten evvel 32 kurnasından su akan Horhor çeşmesini izlemek sizi daha da acıktıracak.

Devamını daha sonra paylaşmak üzere, hoşçakalın...