Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Kasım '07

 
Kategori
İlişkiler
 

başkalarına "hayır" demeyi öğrendiğimizde "hayır"lı bir iş yapmış olacağız

başkalarına "hayır" demeyi öğrendiğimizde "hayır"lı bir iş yapmış olacağız
 

Hayatımız başkalarını mutlu etmek üstüne kurulu ya, herkese evet, her şeye evet… Çoğumuz " hayır " sözcüğünü çok az kullanıyoruz.

Bize şöyle öğretilmiştir:

Kimseye itiraz etme!

Amirlerine itaat et!

Öğretmenine karşı gelme!

Kocan ne derse yap!

Karının kalbini kırma!

Patronunu sinirlendirme!

İnsan en yakın arkadaşını geri çevirir mi?

Komşusunuz, yüz yüze bakacaksınız, bu sefer de böyle olsun.


Bu cümlelere onlarcasını da siz ekleyebilirsiniz. Bize çocukluğumuzdan itibaren böyle öğretildiği için birey olamıyoruz. Bize aykırı gelen durumlara itiraz ettiğimizde hep bencillikle, büyüklerimize saygısızlıkla suçlanıyoruz.Bir birey olarak kendimizi ifade etmemize izin yok; çünkü toplum özgür bireylerden korkuyor, toplum itaat eden , tek başına karar veremeyen sürünün bir koyunu olmamızı istiyor.Böylece kendini koruyacağını zannediyor.

Kendini ifade edemeyen insanlar bir yerde patlıyor ve sorunlu, bunalımlı gençler, karı kocalar olarak karşımıza çıkıyor. Sonra toplumun birer ferdi olarak koro halinde ağlıyoruz: ” Gençlik nereye gidiyor, nerde eski gençler; aile kurumu diye bir şey kalmadı… ” Yani aslında hepimiz tam bir iki yüzlülüğün bir yüzünü oluşturuyoruz. Öyle bir açmaz ki bu; amacım bunu çözmek filan değil; zaten buna da gücüm yetmez.


İşte bu durumun günlük yaşamdaki çok basit örnekleri:


İşyerinde güzel bir arkadaş grubusunuz… Öğle yemeklerini dışarıda yiyorsunuz. Her gün farklı yerlerde yemek yeniyor; ama hep kebapçıya gidiliyor; kimse size sormuyor, ” Haydi kebapçıya ! ” deniyor. Siz sebze yemeklerini seviyorsunuz ; ama onlara itiraz ettiğinizde tatsızlık çıkar diye soğan geğire geğire gezmek zorunda kalıyorsunuz.


Evlisiniz. Kocanız maçları, çocuklarınız dizileri kaçırmıyor, kumanda elden ele dolaşıyor; size bir türlü sıra gelmiyor. Aman bir sıkıntı olmasın, diye belgeselleri gece herkes yattıktan sonra seyrettiğinizde kocanız sizi soğuklukla suçluyor.


Siz pazar günleri de çalışıyorsunuz, komşunuz bunu bildiği halde ısrarla okey oynamak için cumartesileri ya size geliyor ya da sizi davet ediyor. Hele bir parti daha oynayalım diyerek gecenin ikisinde üçünde kalkıyorsunuz masadan.Ertesi gün işte uyukluyorsunuz .İçinizden; ” Bir dahaki sefer hayır diyeceğim. ” diyorsunuz; ama nafile. Komşunuzla aranızı bozmak istemiyorsunuz.


Sevgiliniz aç karna tatlı yemeye bayılıyor, siz ise aç karna tatlı yediğinizde mide krampları geçiriyorsunuz… ” Haydi aşkım Özsüte’ e mi gidelim, yoksa Hasan Usta’ya mı? ” sorusuna hep olumlu cevap veriyorsunuz…


Haydi “hayır” diyelim ve kendimiz için hayırlı bir iş yapalım…

 
Toplam blog
: 114
: 1620
Kayıt tarihi
: 01.08.07
 
 

1964'te Ankara'da doğdum. Meslek lisesinin elektrik bölümünü bitirip fabrikada ve şantiyede çalıştım..