Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Haziran '10

 
Kategori
İlişkiler
 

Başkalarının dertlerine bağımlı olmak (!)

Başkalarının dertlerine bağımlı olmak..

Dert kendimizin olmayacak ama.. O zaman bize karışılmasından ve karışandan hemen sıkılır hatta belli süre sonra nefret ederiz.. Fakat başkalarının dertleriyle/sorunlarıyla uğraşmak/yardım etmek çok büyük zevk verir bize.. Hemen akıllar vermeye başlar, ona yeni düşünme biçimleri anlatmaya çabalarız.. O kişinin sorunuyla yatar kalkarız.. Her an bu karşıdakinin sorununu düşünürken buluruz kendimizi.. Yeter ki beklentisi bizden olmasın..

Bu devirde dert sahibi olmak kadar- ama başkasının olursa- lüks bir şey yoktur.. Bu kişi kardeş olur, ana baba olur, arkadaş, eş dost olabilir.. Sorunun büyüğü daha makbuldür.. Karmaşık olması daha bir çekici kılar işi.. Bütün sorulara cevaplar önce kendi kafasında alınır insanın.. Sonacıma başlanır sorun sahibine hafiften anlatılmaya.. Eğer sonuç istendiği değilse, sorun sahibinin tüm çevresine ulaşılır ve o muazzam düşüncelerimiz aktarılır.. Sorun sahibi kuşatılır.. Bu olayla olaya doğrudan dahil olunur.. Gerisi çorap söküğüdür artık, o olaydan kendinizi isteseniz de çıkaramazsınız..

Niye bağımlıyız başkasının sorunlarına(!)? Kendimizden kaçmanın en iyi yolu başkasının sorunlarıyla bütünleşmektir de ondan.. Çözüm mü? Kendisi batmış adam ben ne yapayımdır..

Ben ona o kadar söylemiştim kardeşimmmmmdir..

Müthiş güzeldir başkalarının sorunlarına düşünsel katılım.. En lüks yenilen yemekten daha lezzetlidir.. Üstelik bedavadır Kötü bir (!?) dost ; Dostluğunuzun eskiliği çok önemli … Düştüğünüz durumda tabi
Kötü bir (!?) sevgili; Size yaşattığı travmaları bir düşünün.. Romanlar yazsanız boşalmaz içiniz..
Kötü bir (!?) eş; Siz mutlaka gençliğinizi tüketmişsinizdir onun için.. Ona yapmadığınız kalmamıştır..
Kötü bir (!?) evlat; Hayatınız onu adam (!) etmek için geçmiştir… Eşşşeeekkk kadar ama adam değil ..
Kötü bir (!?) ana baba; Onların sorumsuzlukları bitirmiştir sizi..
Kötü bir (!?) arkadaş; Çevremizde hep kötü arkadaşlar vardı ve onlar yönlendirdi bizi..
Kötü bir (!?) kardeş; Ona siz hep sahip çıkmışsınızdır.. Varlıklarda ortak, yokluklarda yok olmuştur..
Kötü bir (!?) çevre; Say say bitmez o çevrenin etkilerini..
Kötü bir (!?) İş; Ah bir elinden tutan olmadı ki ..
Kötü bir (!?) Ülke ; Bu ülkede doğmak baştan şansızlıktır..
Kötü bir (!?) Yönetim; Kötü yönetilmesek böylemi olurduk.. Partiyi di, takımı da ah bana verseler..

İşte yukarıdakiler bizim en büyük hazinelerimizdir kendimizden uzaklaşmak için.. İtirazları duyar gibiyim; Yukarıdakiler başkası değil ki… Haklısınız onlar başkası değil, ama bizde onlardan biriyiz..

Herkes diğeri için başkasıdır aslında, isimleri , sıfatları değiştirince onlar başkası olmaktan çıkıyor ve onların içinde eriyoruz bizler.. Kendisi olmaktan, kendisiyle yalnız kalmaktan çıldırasıya korkan birey için başkaları içinde erimek dünyanın en kaçınılmaz yoludur.. Kendisinde olmayan, kendisinin yapamadığı, düşlediği her şeyi başkalarından beklemek en doğal şeydir eleştiri yaparken çünkü..
Oysa şu sınırsız evrende insan damarları, eti, kemiğiyle ve ruhuyla yalnızdır.. Diğer her canlı başkasıdır ve onlarda kendisi gibi yalnızdır.. İnsan kendi yaşamından, kendi yalnızlığından kendisi sorumludur.. Bir çok şey önüne altyapı olarak konulmuştur ancak konanlara karşı çıkmak bile insanın kendini yeniden oluşturmasıdır..

Bu hazine o kadar devasa boyutlardaki onu harcamak en büyük tutkumuz olmuş bizim.. Bizlere milyonlarca yıl yetecek malzeme vardır o hazine sandıklarında.. Yeter ki birisi bunlar geçerli değil kardeşim deyinceye kadar..
Hadi bakalım düşünün içinde erimediğiniz ama aslında kendinizden hiç bir şey vermediğiniz kaç yüz sorunla uğraşıyorsunuz. Çünkü bir şey çözülmüyorsa sorun değildir.

 
Toplam blog
: 615
: 948
Kayıt tarihi
: 25.06.10
 
 

1959 Denizli doğumluyum.. İ.Ü. İktisat Mezunuyum.. Emekliyim ve hala çalışıyorum.. Yaşam bizden önce..