- Kategori
- Siyaset
Baskıcı devlet "Polis devleti yetki karmaşası ve ispiyonculuk..."
Bizim ülkemizde hiç kimsenin inkar edemeyeceği kadar çok; yabancı hayranlığı, var…
Yaptığımız her işte, aldığımız tüm kararlarda bir başka ülkeden örneklere bakıyoruz, bence iyi bir şey ama keşke “güzel şeylerini almış olsak…
Daha birkaç gün önce yazmıştım; onlara benzememiz onların seviyesine ulaşmamız için bizlerin daha kırk fırın ekmek yememiz lazım, diye…
Basın özgürlüğü, gösteri ve yürüyüş hakları seçim barajı seçim yasaları gibi daha sayamadığım onlarca konu açısından aramızda dağlar var.
Onlar meselelerin tamamına “insani” açıdan bakıyorlar biz ise siyasetçilerin bakış açısına bağlıyız.
Siyasetçiler ise kendi tabanlarının bakış açılarına…
***
Kim ne derse desin ben bu ülkede halkın bölündüğünü parçalandığını “bölük pörçük açıklanan demokratikleşme paketlerine” bakarak görebiliyorum…
Bugüne kadar açılan hemen her “demokratikleşme paketi” ülkeyi hem gerdi hem de kutuplaştırdı böldü. Asıl yapılması gerekenleri söylediğinizde de cevapları hazır; onun daha zamanı var “milletim isterse” derhal yaparız…
Yap o zaman kardeşim daha neyi bekliyorsunuz; bu dünyaya kazık çakmaya mı geldiniz?
Bakın bazı illerimize; adamın elinde makineli tüfek yüzünde ve başında maske resmen suç işliyor ama ne hikmetse hakkında en ufak yasal bir işlem yapılmıyor…
Daha bugün izledim; bir doğu ilimizde yapılan duvarı bahane ederek sokakta terör estiriliyor ama ne hikmetse polis Taksim ve Gezi Parkı eylemlerine katılanlara uyguladığı yöntemi burada uygulayamıyor.
Onlarca yüzlerce olay oluyor taşlar atılıyor havai fişeklerle saldırılıyor devletin malına zarar veriliyor ama devletten ”tık yok” sadece savunmada, ne yaralanan ne ölen “eylemci” var…
***
Bugünlerde en çok konuşulan konu ise” namus bekçiliği” ama asıl konuşulması gereken giderek polis devleti olmamız. Daha önce açıkladıkları gibi “polisin” yetkileri artırılıyor. Daha önce hakim savcı izniyle uygulanan gözaltı işlemlerinde polise “önleme gözaltı” yetkisi herhangi bir yerden izin almadan veriliyor. Tek bir şarta bağlı; istihbaratı yapılmış olacakmış…
Ne ilginç değil mi göz altını yapan da “istihbaratı” da yapan aynı kurum yani Polis…
Peki, ne değişecek ki, polis istediği suçu istediğine atabilirken hakkında hiç istihbarı bilgi olmayan birine anında istihbarat bilgisi düzenleyemeyecek mi?
Bu ülkede bazı insanlar üzerine vazife olmayan konularda öne çıkmayı kahraman olmaya özenmekte; hatta utanmadan sıkılmadan en yakınlarını dahi ihbar, ispiyon etmektedir.
Çok yakın tarihte yaşadık ve gördük; İş adamlarının, sevil toplum kuruluşlarının, basının sosyal medyanın aldığı rolü inkar etmek mümkün değildir.
***
Avrupa Birliğinden tamamen kopan ancak sanki çok umurundaymış gibi hareket edenler; mahkeme kararı olmadan, savcıları devreye sokmadan kolluk kuvvetlerine bu ve benzeri yetkiler vereceklerine bence Avrupa Birliği mevzuatının tamamını uygulamanın yollarını aramalıdır.
Madem çok özeniyoruz, oralarda yaşayanlar kadar çağdaş özgür ve refah olmak istiyoruz; bunda hepimizin sorumluluğu var, bizlere, vatandaşlara düşen görev de “iktidarlardan” hükümetlerden onların kazanımlarını istemek ve ısrarcı olmaktır.
Orada yok bizde de olmamalı demek doğru değildir, bu ülkenin kendi değerleri vatandaşlarının ise genel bir karakteri var; her koyun kendi bacağından asılır der atalarımız…
Elbette dünyaya entegre olacağız ama bence bunun için kendi kişiliğimizden ulusal kimliğimizden taviz vermemiz gerekmiyor…
***
Polis devleti,
Namus Bekçileri
Ve yetki karmaşası…
Sonuç işte; “Baskıcı devlet”
Var mı itirazı olan?
İyi tatiller…
Erdoğan ÖZGENÇ