- Kategori
- Siyaset
Başlarken
Yıllar yılı yazılı basının ülke yönetimi ve siyaset üzerindeki etkilerini tartıştık durduk. Sonra, beyaz cam - yani TV girince dünyamıza, bu kez ekran kavgalarıyla - görsellikle etkilenmenin daha fazla olup olmadığının münakaşasını yaptık.
Ama şimdi; internet mahşerin çılgın atlıları gibi girdi dünyamıza. Gayri, bir internet sitesinde yayınlanan muhtıralarla ülkenin kaderi değişebilmekte...
Şu halde, Antalya'da yaşayan ve 41 yıldan bu yana edebiyat, kültür ve sanatın içinde dans etmiş birisi olarak Milliyet'in sağladığı bu internet yayıncılığından biz de istifade edelim ve çeşitli konulardaki görüş ve düşüncelerimizi siz okuyucularla paylaşalım istedik.
Bakalım, ilerleyen zaman içinde okuyucu kitlemiz oluşacak mı? Sizler, o güzelim göz bebeklerinizle sayfamda gezinirken, "hasbihal" etmenin tadını alıp, zevkine varabilecek misiniz?
Bazen, sizlerle aynı doğrultuda ve aynı çizgide düşünmeyebilir, sizlerle ters de düşebiliriz. O sebeple şimdiden kalbini kıracağımız, gücendireceğimiz dostlar olursa, peşinen özür dileyelim, olmaz mı? Maksadımız, asla gönül kırmak olmayacak, Yunus'un deyimiyle "gönül kazanmak" olacaktır. Ancak, dünya hali bu. Bakarsınız, olmaz dediklerimiz de oluverir, değil mi?
Yüreğimizde ülkemizin ve ulusumuzun kaygısı olacaktır, derdi derdimiz olacaktır, neşesi neşemiz. Acımız, sevinçimiz ortak olup akacak elektronik ortamdan satırlara. Dilerim çağlayanlara döner bu akış...
Bugün ilk gün ve bu ilk yazı.
Hani ilk doğan gün tazeliğinde, hani gıcır gıcır çocukluk ayakkabılarımız var ya, hah işte o misal yeniyiz yani...
Yenide umut vardır, heyecan vardır, aşk vardır. Bu aşkı, ışığı, umudu ve heyecanı hiç eksiltmemeye gayret edeceğiz. Antalya'dan dünyaya seslenecek, klavyemizin tuşlarıyla yüreğimizi gönül bahçelerinizde gezindireceğiz. Her konuda tek yada bir-iki rengi değil, ortak paydalarımızdan ödün vermeden, başka renkleri ve desenleri de çizeceğiz.
Başlarken; cümlenize dostça, sıcacık "merhaba" diyoruz...