Batsın bu dünya

İstanbul, dev bir organizasyona daha ev sahipliği yaptı deniyor haberde. Dünyanın pek çok ülkesinden siyasi lider, İstanbul Küresel Forumu'nda bir araya geldi. 13-14 Ekim tarihlerinde İstanbul Kongre Merkezi'nde gerçekleştirilecek forumun açılışını Başbakan Recep Tayyip Erdoğan yaptı. Başbakanlık Kamu Diplomasisi Koordinatörlüğü ve Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) işbirliğiyle düzenlenen forumun bu yılki ana teması “Adalet.” 120 konuşmacının kürsüye çıkacağı forumda adalet konusu 6 ayrı başlıkta ele alındı. Dünyanın karşı karşıya olduğu sorunlar ayrıntılı olarak değerlendirilecek, çözüm önerileri masaya yatırılacak.

Söz konusu başlıklar şöyle: “Adalet ve Küresel Düzen”, “Adalet ve Siyaset”, “Adalet ve Tarih”, “Ekonomik Adalet”, “Adalet, Sanat ve Medya”, “Adalet ve Din.”

Foruma katılanlar arasında ünlü sanatçılar ve akademisyenler de var. Bunlardan birisi de arabesk ismin usta ismi Orhan Gencebay. Bu yıl ilk kez katılacağı forumla ilgili konuşan Gencebay, şunları söylemişti: “Farklı temalar üzerine çok önemli, işinin ehli insanlar paylaşımlarda bulunacak. Beni de öyle görüp davet etmişler, sağ olsunlar mutlu olduk. Biz de davete icabet edip, birikimlerimizi, düşüncelerimizi paylaşmaya çalışacağız. Her şey daha adil bir dünya için.”

İSTANBUL Küresel Forumu'na pek çok siyasi lider, akademisyen, sanatçı ve medya temsilcisi katılacak. Bazı isimler şöyle: Ürdün Başbakanı Fayez El Taravni, eski İran Cumhurbaşkanı Muhammed Hatemi, Suriye Ulusal Konseyi Başkanı Abdülbasit Seyda, Suriye Kürt Ulusal Konseyi Başkanı Abdülhamit Başar, Alman Uluslararası İşbirliği Topluluğu Başkanı Eckhard Deutscher, Vatikan'da bulunan Papalık Dinler Arası Diyalog Konseyi Genel Sekreteri Miguel Angel, Fener Rum Ortodoks Patriği I. Bartholomeos, Türkiye Musevileri Hahambaşı İsak Haleva, Kudüs Başmüftüsü Muhammed Ahmed Hüseyin.

İstanbul Küresel Forumu'nun ''Sanatın Adaleti'' başlıklı oturumuna katılan sanatçı Orhan Gencebay, besteleriyle sanatını anlattı. Gencebay, İstanbul Kongre Merkezi'ndeki forumda yapılan oturumda, herkesi selamlayarak, 6 yaşından beri müzikle uğraştığını anlattı. 

Besteci icracı olduğunu ifade eden Gencebay, düşünen biri olduğunu ve ne söylemek isterse besteleriyle söylediğini kaydetti.

Gencebay, ''Sanatla adaletin birbirine ne kadar yakın ve birbirleriyle bağlantılı olduğunu biliyorum. Bir bestem var, dizeleri şöyle; Yazıklar olsun, kaderin böylesine yazıklar olsun. Her şey karanlık, nerede insanlık, kula kulluk edene yazıklar olsun. Batsın bu dünya, bitsin bu rüya. Ağlatıp da gülene yazıklar olsun'' diye konuştu. 

Bestelerinden örnekler veren Gencebay, ''Batsın bu dünya'' şarkısını 1975 yılında yazdığını kaydederek, şöyle devam etti: 

''Öyle bir ortamımız vardı ki o dönemlerde. Günde 40-50 kişi ölüyor, yaralanıyor ve mağdur oluyordu. Böyle bir ortamda dayanamadım, 'Batsın bu dünya' bestesini yaptım. Bu, ülkemin ağıtıdır. Tarih boyunca her zaman öyle şeyler yaşanmış ki, her zaman adalet aranmış. Bir şeyler eksik veya yanlış olmuş. Maalesef bazı insanlar ve ülkeler yalnız kendi refahları için başka ülkelerin haklarını gasp etmek istemişler. Bunu yaparken insanlığın temel prensipleri olan iyilik, doğruluk, güzellik, barış ve paylaşmayı hiç önemsememişler. Sadece kendi refahını düşünmüşler. Sanat ise iyiliği, doğruluğu, güzelliği insana hitap eden ve yaradanın yaratmış olduğu tüm güzellikleri korumaya yönelik söylemlerdedir.'' 

            Sanatçıların birçoğunun yapmış olduğu çalışmaların elle tutulmaz, gözle görülmez olduğuna dikkati çeken Gencebay, iyi insanın, kendisine yakıştırmadığını başkasına da yakıştırmayacağını söyledi.

Sesi, müziği, eğitimi, kültürü, birikimi ile Ülkemizde oldukça sevilen Baba lakaplı sanatçının, Foruma katılan birçok katılımcının ülkesinde ve tüm dünyada adaletsizliklerin yaşandığı ve onlar karşısında daha adil bir dünya için “Batsın bu dünya” söylemine bizde katılıyoruz.

Ama, dünyada adalet ve barış isterken sanatçıların sorumluluklarından biri de kendi ülkesindeki adaletsizlikleri görmemezlikten gelmeyip, sesini yükseltmesidir. Yoksa barış sloganı veya dileği kuru bir laf dizininden öteye bir anlam içermez.

Öyle değil mi?

Nizamettin BİBER

Uzman İnşaat Mühendisi