Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Nisan '14

 
Kategori
Siyaset
 

Bayburt modeli halkın iradesine saygısızlıktır

Bayburt modeli halkın iradesine saygısızlıktır
 

Yerel Seçimlern geride kalmasıyla birlikte siyasetin nabzı Ağustos ayında yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimi için atmaya başladı. İlk kez halkın oylarıyla seçilecek Cumhurbaşkanı için siyasal partilerin adayları netleşmesede bazı görüşler ön plana çıkmaya başladı.

Bayburt Modeli diye adlandırılan model AKP için ilk planda düşünülen bir alternatif.

Bayburt ilimizde tek milletvekili olması nedeniyle bu vekilin istifasıyla boşalan il vekilliği için yeni bir seçim yapılması ve  şu andaki Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ün bu ilden aday olması ve seçilmesi ile vekil olarak Başbakan olmasının öün açılması bu modelin özüdür. Çünkü bakan olmak için vekil olmak gerekmiyor olsa da bu durum Başbakan olmak için geçerli değil.

Bu durum şekil olarak uygulama olarak normal görünebilir. Ancak  demokrasiye ve demokrasinin özüne, milli iradeye  saygıya, halkın seçim  kararlarına saygı göstermek açısından bir siyaset kurnazlığı ve ahlaksızlığıdır.

Bayburt seçmeni böyle bir durumda aday olan Abdullah Güle saygı duyarak onu seçebilir. Bu gayet olağan bir durumdur. Normal olmayan ise seçim öncesi bu tercihin kesin olacağının düşünülmesi ve Bayburt halkının tercihinin şimdiden belli olduğunun kabul edilmesidir.  Bu Bayburt halkına karşı yapılan bir siyaset ahlaksızlığı değilmidir.?   Halka ve seçmene saygı duymak değil bir dayatma değilmidir.?

4  yıl önce seçilen Bayburt vekilimizin kendi kararı ile istifa etmesi ne kadar etiktir. Bayburt halkınının kendisine verdiği temsil görevini hangi değerleri yok sayarak istifa edecektir?  Gördüğümüz gibi burda da bir seçmene saygıdan çok siyasi bir beklenti ve kişisel çıkarlar söz konusudur.

Türkiye Cumhuriyetinin sadece iki kişiden ibaret bir Başbakan ve Cumhurbaşkanı seçeneği olduğunu halka dayatmak ve bu yönde siyasi adımlar atmak kararlar almak seçmene halka saygısızlıktır. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin daha önce T.B.M.M.  tarafından seçilmesi kuralını değiştren AKP nin geçen yıl neden tekrar bu kurala geri dönmek için alternatifler aradığını seçmenin asla unutmaması gerekir.  2005 yılında kendi  siyasi çıkarları ve beklentiler için  Cumhurbaşkanlığını halkın seçimine götüren bir parti o dönemde yine kendi tercihleri açısından daha  uygun olacağı düşüncesi ile yeniden Meclisin Cumhurbaşkanlığı seçimini yapmasının uygun olacağını dile getirmiş idi.

Seçmenlerin tercihlerini yaparken adayların ne kadar kişisel ne kadar toplumsal düşündüklerini iyi analiz etmeleri gerekiyor. Bir çok kez halk adına yapıyoruz denilen kanunlar aslında halkın karşısına her zaman engelleyici uzaklaştırıcı ve  kısıtlayıcı şekilde çıkmaktadır.

Yıllardır siyaset anlayışımız büyük bir çoğunlukla bu yönde olduğundan bizleri yönetmesi ve halk adına kararlar alması için seçtiğimiz vekiller maalesef halk adına değil kendi çıkarları doğrultusunda kararlar almışlar ve almaktadırlar.

Seçmenlerimizin büyük bir çoğunluğu  genel seçim öncesi aday olan vekillerin geçmişlerine birikimlerine hizmet anlayışlarına ve dürüst olup olmadıklarına bakmaksızın doğrudan siyasi partilere oy vermektedir. Siyasi partiler de aday listelerini adayların dürüstlüklerine  ve başarılarına göre değil genel başkana ne kadar bağlı olduklarına göre şekillendirerek sıralamaktadır. Durum böyle olunca da kendisi 700 bin liralık rüşvet saat alan oğulları milyarları  rüşvet olarak alan vekiller ve bakanlar  ortada cirit atabilmektedir. Bildiğimiz gibi hırsızlık ve rüşvet oğuldan babaya geçmez. Babadan oğula geçer. Öyle ise seçmen olarak bizler önümüze gelen aday listelerinde ismi olanları seçmeden önce iyi analiz etmeli araştırmalı ve kararımızı ona göre vermeliyiz.  Bir vekil adayı o ilden  değil ise  o ili tanımıyor ise hatta o ilde hiç ikamet bile etmemiş ise o ilin halkına sorunlarına ne kadar çare olabilir.

Seçmenler hiç bir zaman alternatifsiz değildir. Önlerine getirilen seçenekler maalesef kendi çıkarları ile uyuşmayan değerlerdir. Bu   zorunlu tercihleri yapmaya seçmeni zorlayanlar ve yönlendirenler ise  ne acı ki  yine daha önce o seçmenlerin seçtikler kişilerdir.

Bu durum siyasi partilerin kendi içlerinde oluşturduğu anti demokratik sistemin bir sonucudur. Bu yüzden yıllardır demokratik ve çağdaş bir Siyasi Partiler Kanunu nu çıkarmaktan geri durmaktadırlar.

 
Toplam blog
: 96
: 648
Kayıt tarihi
: 12.08.08
 
 

Karadenizliyim. İzmir' de yaşıyorum.  Dünyanın tek bir ülke  olduğuna inanarak  bütün insanların ..