Baykal'dan öte

Türkiye’de son yıllarda yaşanan siyasi gözaltılar, tutuklamalar, suikast söylentileri, skandallar, komplolar, asker ve yüksek yargı ile siyaset gerginlikleri, ülkedeki genel tabloyu ortaya koymaktadır.

“Türkiye’yi değiştiriyoruz” söylemi ile yola çıkanların karşısına, yapılmak istenenleri olumlu kabul etmeyip direnç gösteren güçlerin önü çeşitli yöntemlerle kesiliyor.

Teknolojik iletişim sayesinde, toplumun sürekli izlediği ve ilgilendiği Ergenekon adı verilen süreç devam ediyor. Üç yıla yakın bir zaman geçmesine ve çok tutuklu bulunmasına rağmen, yargı, henüz bir karara varabilmiş değil.

Üniversite, ordu, yargı, iktidar, ana muhalefet devletin temel iskeleti. Bunlar arasındaki güç dengesinin bozulması, devlet sisteminin değişmesini zorlama anlamına geldiğinden ülkede sarsıntılar yaratıyor.

İnternet ortamında yayınlanan video kaset üzerine, ana muhalefet partisi genel başkanının istifa etmesi, böyle istifalara alışmamış Türkiye’de beklenenden daha çok etki yaptı.

Baykal’ın siyasi deney ve birikimi, Türkiye’nin karmaşa ortamında, önemli bir gruba güven ve moral vermekteydi. Laik, Atatürkçü, çağdaş ve modern Türkiye taraftarlarının güvenli bir kalesi görünümündeydi Baykal.

Kaset veya video olayını, tek başına Baykal’ın devreden çıkarılması olarak anlamanın ötesinde, bir takım yöntemler kullanarak muhalefete gözdağı vermek amacıyla yapılan mücadele şeklini Türk halkı onaylamıyor. Siyasi anlamda silah geri tepiyor.

Diğer yandan, video olayı ve arkasından istifa, “Baykal’la bir yere varılmaz” diyen parti içi muhalifleri sevindirmişe benziyor.

CHP içinde aday olarak ismi geçenlerin hiç biri, duruma fırsatçılık olarak bakmıyor ve kimse adaylığını açıklamıyor.

Bu konuda genel düşünce, Sayın Deniz Baykal’ın şimdi veya belli bir süre sonra, son kez tekrar partinin başına döneceği yolunda.

Hüseyin Seyfi