Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Kasım '11

 
Kategori
Deneme
 

Bayram hediyesi

Bayram hediyesi
 

Kendi kendime bayram hediyesi verdim bugün.

Dinlendim...

Dinlenirken internette gezinmeyi de ihmal etmedim:)

You Tube'da eskilere ait belgesel filmler buldum. Niyetim, arada bir yaptığım gibi İstanbul'un eski görüntüleriyle gözümü şenlendirmek, ruhumu dinlendirmekti. Umduğumdan çok daha güzel çalışmalara rastladım. Kanal B, 'Yaşayan Tarih' adında belgesel bir program hazırlatmış ve yaynlamış. Sanırım bir kaç yıl öncesine dayanıyor bu çalışma. Her programı yaklaşık üçer, bazılarını ise beşer, altışar bölümlük videolar halinde getirmişler.

İlk olarak Eski Kahvehaneler...

Kapalıçarşı'daki Şark Kahvehanesi ve Eyüp'teki Piyer Loti Kahvehanesi.

Bu ikisi de, ama yakınlığı dolayısıyla en çok Şark Kahvehanesi, müdavimi olduğum yerlerden. Ekranda kahvenin tarihi hakkında konuşan, her gittiğimde orada bulduğum beyefendiyi görünce şaşırdım. Sahibi olduğunu bilmiyordum. O kadar çalışanlardan biri gibi durur ki kahvede, anlamamışım sahibi olduğunu. Kamera kahvenin içinde gezinirken, her gittiğimde hep oturduğum masada da durdu bir süre. Bir an kendimi göreceğim gibi geldi. Çünkü o kadar benimsemişim ki o masayı. Genellikle yoğunluğun az olduğu hafta içi günlerde gittiğimden mutlaka boş olur ve ben hep oraya otururum. Hiç çay içmem, sade bir Türk kahvesidir değişmeyen içeceğim. Bu tür tarihi kahvehanelerde kahve içmekten yana olmuşumdur hep. Kahvemin yapılışını da gösterdiler programda, köz üzerindeki cezve çevrile çevrile yavaş yavaş kabaran kahve, Şark Kahvesi amblemli fincana özenle doldurulup servis yapılıyor.

Saatlerce oturulabilir, acıkırsa çayın kahvenin yanında tost gibi yiyeceklerden de ısmarlayıp açlığını yatıştırabilir hatta belki doyabilir de insan. Ne yazılar yazdım ben bu kahvede, ne acılar ne sevinçler paylaştım sırdaşım masayla. Dertlerle yüklü gidersen yükünü atarsın, sevinçle yüklüysen bir kat da oradan yüklenirsin. Modern İstanbul'da, Osmanlı'dan kalma çarşıda, buram buram tarih kokan muhteşem bir yerdir burası. Yeni modern zamanda, ama eski İstanbul'dasındır aynı zamanda.

Piyer Loti daha başka, daha mistik bir yer. Açık alanı daha fazla, bu yüzden midir bilmem çay içmeyi daha çok seviyorum burada. Bir kez, bir kış akşam üstü arkadaşımla girmiştik kapalı kısmına. Mavi desenli çinilerle kaplı bir mekan. Oturma yerleri sedirden, sehpaları ise hasır ayaklar üstüne konmuş bakır tepsilerden ibaret. Burada da közde yapılıyor kahve, usulüne uygun olarak. Burası da buram buram tarih kokuyor, Haliç'e bakan manzarası muhteşem. Fakat eski tadı yok bende, canım çekmiyor artık gitmeyi. O kadar turistik ve pahalı oldu ki, işletmecisi o kadar kâr amaçlı çalışıyor ki, ben soğudum...

Yaşayan Tarih'te sonraki gezintim Cankurtaran semti ve Erol Taş Kahvehanesi oldu. Bu kahvenin önünden defalarca geçmeme rağmen hiç girmemiştim içeri, şimdi ilk fırsatta programıma dahil edeceğim.

Sonra, Tünel... Karaköy'ü Beyoğlu'na bağlayan, 1875 yılında hizmete girmiş olan dünyanın ikinci metrosu, sevimli Tünel. Adeta bir zaman tüneli burası, tarihini de dinleyince daha iyi anlıyor insan. Beyoğlu'ndan Karaköy'e iniş çok zor değil aslında, keyifli de oluyor hatta. Tarihi binaları seyrede seyrede nasıl indiğini anlamıyor insan, ama sırf bu sevimli tünelin cazibesine kapılıp vazgeçiyorum yürüyüşten ve atlıyorum daha da sevimli, sıcacık vagonuna. Gidiş ve dönüş olmak üzere aynı anda iki vagon hareket ediyor Tünel'de. Bir kayışın üzerinde biri iniyor diğeri çıkıyor ve tam ortada ikiye ayrılan kayışda karşılaşıyorlar, sonra tekrar birleşen kayışla yollarına devam ediyorlar. Bir vagon yaklaşık yüz yetmiş beş yolcu taşıyormuş, yani bir seferde iki vagonla üç yüz elli yolcu taşınabiliyor. Bir kaç yıl öncesinde eski vagonların kullanımına devam ediliyordu, şimdi yenilendi. Daha modern görünümlü, modern kolutuklu vagonlara biniyoruz artık. Ama ben hep olduğu gibi, nasıl İstanbul'daki Amerikan dolmuşlarını hâlâ özlüyorsam eski Tünel vagonlarını da özlüyorum.

Benim de dinlenmem böyle oldu işte.

Esen kalın. 

 
Toplam blog
: 314
: 1210
Kayıt tarihi
: 07.08.11
 
 

Üsküdar İstanbul doğumluyum ve halen burada yaşıyorum. Okumak, yazmak ve seyahat etmeyi çok seviyor..