- Kategori
- Güncel
Bayramda Dargınlar Barışır mı?
“Nasılsınız?”, “Hoş geldiniz!” türünden seslenişler vardır. Bunlar, “usul yerin bulsun” diye yerine getirilince, zamanla “basmakalıp” olma niteliği kazanıyor. Böyle olunca da, bir etkisi/ yararı olmuyor.
Özünde, bireyselliği öne çıkarsa da, toplumsal bir yanı olan deyişlerden biri de, dargınlanır/ küskünlerin, Şeker ve Kurban Bayramlarında barışmalarıyla ilgili olanıdır.
İnanç şu:
Bayramlar, hoşgörüyü/ bağışlamayı birlikte getirir; küskünlerin barışmalarına bir “vesile” olur.
*****
Dargınlık/ küskünlük, buna yol açan “neden”leri değerlendirmede öznellik belirleyici olacağına göre, biter mi bitmez mi, bunu kestirmek zor.
Bayramda unutulan/ ertelen dargınlık nedenleri, bayram sonrası sürmezse, bayramların birleştirici yanı ortaya çıkar.
Sürerse...
Demek olur ki, hatır gönül için, büyükleri/ dostları kırmamak için, “usul yerini bulsun” diye yapılanlar, bayramın da ruhuna aykırı olur.
En iyisi, ya bir işi bitirmek ya da oluruna bırakmak, “Böyle daha iyi” diyerek, geleceğe bakmak...
*****
Bayramların niteliği/ havası günümüzde değiştiğine göre, sanıyorum, “Bayramlarda, dargınlar/ küskünler barış”ın da bir anlamı kalmadı.
Artık, bayram gelmeden, evinden uzaklara kaçanlar çoğaldı. Evde oturup “küçükler”i beklemeler azaldı.
Yollara döküldü insanlar.
Yollar, bayramlarda, bayram öncesi/ sonrasında insan seline döndü.
İnsanlar, “trafik canavarı"na kurban verildi.
Karayolları kan gölüne döndü.
Kimileri, belki de, bayramın barıştırıcı/ hoşgörü yanını yaşayamadan kurban oldular.
Kimbilir!...
*****
“Akide şekeri” kıvamında, ağız tadıyla bir bayram dileğiyle...
Tüm Milliyet Blog “camiası”na, yazımı okuyanlara...
Şeker Bayramınız, ayrıca Zafer Bayramınız kutlu olsun!
TURGUT ÇELİK/ Mersin (Geçici olarak İstanbul)