- Kategori
- İlişkiler
Bayramlık

Kabul etmeniz dileği ile, kendi arşivimden "Bayram çiçeği" sunumu...
Hani derler ya “Bayramlık ağzımı açtırma” diye… Arkasından da açarlar ve ne kadar “Kötü” laf varsa verip veriştirler.
Oysa hem “Bayram” diyeceksiniz, hem de “Bayramlık ağız” ile ne kadar kötülük varsa hepsini ortaya koyacaksınız!...
Bu işte bir yanlışlık var.
Ben “Bayramlık” yazımı “Bayrama” uygun olarak yazmak, açmak istiyorum ve bu amaçla da yazıma başlıyorum dostlarım.
İki günden bu yana “Mesaj” haneme “Blog esnafı”ndan bayram kutlamaları gelmeye başladı. Elbette onlara tek tek cevap vereceğim. Nezaket, bunu gerektirir ve ayrıca da “Sıcaklık” ve “Sevgi” oluşturur.
Bununla beraber buradan da TÜM BLOG ESNAFI ve ÜLKEMİN İNSANININ bayramlarını kutluyor, aileleri, yakınları, dostları ve tüm ülke ile sağlık ve mutluluk içinde geçirmelerini diliyorum.
Bu arada…
Bayramı “Tatil” bilip yola kendi özel araçları ile çıkacaklara da “Dikkatli gidiniz, yollar yağışlı, kar ve kalabalık, üzmeyin kimseyi” diye de uyarıyorum ve neşe içinde gidip gelmelerini diliyorum.
Ve…
Bir de “Üzüntü”mü dile getirmek istiyorum.
Dini ve milli bayramlar, toplumun dayanışması, birlik ve beraberliğinin daha da artırmasına neden olması gerekir.
Ne yazık ki son yıllarda, özellikle de iş stresinin, ulaşım ve haberleşme araçlarının artması nedeniyle “Ziyaret” etkinliğinin giderek azaldığını görüyorum. Oysa “Ziyaret” etkinliği, bayramların olmazsa olmazları arasına girmesi gerekir.
Çocukluk yıllarımızda, iş stresinin bu kadar yoğun olmadığı ve insanların “Dinlenme” ihtiyacından çok, o zaman kadar bir nedenle göremediklerini görmek için fırsat saydıkları bayramlarda “Ziyaret” etkinliği bir “Tören” şeklinde yapılırdı.
Önce küçükler, büyüklerin bayramını kutlamaya, el öpmeye ve mendil, çorap gibi küçük fakat anlamlı hediyelerini almaya giderlerdi. Yeni evlilere, ilk bayramlarıdır diye daha özel hediyeler verilirdi.
Daha sonra da büyükler, küçükleri ziyaret eder, onlara değer verdiklerini gösterirlerdi. “Bayram ziyareti, kısa olur” diyerek, olabildiğince çok ziyaret yapmak için çaba harcarlardı.
Şimdi?...
Haftalar önceden yapılan şehir veya ülke dışı seyahat programları ile ne yazık ki “Bayram tatları” başka tatlara dönüştü.
Kimseye de “Bu nasıl bayram kardeşim” diyemiyoruz. Hepsinin kendine göre bir nedeni var.
Bir başka üzüntüm ise, çocukluğumuzda bayramlarda "El öpmek" ve "Hediye almak" için gitmelerimiz içindi. Şimdi biz büyüdük, "Elimiz öpülecek, hediye vereceğiz" zevkinden mahrum kalmamızdır.
Öyle de olsa, buradan herkesin bayramını yürekten kutluyor, sağlık ve mutluluk içinde geçirmelerini diliyorum.
19 ARALIK 2007