Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Mart '07

 
Kategori
İş Yaşamı - Kariyer
 

Beden-in dili, bırakın konuşsun!

Beden-in dili, bırakın konuşsun!
 

Şu an en güvendiklerim için- yılların tecrübesine dayanarak- onları ilk gördüğümde hakkında ne düşündüklerim ne kadar önemli. Tanışırken müthiş kendini takdim eden, sevecen, güvenilir insanların sonradan gerçeklikleri ortaya çıktığında bende bıraktıkları on üzerinden on izlenimlerinin ne önemi var.

Bugün birçok kitap, eğitim biliyoruz beden dili hakkında. Konuşurken, tartışırken, hitap ederken her hareketimizin ne anlama geldiğini artık beden dili ile biliyoruz. İş mülakatlarında, ticarette, tüm ilk tanışmalarda yepyeni bir dil olduğunu biliyoruz. İnsanların konuşmaları, düşünceleri muhakkak hareketlerine yansıyacaktır buna katılıyorum ve beden dili karşımızdakini daha iyi anlayabilmek için öğrenmemiz gereken yeni bir çalışma alanı. Fakat bu konunun eğitimini alma ve uygulama safhalarınındaki bir takım problemlerimizden ötürü beden dilinin yarardan ziyade zarar yaratabileceğini düşünüyorum

Öncelikle, karşımızdakinin ne düşündüğünü, ne olduğunu bilmek müthiş bir fırsat. Zaten biz de bu fırsatın peşindeyiz. Düşünsenize hayatta iletişime geçtiğiniz birçok kişi hakkında , onların sizinle paylaşmadığı konularda bilgi sahibi oluyorsunuz. Peki ya yanlış değerlendirirsek?

Yüksek bir ihtimal değil mi? Konu hakkında profesyonel bir eğitim sürecinin tamamlamış, ve bir süre farklı kaynaklardan konu hakkında beslenmemiş isek, yanlış değerlendirme ihtimalimiz çok düşük değil. Bu büyük hataya düşmemek için insanların eğitim aldığı çoğu kişisel gelişim uzmanı! 4 saat eğitim ve bir kaç kitap okuyarak bizlere eğitim veriyolar ve esas kötüsü beden dilini uygulamamız konusunda bizleri ikna edebiliyorlar.

İnsanların ne düşündüğünü anlama gibi büyük meziyeti yani beden dilini doğru kullanmayı bir iki eğitim almış (ki eğitmenler de belli) kişilerden beklemek ne kadar doğrudur Türkiye’de konu hakkında yetişmiş birkaç beden dili uzmanı haricinde ….

Bu kadar önemli bir çalışma alanı yetersiz eğitim ve yanlış uygulamalar sonucu birçok insan birbiri hakkında yanlış düşünüyor. Beden dili sanki eğitimleri kitapları bir dayatmayı karşımıza çıkarıyor; karşımızdakinin konuştuğu gibi düşünmediğine inanıyoruz öncelikle, eksiklikleri neler onları görmeye çalışıyoruz, insanların bizi kandıramaması için önlemlerimizi alıyoruz. Konular yüzümüzü ekşitiyor, peki nerede kaldı ilk tanışmalarda gülümse şartı. Hem beden dili hakkında profesyonel değiliz hem de uygulamaya çalışıyoruz. Diğer yandan da tüm bu sevimsiz konuları keşfetmeye çalışırken gülümsememiz gerekiyor. Gülümse sadece bir iki saniye yalancı bir dudak hareketi oluyor, karşımızdaki doğal olarak yapmacıklığımızı fark ediyor.Sonrasında bakışlarımız , şeklimiz değişiyor nasıl bakıyoruz karşımızdakine böyle. Elleri içeri doğru kapalı ise konusuna hakim, kafasını kaşıyorsa soru işaretleri var, elleri göğsünde çapraz ise savunmaya geçmiş . İşte tüm bunları gözlemlerken peki biz nasıl bir hal alıyoruz. Nasıl bi iki eğitim ve kitapla beden dili hakkında uygulama düzeyine gelebiliyoruz ve tüm bu gözlemleri yaparken karşımızdakine belli etmiyoruz.

Burada bir de dayatmadan bahsedebiliriz. Yine güvenmeme önlemini alma olgusu karşımıza çıkıyor, özellikle gençler bu tur eğitimleri daha fazla alıyor ve iş dünyasında kimsenin düşündüğü gibi konuşmadığını , herkesin esas amacının farklı olduğunu ve kişilerin gerçek niyetlerini beden dillerinden anlayabileceğimiz anlatılıyor. Oysa yaşam ve mutluluk için güvenmek zorundasınız ve iş yaşamında kişilerden beklenen 5 saniyelik ilk izlenimlerinin çok iyi olmasında ziyade güvene dayalı uzun vadeli ilişkiler kurmalarıdır. Gerek ticari olarak gerekse iş yaşamında.

Birbirine yardım etmeyi seven, misafirperver, kibar, başkalarının haklarına saygı duyan, heyecanlı, yanındaki için üzülebilen bizler iş yaşamına başladığımızda bir anda şekil değiştiriyoruz, birileri bize kılıçlarımızı kuşanmamız gerektiğini, insanların amaçlarının hep başka olduğunu anlatıyor, bu anlatanlara para ödüyor ve bu taktikleri öğrenebiliyoruz. Zaten cok fazla profesyonel iş müzakereleri konusunda tecrübemiz olmamasına rağmen beden dilini çözmeye çalışırken, amatörlüğümüz esas bizim bedenimize yansıyor, gözlerimiz kişinin tüm hareketlerine odaklanıyor ve çogu zamanda kişi hakkında yanlış kararlara varıyoruz. İyi ihtimalle doğru saptamalar yapsak ve kişinin esas niyetini öğrensek bile iyi bir ticari anlaşmaya imza atamadıktan sonra bu bilgi neyimize yarıyor merak ediyorum.

Müzakerelerde odaklanmamız gereken ise karşımızdaki değil masadaki konu değil midir? Biz bu analizlere dalarken konu ile ilgili menfaatlerimizi savunabilir miyiz? Tabiî ki yapabiliriz eğer beden dili konusunda yeterince tecrübeliysek. Günlük iş yaşamımızda ticari konularda müzakerelerde ticaret ve daha fazla kazanmak için odaklanmamız gereken konu beden dilinden ziyade iş olmalı değil mi?

Bilgi kişiye başarıya ulaştırır, başarı kişinin özgüvenini besler, özgüven ise konuşmalarınıza ve hareketlerine en iyi şeklinde yansır.

Son olarak, eğer bilginiz ve gerekli hazırlıklarınız varsa bırakınız vucüdünuz konusun ve sizi temsil etsin. Rahatlık duygusu bizlere yaratıcılık ve verimlilik ile geri dönecektir.

Sadece rahatlayın, bilgilenin, planlayın ve işinize odaklanın , karşımızdakine veya kendi bedenimizin hareketlerine değil konuşmalara odaklanın.

Onları dinleyin, hareketlerini değil ne söylediklerini görün. Gözlerinin tam içine gülümseyerek bakın.

Karşımızdakine inceleniyor duygusundan ziyade güvendiğinizi hissettirin

Bırakın bilginiz konuşsun vücudunuz hareketleri ile size uyum gösterecektir.

FD

resim: istegenc.com.tr

 
Toplam blog
: 35
: 761
Kayıt tarihi
: 05.11.06
 
 

Merhaba, yazmak en büyük hayalim değil ancak yazdıklarım üzerinde uzun zamandır düşündüğüm ve art..