Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Eylül '12

 
Kategori
Kişisel Gelişim
 

Bedenimizin Şifreleri, mimikler ve Jestler

Bedenimizin Şifreleri, mimikler ve Jestler
 

Mimik ve jestlerimiz.... Sahip olduğumuz beden şifrelerimiz, anlamayı ve anlatmayı kolaylaştıran, kullanamadığımızda da zorlaştıran. Şimdilerde estetik ameliyatlarla silinmeye çalışılan, mimiksiz jestlerimizle eksik, kalakaldığımız durağan, dümdüz anlatımlar...

Gün içinde arkadaşlarımıza, tanıdıklarımıza, tanımadıklarımıza, çocuklarımıza, sevdiklerimize, sevmediklerimize sürekli birşeyler anlatırız, birilerinden birşey isteriz, soru sorarız, zaman zaman ayna başında kendimize bile yüz ifadelerimizden birşeyler anlatmaya çalışırız. Ağzımızdan sözle çıkar, bazen sabırla, sakince, heyecanla, coşkuyla, yada kötü bir haber veriyorsak isteksizce, tüm vücudumuz sanki içine kapanmış gibi. Vücudumuzun hareketleri de biz farkında olarak, yada olmadığımız zamanlarda bile ağzımızdan çıkanları destekler, hareketlerimizle. Ancak bu yolla anlattıklarımızı pekiştirir, karşımızdakine doğru duyguyu ve algıyı vermeye çalışırız. Mimikler ve jestlerdir bunları sağlayan.

Ben dünya sahnesinde herbirimizi bir tiyatro oyuncusu ya da orkestra şefi  gibi görüyorum. Sözlerimiz, cümlelerimiz ne kadar net, akıcı ve görsel unsurlar yani mimik ve jestlerle ile desteklenmiş ise, o kadar iletişimlerimiz, etrafımızdaki insanlardan gördüğümüz ilgi, sosyal çevremiz o kadar kuvvetli ve alımlı oluyor. Düşünün, karşınızda herhangi bir insana önemli bir bilgi veriyorsunuz, ya da içiniz kıpır kıpır birşey anlatıyorsunuz. Bu duyguyu vermek için, dümdüz, mimiksiz ve jestsiz ne kadar ilgiyle dinlenirsiniz, ya da ne kadar önemsenirsiniz. Sizde kalacak bir iz, bir işaret olmalı, anlattığınıza inandığınızı ve önem verdiğinizi belli etmesi açısından. Bırakın gündelik yaşamı, değişik mesleklerdeki insanları ele alalım. Mesela, bir çocuk doktoru düşünelim. Hasta olduğunda, moraliniz bozuk, endişe içinde götürdüğünüz doktorunuzun, ilgili, sevecen, yaptığı el, kol jestleriyle çocuğa güven veren, güler yüzlü biri olmasını mı tercih edersiniz, yoksa, mimiksiz, dümdüz bir doktoru mu karşınızda bulmayı istersiniz? Bir öğretmen, eğitimci, tamirci, apartman görevlisi için bile aynı şey geçerli bence.

Mimik ve jestlerimiz aracılığıyla, belli etmememiz gereken bazı düşüncelerimiz de açığa çıkabilir, mesela, anlatılanlardan bunaldığımızda ya da dinlemek istemediğimizde, esnememiz, biz farkında olmadan gözlerimizin farklı yerlere dönmesi gibi. Anlatılanları onaylamıyorsak da başımız istemimiz dışında karşımızdaki insandan geri çekiliyor, onaylama anlamında da başımızı yukardan aşağı hareket ettiriyoruz. Yalan söyleyen insan ellerini kapalı tutar, ya da saklamaya çalışır, buna fiziksel olarak engel olmaya çalışsa da, yaptığı kısa süreli farklı şekil değişiklikleri ile bunları belli eder. İnsanların 35cm'lik bir korunma alanı vardır, bunu aştığınızda insanlar kendisini güvende hissetmemeye başlar ve huzursuzlanır. Bunlar tıpkı, birer beden şifresi gibi sahip olduğumuz özellikler.

Sahip olduğumuz mimik ve jestler iki ana başlık altında toplanabilir.

1- Asıl olan jest ve mimikler ( gülmek, kaş çatmak, şaşırmak, göz kırpmak, baş sallamak, kol açma gibi)

2- Tali olan jest ve mimikler.( Hiç beklemediğimiz bir anda, kendiliğinden olan, jest ve mimikler.( Öksürmek, hapşırmak, esnemek....) Ancak, tali jest ve mimikler, anlatıma katkıda bulunmak için, bilinçli olarak yapılıyorsa, asıl jest ve mimikler kategorisine girer.

Kendimizce komik olduğunu düşündüğümüz birşeye gülmek, yüzümüze doğru gelen birşeye karşı, yüzümüzü kapatmak, ya da geri çekilmek, kızdığımızda kaşlarımızı çatmak, tüm toplumlarda aynı hareketlerle ifade ediliyor. Ancak bazı jest ve mimikler toplumlara göre farklılık gösterebilir. Mesela, el kullanarak selam vermek, ya da diğer toplumlarda bu gibi bir durumun olmadığı, 'El ve kol jestleri kullanarak yapılan anlatımlar, bizde ast- üst ilişkisi, büyük- küçük, amir-memur gibi ilişkiler sözkonusu olduğunda saygısızlık olarak anlaşılabilir. 

El ve beyin koordinasyonu ise, çok özel ve direkt bir bağlantıya sahiptir. Ellerimizin parmak uçları ve parmaklarımız, konuya duygu kazandırmada etkiliyken, avuç içi ve elin tamamı ise, güç kazandırmada etkilidir. Kollarımızı göğüste bağladığımızda iletişime kapalı olduğumuzu, ellerimizi belimize koyduğumuzda, baskıcı, hesap soran bir ifade takındığımızı gösrerir. Bu ve benzeri birçok mimik ve jestler daha biz konuşmaya başlamadan, karşımızdakine birşeyler anlatmaya başlar. Birçok yanlış anlamalar , anlatımdaki yetersizlikler ve iletişimsizlikler belki de bunlara bağlıdır, elimizdeki gücü iyi kullanmalıyız.      

 
Toplam blog
: 46
: 826
Kayıt tarihi
: 07.08.12
 
 

Küçük bir gülümseyiş ya da farkındalıklar yaratacak atıştırmalık öyküler yazmayı planlıyorum, bun..