Ben Anadolu erkeğiyim!

Bu akşam bir TV kanalında "Şarkı Söylemek Lâzım" programını izliyordum. Safiye Soyman-Faik Öztürk burada da karşıma çıktı. Safiye Hanım koç bu yarışmada.

- Kadından koç olur mu, olsa da kurbanı caiz değildir, diye sesler duyuyor gibiyim.

- Aloo! Alooo Zekeriya Hocam! Bizi mi dinliyorsunuz? Olmadı ama! Zaten bu koç öyle kurbanlık koç değil. Şarkı söylemesini bilmeyene koçluk yapan koç. Tosmaz da!

- ...

- Biliyorum Hocam bizi dinlemeye aldınız, canınız sağolsun! Şimdiye kadar dinlendiniz, yorgunluk attınız! Şimdi de dinleyin bakalım. (Erdoğan Şahin Bey, yine alınganlık gösterip de blog mlog yazmayın! Şaka yapıyoruz burada. Beyaz Hoca'yı biz de severiz, merak etmeyin!)

Faik Bey, Safiye SOYMAN koçluğunda koçlar gibi söyledi şarkısını. Şarkı sözlerini unutarak, müziğin ritmini kaale almayarak, kâh ciyyak ciyyak bağıran bir çocuğun sesiyle, kâh "Benim burada ne işim var?" düşüncesinden kurtulamayarak bir şeyler söyledi. Ben de şaşırdım.

Son zamanlarda nereye baksak Safiye Soyman-Faik Öztürk. Bir kanalda öğleden sonra benim hiç beğenemediğim programı var. "Amiral Batsın" programı konuğu. Şimdi de şarkı söylüyor.

Kendisine geçen hafta 7 veren ÖZDEMİR ERDOĞAN'a kızmış, veryansın ediyor! "Vurun Kahpeye!" tarzında söylediği ifade edilmiş. Adamcağız "Biz Anadolu Erkeğiyiz! Öyle 'kahpe, mahpe' sözlerinden alınırız" diyor. Aysun Kayacı kızımız kendisine kahpenin çok da kötü bir söz olmadığını anlatmaya çalışsa da, Faik Bey, "Ben Anadolu Erkeğiyim..." diye başlayıp devam ediyor. "Kahpe" kelimesinin nasıl olup da kötü bir söz olmadığını ben de anlayamadım aslında. Sözlük anlamı, MOROSPU, DÖNEK. Güzel mi? Ade be neresi güzel!

Neyse Faik Bey, devamlı "Ben Anadolu Erkeğiyim." demesine rağmen bu Anadolu erkeklerinin özellikleri hakkında açıklamada bulunmuyor.

Abicim senin neyine şarkı söylemek ya! Otursana oturduğun yerde. Hadi Safiye Hanım'la yaşadığın esprili bazı olayları sempatik bir şekilde anlatman hoşumuza gitti, güldük. Sen Armağan Çağlayan'ın gazına gelip sunucu oldun. Ama olmuyor ki? Paran vardır, yardımseversindir, lokantacılığı çok iyi biliyorsundur.

Bunlara eyvallah bilader! Ama sunuculuk nereden aklına geldi? Gaza gelmen şart mı?

Sen Anadolu Erkeği olunca biz "Onun bunun erkeği" mi oluyoruz, yoksa "Babadolu Erkeği" mi?

Boşverin bu Anadolu Çocuğu kavramlarına sığınmayı. Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulduğu toprakların tümüne Anadolu denir. Hepimiz Anadolu İnsanıyız. Ayrıcalık yok. Sizler namusunuza düşkünsünüz de Anadolu Çocuğu olarak görmedikleriniz namussuzluğa mı düşkünler? Kendinizi niye böyle yüceltiyorsunuz?

Şarkı söyleyemiyorsunuz işte. Bırakın söyleyenlere! Özdemir Erdoğan; yılların müzisyeni, hem de jüride. Sizi eleştirdi diye bu kadar kızmanıza, sert tepki göstermenize ne gerek var?

İnsan yeter ki insan olmasını bilsin. Hangi yörede doğmuşsa fark etmiyor. Eğitim almalı ve kendini de yetiştirmeli. Öyle "Anadolu insanı, mert, namusuna düşkün, diğerleri değil", düşüncesine kapılmayın. Namus kavramı, dindarlık, ahlâklılık kimsenin ve hiçbir yörenin tekelinde değildir.

"Ben Anadolu Erkeğiyim!" çok ilkel ve kompleks dolu insanların kullanabileceği bir söz bence.

Türkiyemiz, her yörenin kendine has özellikleri ile güzeldir. Yeter ki bölücülük yapmasın, ülkesine ihanet etmesin ve bu güzel ülkeye hak ettiği şekilde güzel davransın! Hangi yöreden olursa olsun bu Milleti oluşturan bireyler arasında ayırım yapmamalıyız. Tabii ki ayırım yapmayacağız diye de gözlerimizi kapatıp yapılan hainlikleri hoşgörü ile karşılamayacağız.

Saygı ve sevgiler herkese ve de Milliyet Blog'da merkeze.

Mustafa Mumcu

23 Temmuz 2008, saat 02:57