Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Şubat '14

 
Kategori
İlişkiler
 

Ben bir "sen" alabilir miyim?

Ben bir "sen" alabilir miyim?
 

Hepimiz "Sen"siz eksiğiz.. İsteriz her an yanımızda sevdiğimizi. Çok seversek isteriz. Tutkuyla bağlanmışsak isteriz. Sabah gözümüzü açar açmaz bütün günün yorgunluğunu düşünerek çakılırız yatağa. Yatak çekiyor diye kandırır dururuz kendimizi. Aslında yeni günün koşuşturmasını kaldıracak güç yoktur içimizde. Hele ki yalnızsak, mutsuzsak, ayrılmışsak, ya da platonik aşıksak başka çiftleri görmeye bile katlanamayacak durumdaysak yeni doğan günden ne umudumuz olur ki? Şimdi kandırmayalım kendimizi kimse mutsuzken aşk kokan çiftlerden haz almaz, kıskanır. Ama bu kıskançlık kötü olunduğundan mu hayır. Sadece "neden ben" diye bazı şeyleri hazmediğimizdendir. Neden gitti, neden aramadı, neden beni farketmiyor, neden msj atmıyor, neden sosyal medyadan beni silmiyor yoksa hala beni mi düşünüyor? amaan kendine gel sevmiyor işte sevse durabilir mi? İşte o anlarda gülümsememiz kaybolur. Başlarız günün koşuşturmasına dalmaya.. 

 
Gel gelelim yüreğimize sahip çıkan biri varsa şayet, gülümseyerek karşılarız yeni günü. Sabah kalkar kalkmaz ilk baktığımız şey telefonumuz olur. Hatta bakarken düşürürüz telefonu yüzümüze işte bu aşkın sarhoşluğudur. Kimimiz telefonu öper sanki yanındaymış gibi, kimimiz haykırır, kimimiz yastığa sırnaşır az biraz daha onu düşünerek yatmaya devam eder. Kimimiz de güne hazır bir şekilde fırlar ayağa ee kim korkar işlerden? aşkın gücü var bir kere. İşte o kişi bindiği otobüs şoförüne, simitçisine, iş çevresine neşe saçar. Neşesi diğerlerini de sarar. Mutluluk bulaşıcı, aşk ise tam bir hastalıktır. 
 
Yeteri kadar yorgunuz, koşuşturmalarımızdan kendimize yetişemediğimiz dönemlerden geçiyoruz. Ee o zaman niye aşka aşk katmayalım. Niye yalnız kalalım. Giden dönmez! Beklemeyin.. Platonikseniz kendinizi bir şekilde farkettirmeniz ve doğal olmanız gerekmektedir. Durarak bir şey kazanamazsınız. Günlerinizi kaybedersiniz. Asabiyetle çalışırsınız. Hayatın tadı yok diye geçiştirirsiniz. Kalkın, silkelenin! Önce yüreğinize dokunun, mutlaka bir kıvılcım vardır. O kıvılcımı hakeden biri varsa şayet şans vermekten çekinmeyin. Hani az önce beklemeyin dedim ya her ayrılığın bir süresi vardır zaten. O süreden sonra sil baştan başlayın yaşamaya. Nefes aldığınızı hissedeceksiniz o zaman. Çünkü herkes bu hayatta kendisine verilen değerle pozitif olur hayata. 
 
Bu yazılarda kendi kimliğinizi göremediniz mi. Olsun siz sadece gülümseyin:) Çünkü Marquez'in dediği üzere "gülüşüne kimin ne zaman aşık olacağını bilemezsin." :) Hadi gülümse..
 
Toplam blog
: 41
: 634
Kayıt tarihi
: 02.08.13
 
 

"Ah Müzeyyen" kitabının yazarı.  1988 Mersin doğumlu, Selçuk Üniv. İletişim Fak. Halkla İlişkiler..