- Kategori
- Ben Bildiriyorum
Ben bir bedensel engelliyim...

Yazılarımla tutunmaya çalışıyorum hayata...
Ne denli modern olsa da pek çok mekan... Ve inşa edilse köprüler, yollar... Yine de düşünül(e)meyenlerdenim.
Çıkamıyorum dışarı biri yardımcı olmadan... Çıktım diyelim, mutlaka bir yerinde o yolun... İlerleyemem yardım almadan.
Direkt bakamazlar bana... Kaçamaktır insanların bakışları. Kimi acıyarak... Kimi merak ederek bakar.
En çok seyredenler (!) çocuklar... Sorarlar, anlamaya çalışırlar. Çünkü henüz daha "büyük olmanın" nobranlığına ulaşmamış... Ve masumdurlar.
Desem... Ne düşünürsünüz?
Önce şaşırırsınız belki -bugüne kadar yazdıklarımı okuduysanız eğer-. Hayalleriniz yıkılır... Çünkü "farklı düşünmüşsünüzdür beni".
Daha sonra "acırsınız". "Kulağınızı çeker... Vurmak için tahta ararsınız çevrenizde" belki de.
Ve "incitmeden nasıl yorum yazabileceğinizi düşünürsünüz".
Hayır... Ben bir engelli değilim.
Bu yazıyı engellilere dikkat çekebilmek adına yazıyorum. Çünkü mesleğim gereği "işitme engelliler" benim uzmanlık dalım.
Bir gün içimizden birinin... Bir kaza vb sonucu engelli olmayacağımızın garantisi yok. Bugün acıdıklarımızın arasına katılmamız an meselesi.
Tüm engelliler için "acımanın değil, onları anlamanın ve hayatlarını kolaylaştırmanın önemli olduğunu ve bedensel engelin "düşünce engeli olmadığını" bilen ve inananlardanım. Onların... Acımanıza değil... Anlayabilmenize, sizden biri... Normal birey olarak kabul edilmeye ihtiyaçları var.
İşitmek... İşitebilmek... İşittiğini doğru anlayabilmek... Ve konuşabilmek. Bu problemleri yaşamamış ve yakınlarında da şahit olmayanların zor anlayabilecekleri bir durum.
Düşünün ki karşınızda kişiler var... Ve bir şeyler söyleyip, gülüşüyorlar... Bu arada sizinle ilgili bir konu da değil konuştukları. Ama tesadüfen birinin size doğru baktığını görüyorsunuz. İştime engelli iseniz eğer "alınır, kırılır, üzülürsünüz".
İşitme cihazı kullanıyorsa kişi... Gece yatarken çıkartmak zorundadır. "Sevgi sözcüklerini" duyamadığınızı veya anlayamadığınızı düşünün sevdiğinizin. Anlayabilmek için bir kez deneyin bakalım; Kulaklarınızı tıkayın ve konuşmayın yatakta... Ve bunun bir ömür boyu süreceğini düşünün. Zor, değil mi?
Psikolojik sorunlarının olması çok doğaldır onların. En gelişmiş cihazlarda bile... Maalesef sektörde bilinçsiz ve eğitimi az kişilerin de olması... Ve ticarete dökülmesi bu işin... Gibi nedenlerle "doğru cihazın saptanamaması veya ayarlarının düzgün yapılamaması" nedenleri ile... Konuşmaların anlaşılamaması veya arkadan gelen seslerin duyulamaması problemleri yaşanmakta. Rüzgarın bile "cihazda duymayı etkileyen bir faktör olduğunu" biliyor muydunuz?
Sosyal güvenceniz varsa, kurumuna göre ya bir kısmı, ya da tamamı karşılanıyor cihaz bedelinin. Ama sosyal güvenceniz yoksa... El yakıyor cihaz fiyatları. Tanı konduysa... Gereken protez doğru uygulandıysa... Yani şanslıysanız, asgari düzeyde yaşarsınız problemleri. Ama yine de psikolojik problemleriniz sürer... Bu da çevrenizdekilerin tutumuna göre "değişkenlik gösteren" düzeydedir.
Erken dönemde fark edilmesi ve tanı konması çok önemli.
Hastanelerin bazılarında "yenidoğan işitme testleri" yapılsa bile... Bunun subjektif bir test olduğunu (şimdilik) bilerek... Ebeveynlerin bebeği gözlem altında tutması... Altı aydan sonra "ses çıkartmıyor ve seslere tepki vermiyorsa" mutlaka bir uzmana danışmaları gerekiyor. Altı aya kadar bebekler "bilinçsiz sesler çıkarır". "Sese tepki" mutlaka gözlemlenmelidir.
Konuşma beynin korteks tabakasının kontrolü altında gerçekleşir. Korteksin gelişimini 4 yaş civarında tamamladığı düşünülecek olursa... İşitme cihazı, kohlear implant ve konuşma eğitimi -hangisi gerekiyorsa- için mutlaka uzmanlardan yardım almanın şart olduğu bilinmeli.
Sadece doğuştan olmaz işitme kaybı. Ani tansiyon yükselmesi, inme, aşırı sese maruz kalma, kemoterapi sonrası, temporal bölge ve kafa yaralanmaları vb nedenlerle... Yaşamın her hangi bir evresinde de olabilir.
Doğuştan olmaması... İleride olmayacağı anlamına gelmez.
Çok ilginç bir olayı anlatarak bitirmek isterim yazımı;
Bir hasta geldi bir gün. 21 yaşında. Anne, baba üniversite mezunu. İşitme kaybı ileri derecede ve tabi bunun sonucu olarak da konuşmuyor hasta. Sordum "neden bu kadar geç kaldıklarını". Aldığım cevabı yorumunuza bırakıyorum...
- Babaannesi dedi ki, babası da geç konuştu... Bekleyelim bakalım biraz... Konuşur belki.
Eğer merak ediyorsanız aşağıda işitme kayıplarının nedenleri sıralanmıştır :
Annenin;
Kızıl, soğuk algınlığı veya viral bir enfeksiyon geçirmiş olması
Alkollü içecekler kullanması
Ailede bir ya da birden fazla kişide hayatın erken dönemlerinde ortaya çıkan kalıcı işitme kaybının olması
Ve maalesef sadece ülkemiz için geçerli olan bir neden: Akraba evlilikleri
Yenidoğanın;(Doğumdan ilk 28'inci güne kadar)
Kilosunun 1500 gramın altında olması (prematüre doğum)
Yüzde normal olmayan görünüm
Doğuştan sarılık ve kan değişimi uygulanması
Beş günden fazla çocuk yoğun bakım ünitesinde kalması
Damardan antibiotik verilmesi
Menenjit geçirmesi
Kulağından kan gelsin veya gelmesin ağır bir kafatası kırığı
Kulağından sıvı gelmesi ve üç aydan fazla süren, tekrar eden kulak enfeksiyonları geçirmiş olması
Nörolojik bozukluklar
Yenidoğanın; (Doğumdan 6 aylığa kadar)
Gözlemlenmesi gerekenler:
Beklenmedik yüksek bir sese karşı hareket ederek, ağlayarak veya herhangi bir şekilde yanıt veriyor mu?
Gürültüde uyanıyor mu?
Sesleri serbest olarak taklit edebiliyor mu?
Sadece ses ile teskin edilebiliyor mu?
Kafasını sesin geldiği yöne çeviriyor mu?
Genç Bebek; (6-12 aylık)
İşitme kaybı varsa:
Sorulduğu zaman tanıdık bir kimseyi veya nesneyi gösteremez
İlk bebeklik dönemindeki anlamsız sesleri hiç çıkartmaz
12 aylıkken basit komutları anlamaz
Bebek; (13 aylık-2 yaş)
Normal konuşma yüksekliğindeki bir sesin geldiği yöne ilk seslenişte bakmaz
Çevredeki seslere karşı tepkisizdir
Sese cevap vermez veya sesin nereden geldiğini/yönünü bulamaz
Anne-baba-tanıdığı kişiler veya nesneler için basit kelimeler kullanmaya başlamaz
Akranlarının kullandığı sesleri veya dili kullanmaz
İşitsel araçları (radyo, TV gibi) normal sesle dinlemez
Anlamada ve kelime kullanmadaki gelişimi süreklilik göstermez
Eğer, yukarıdaki belirtilerden birini veya birkaçını gebelik sırasında yaşadıysanız veya çocuğunuzda gözlemlediyseniz işitme kaybı olasılığı vardır.
Bu bulgulardan hiç birine rastlamasanız bile, yine de şüpheleriniz varsa; O zaman bir odyoloğa işitme testi yaptırın... Ve bir konuşma uzmanına da konuşmayı ve dil gelişimini inceletin. Bir şey kaybetmezsiniz. Ama erken tanı ile çok şey kazanırsınız.