Ben Bir Gürgen Dalıyım

Ormandaki ağaçlar… O ağaçlar ki dile gelmiş, biz insanların çevremizde yaşayan diğer canlıları düşünmeden, onlara nasıl zarar verdiğimizi haykırıyorlar satırlarda. Öyle ya yeryüzünde yaşayan tek canlı biz, insanlar mıyız? Ya hayvanlar, çiçekler, bitkiler. İhtiyacımız olsun olmasın zarar verdiğimiz onca canlı. Bizler gerçekten zalimiz. Bırakın hayvanlara, bitkilere verdiğimiz zararları, birbirimize bile özellikle en sevdiğimiz, en yakınımızda olan insanlara ne çok zararlar veriyoruz bilerek ya da bilmeyerek. Hele ki menfaatlerimiz söz konusu ise. Bu öykü o kadar hayatın içinden ki. Hemen her cümlesinde bir mesaj barındırıyor. Dilerim mesajlar ulaşması gereken yerlere kadar ulaşır.

Değişik bir öykü BEN BİR GÜRGEN DALIYIM. Çocukken okuduğum öykülerden çok farklı. Çok ama çok güzel. Kırklı yaşlarda olmama rağmen içimdeki çocuğu dışarı salarak okudum kitabı. Öyle bir tat bıraktı ki damağımda.

Akıcı bir dil. Sürükleyici bir hikâye. Elinizden bırakamayacağınız bir kitap. Çeşitli imgelerle zenginleştirilmiş, hayattan kesitlerle harmanlanmış ve bizlere sunulmuş. Yetişkin ya da çocuk fark etmez bir solukta okuyup bitireceğinizden eminim ve unutamayacağınızdan. Daha önce okuduğum hiçbir hikâyeye benzemiyor desem yeridir. İçine alıyor cümleler sizi. Kelimeler cümlelere, cümleler paragraflara dönüşürken bir trenin lokomotifine eklenmiş vagonların traverslerden akıp gitmesi gibi akıyor gözlerinizin içinden yüreğinize. Resimler ve cümlelerin akıcılığında bir ritim yakaladığım. Sanki harflerin arasına gizlenmiş bir orkestra var ve hiç duyulmadık melodileriyle eşlik ediyorlar okurken bana. Resimlerle bezeli sayfalar hayalimdeki nesnelerin gözümün önünde canlanmasını sağlıyor.

Öte yandan kitap, korku, utanma, direnme, mücadele gibi insani duyguları vurgularken ölüm, üzüntü gibi gerçekleri de gözler önüne seriyor. Bunu yaparken aslında hayatımıza kendimizin yön vermediğini her şekilde kaderimizi yaşadığımızın da altını çiziyor.

Anne babalara sesleniyorum buradan. Mutlaka alın çocuğunuza BEN BİR GÜRGEN DALIYIM’ı. Çevreleriyle barışık olmayı, yeşil bir yeryüzünde çocuklarının da yaşayabilmelerini sağlamayı, dünyamızı korumaları gerektiğini bu yaşlarda öğrensinler. İzin verin her cümlede hayal güçleri daha da hızlı çalışmaya başlasın ve kendi ütopyalarında ladin, gürgen, meşe ya da köknar olsunlar. Doğayla tanışsınlar. Dağlara çıkıp, ovaları aşsınlar. Kuş gibi kanat çırpıp, tahta ata binsinler. Rüzgârlarla konuşsunlar, rüyalar görsünler. Ağaçları tanıyıp, doğayla bütünleşsinler. Köyde, şehirde, ormanda gezinip sapanla kuş avlayan çocukları, cellât yüzlü adamları öğrensinler.

Sayın Hasan Ali Toptaş’ın da satırlarında dediği gibi “KEŞKE İNSANLAR DÜNYAYI SEVMEYİ ÖĞRENSE”. Keşke, keşke her şeyden önce sevgiyi öğrenseler. Önce kendilerini sevmeyi sonra diğer insanları, hayvanları, çiçekleri ve tabii ki dünyayı sevmeyi. Sevgi ilaç gibidir, unutmasalar. Eminim ki çocuklarınız bu kitabı okuduğunda yalnızca insanları değil doğayı ve doğanın yüreğinde barındırdıklarını da sevecekler. Şimdiye kadar bakmadıkları ya da bakıp da göremediklerinin farkına varacaklar, yaşama pembe gözlüklerle bakmayı becerecekler. Her şeyden önemlisi insanın gerçekleşmesini istediği şey için mücadele etmesi gerektiğini öğrenecekler satırlarda. Olumsuzluklar karşısında direnmenin, güçlü durmanın ruhlarına kattığı güzelliklerle tanışacaklar. Hayatı kötü yanından görmeyi değil iyi tarafından görmeyi keşfedecekler ve etrafında onu kötü düşünceleriyle etkilemeye çalışanlara kulaklarını tıkayacaklar.

Hadi anneler… Hadi babalar… Teyzeler… Amcalar… Halalar… Dayılar… Dedeler… Nineler… Sizler de alın sevdiğiniz torunlarınız, yeğenleriniz, kuzenleriniz, çocuklarınız için BEN BİR GÜRGEN DALIYIM’ı.

Ama…

Onlara hediye etmeden önce siz okuyun. Ne demek istediğimi anlayacaksınız.

Ve Sayın Hasan Ali Toptaş yüreğinize, emeğinize sağlık. Dilerim kitaptaki mesajlar ulaşması gereken erişkin ya da çocuk yüreklere ulaşır ve kalpler sadece sevgi ile dolar. Ve dilerim ki ilk çocuk kitabınız olan BEN BİR GÜRGEN DALIYIM’ın arkası gelir. Kaleminiz hiç susmasın. Yolunuz açık olsun.