- Kategori
- Anılar
Ben çocukken 4

Hâlâ Gümüşarayıcı sokaktaki o ahşap evdeyiz.
Hayatımın en mutlu günlerini geçiriyorum, o zaman farkında değilsem de.
Hafta içi sabahları erkenden yola düşüyoruz kız kardeşimle, annemin elinden tutup.
Annem Tekel Tütün Fabrikası'ndaki işine, biz de fabrikanın çocuk yuvasına gidiyoruz. Yolumuzun üstünde adına Yenicami denen, 3.Ahmet'in annesi Emetullah Gülnuş Sultan'ın yaptırttığı muhteşem bir cami var. Her sabah içinden geçiyoruz hoplaya zıplaya. Halam da aynı fabrikada çalıştığından ara sıra onunla da denk düşüyor yolculuğumuz. Annem, "kızlar yeter, hoplamayın, hanım olun biraz" dediğinde halam, "çocuk onlar daha, bırak hoplasınlar" deyince iyice azıtıyoruz. Ellerimizi sürmememiz istenen akşamsefalarının tohumlarını bile ayırıyoruz. Tabi, bunun bedeli de akşam ödeniyor bir şekilde; bunu bile bile vazgeçmiyoruz yine de azgınlığımızdan.
Bugün o caminin içinde akşam sefaları hâlâ var ve ben her geçişimde avlusundan, mutlaka hatırlarım o günleri.
Bir de halamın ince topuklarından çıkan sesleri, ipek çoraplarını, terzisine diktirttiği rengârenk çiçek desenli elbiselerini, ayakkabılarıyla aynı renk çantasını, kırmızı rujunu hatırlarım, hiç unutmam.
Unutmam, çünkü annem hiç böyle giyinmezdi.