Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Temmuz '09

 
Kategori
Kişisel Gelişim
 

Ben de kısır döngüdeyim :-)

Ben de kısır döngüdeyim :-)
 

ÇALIŞMA ARKADAŞIM AYÇA MUMKULE ERŞİPAL'DEN

Rahmetli anneannemin çok güzel bir lâfı vardı: "Nereden bileyim ayol? Hissi kablel vuku mu olacak?" derdi. Bu tabir, ben henüz toy bir genç kız iken, anneannemin eğlendirici, enteresan, osmanlıca ve komik tabirlerinden biriydi sadece :) Zaman içerisinde olgunlaşıp, özellikle de aşk duygusunu tattıktan sonra, anneannemin hikmetinden haberdar olabildim. Anladım ki, ben aşkımdan ölsem de, eğer bunu karşımdakine ifade etmeyi başaramıyorsam hiç bir kıymeti yok. Hakikaten de çocuğa hissi kablel vuku mu olacaktı? Beni seviyor musun diye sorduğunda, niye sorduğuna hayret ederdim. Kendimce gösteriyordum ya nasılsa.. :)

Ben şanslıydım ama, annemin ve onun jenerasyonunun ortak bir sıkıntısı, toplum olarak bu konuda neden sıkıntı yaşadığımızın büyük göstergesi aslında.. Çünkü onlar, annelerin ve özellikle babaların, çocuklarını sevgi sözcükleri ile okşamalarından ziyade, gece uykuda sevilip okşanarak büyümüşler. Ayıpmış çünkü çocukları öyle ulu orta sevmek. Hem saygısızlık hem de şımartma vesilesiymiş bu tür sevgi ifadeleri. Onlar büyüdüğünde de, kendilerini gerektiği gibi ifade edemeyen yetişkinler olmuşlar tabi ki. Sonra da bu durum, bir çeşit hakim toplumsal değer hâlini almış çaresiz.

Gerçekten de toplum olarak, kendimizi başkalarına ifade etme konusunda da, başkalarını dinleme ve anlama konusunda da ciddi sıkıntı yaşıyoruz. Sonra da, "beni bir sen anladın, sen de yanlış anladın" şeklinde vecizeler üretiyoruz. Kuşku yok ki, bu durumumuzun bize yaşattığı en büyük felaket, 12 Eylül öncesinde yaşanan gençlik felaketlerine ortam yaratmak oldu. Sonuç, ülkesi için iyi olanı isteyen fakat farklı yollar ile hedefe ulaşmak isteyen gençlerin iletişimsizliği sonucunda yaşanan tatsız olaylardı.

Kendimizi tanımıyoruz, kendimizi tanımadan başkaları hakkında fikir beyan etmeye çalışıyoruz, kendimizi tanımadan başkalarını tanıma kompetanı olduğumuzu iddia ediyoruz, bilgimizi paylaşmayıp kendimize saklıyoruz, kendimizi kapalı bir kutu hâline getirip içimizi açmıyoruz, belki de bundan korkuyoruz, karşımızdakileri dinlemek yerine, paradigmalarımızı devreye sokuyoruz, önyargılarımızın hükümdarımız olmasına izin veriyoruz. Sonra da; ne olacak bu ülkenin hâli, nereye gidiyor bu gençlik deyip diz dövüyoruz.

Bu konuda çocuklardan öğreneceğimiz çok şey olduğunu düşünüyorum. Bir çocuk, ne yapar ne eder kendini ifade edecek bir yol bulur, hatta henüz konuşamıyor olsa bile. Siz onu yanlış anladığınızda, inatla aslında ne istediğini ifade etmek için çabalar, ta ki siz onu gerçekten anlayıncaya kadar. İşte bu sebeple, anne olmanın bana kazandırdığı en büyük yetkinliğin, etkin dinleme ve empati olduğunu düşünürüm. Bence herkes dönüp çocuklara bir bakmalı. Emin olun biz onları değil onlar bizi yetiştiriyorlar. Çünkü onlar katıksız insanlar.

Yazımı ömrümün sonuna kadar hayranı olarak kalacağımı derinden hissettiğim Michael Jackson’ın bir sözüyle sonlandırıyorum. Sanırım halen yastayım ve ben de bu yas kısır döngüsünden çıkamadım ne yaptıysam :')

“Çocuklar hiçbir şeyde herşeyi bulurlar. Yetişkinler ise herşeyde hiçbir şeyi!” MJ

 
Toplam blog
: 40
: 730
Kayıt tarihi
: 15.10.06
 
 

Lisans Eğitimini KHO Harita Bölümü'nde yapan Eray Beceren, YeditepeÜniversitesi "Eğitim Yönetimi ve ..