Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Ekim '06

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Ben dilenci değilim, ben dilenci değilim...

Ben dilenci değilim, ben dilenci değilim...
 

Adı Ramazan Yiğit. Otuzuna gireli fazla olmamış.
On ikinci katlı binanın çatı katında Ali Dursun, 50 yaşını sürüyor henüz...
- Ramazan, bak kardeşim böyle çözemezsin sorununu
- Öteki türlü çözülüyo mu ki abi?
Karadeniz Ereğli’den göçeli fazla olmamış Ramazan. Beraberinde bin bir umutla gelirken, yanında karısı Zeliha vardı. Dönerken babaocağına, günlerdir metelik girmeyen cebinde 400 yeni Türk Lirası, on ikinci kattan aşağı düşen yıpranmış kunduralar yerine gıcır ayakkabılar ve yüreğinde umut var Ramazan’ın. Ama Zeliha yok. Zeliha aylar öncesinde dönmüştü zaten baba evine Ramazan’ı terk edip.

Ali Dursun on iki katlı binanın on ikinci katında oturuyor. Eşi ve kızıyla birlikte, mutlu...

Ramazan mutsuz... On iki katlı binanın çatı katında, Ekim rüzgârları yalasa da yüzünü, boncuk boncuk ter iniyor alnından, gözlerinden akan yaşlarla karışıyor çenesine inmeden ter.

Ramazan bak kardeşim, geç bu tarafa, gel oturalım çözelim derdini.

- Yok abi… Hep öyle diyolar, hiç bi şey yapmıyolar.
- Bir de bize anlat, çözeriz

Ramazan’da ses yok. Düşünüyor... Karar vermeli, bir an önce bitmeli bu iş. Aşağı bakıyor bulunduğu on ikinci kattan. Yüzlerce insan da yukarı çevirmişler bakışlarını. Trafik durmuş aşağıda. İtfaiye, Polis, Zabıta koşuşturup duruyor. Minicik görünüyor insanlar buradan Ramazan’a. Aşağıdayken, oradakilerin onu gördükleri gibi minicik.

Ali Dursun, evinin terasında, terasın koruma duvarı üstünde Ramazan.

İşsizlik, parasızlık onlarca metre yüksekten kuş uçuşu yapmayı, yere çakılmayı göze aldırmış O’na...

Bir psikiyatr eşliğinde geliyor Belediye Başkanı ve Emniyet Müdürü... Polis ve zabıta, hem aşağıda hem on ikinci katta önlem almış, itfaiye şişirmiş balonu, insanlar merakta...

Ali Dursun sürdürüyor konuşmasını:
- Ramazan bak bugün mübarek gün. Böyle çözemezsin ki problemini. Hem bak bu gece Kadir Gecesi... Yapma… İn aşağı çözelim hep birlikte sorununu
- Bu gece Kadir Gecesi mi gerçekten?
Sakinliyor bir an Ramazan. Alnından, gözyaşlarına karışan terleri silerken tutunduğu korkuluklardan birini bıraktığı eliyle, yineliyor sorusunu
- Bu gece Kadir Gecesi mi gerçekten?
Hep bir ağızdan "Evet Kadir Gecesi" diyor... Ali Dursun, Belediye Başkanı, Emniyet Müdürü, Psikiyatr ve diğerleri.
- Ezanı beklemeliyim. Ezanla birlikte Allah affeder beni
Başkan giriyor devreye, ardından Emniyet Müdürü, Psikiyatr… Nafile...
- Kimse yaklaşmasın atlarım bak haa!
Kararsızlık, karara dönüyor Ramazan’ın, Ramazan Ayı’ndaki bu girişiminde. Kısa süren suskunluğunun ardından:
- Ben iş istedim, kimse iş vermedi. Ev sahibi evden attı. Kaç gündür cami bahçesinde yatıyorum. Para dilenmeye başladım insanlardan. Ben dilenci değilim… Ben dilenci değilim... Ben dilenci değilim…

Dönmek üzereyken Ramazan sırtını terastakilere... Ayağının biri kayıyor granit yüzeyde. Aşağıdan bir uğultu yükseliyor "Eyvaaahh. Atladı, kaydı, düşüyor, tutun"ların karışımı... Dengesini çabuk toplayıp tutunuyor koruma paneline. Yüzünü yalayan rüzgâr saçlarını yapışmış alnından kaldırıyor. Bir kez daha gözlerine bakıyor Ali Dursun’un, minnetle... Dönüyor ellerini koruma panelinden bırakıyor…

Aşağı doğru eğim alırken iri vücudu, belinden yakalayan iki çelik kol, çekiyor Ramazan’ı teras içine…

Herkes derin bir "Ohhh" çekiyor. Ali Dursun, yerde yatan Ramazan’ın yanına eğiliyor. Yüzünü okşayarak "Geçmiş olsun... Ben Silivri Kaymakamıyım ve senin sorununu çözeceğime söz veriyorum" diyerek onun hastaneye götürülme talimatını veriyor.

Ramazan şimdi, Karadeniz Ereğlisi’nde sıcacık sohbettedir anası babası ile…

Ve hep minnetle anacaktır beline yapışıp kendini içeri çeken çelik elli adamı...

O el Erdoğan Odabaş’a ait. Silivri Emniyet Müdürü…

 
Toplam blog
: 126
: 1276
Kayıt tarihi
: 10.09.06
 
 

48 yıldır yaşıyorum.Gazeteciyim, müzisyenim, babayım... Önce insan ve iyi bir yurttaş olabilme çab..