Ben erkekliğimden utanıyorum, eziliyorum!

Ben erkekliğimden utanıyorum, eziliyorum!

Dün savaş koşullarında bile rastlamamızın mümkün olmadığı ‘insanlık dışı’ ‘cinsel terör’ yüreği ve vicdanı olan tüm ‘gerçek insanlığı’, özellikle anne ve babaların yüreğini derinden dağlamıştır.

Şimdi cennet bahçelerinde melekler arasında olan ‘anasının kuzusu’ Özgecan Aslan’ı rahmetle anıyorum.

Tüm Türkiye’nin başı sağ olsun!

Bu blogumda bilimsel perspektiften algıladığım konuyu kendi yazım dünyamda ‘sansür’ koymadan her şeyi açık olarak yazacağım.

Güzel Özgecan Aslan, önce başına levye ile vurularak tecavüze uğruyor, daha sonra bıçaklanıyor ve benzinle yakılarak denize atılıyor.

Üniversiteli genç kız Özgecan Aslan’ı neden öldürdüler?

Facebook hesabındaki fotoğraflarda elinde silahla poz veren zanlı Suphi Altındöken'in vahşi pozu dikkat çekti.

Ben ise hemcinsim Suphi Altındöken ile aynı cinsiyeti paylaşmaktan çok büyük ‘utanç’ duyuyorum.

Sorun ‘iktidar’ olup da ‘muktedir’  olamayan erkekle başlıyor; sözüm ona ‘iktidar’ olup da ‘itilmiş kakılmış’ ve/veya ‘muhallebi çocuğu’ erkekle sürüyor.

Ülkemizde birkaç metropol dışında hala ‘cinsellik’ toplumun bazı kesimlerinde ‘tabu’  sayılmaktadır.

Erkeklik, toplumda erk simgesi, gösterisi olup;cinsel organ, erkek olabilmenin enstrümanı kaba ifadeyle silahı, erkeklik derecesidir.

Erkek, içinde yaşadığı toplumda ‘yaşlı kategorisine’ girinceye dek ‘erkekliğini’ kanıtlamak zorundadır veya kanıtlamak zorunda bırakılmıştır.

Daha 2-3 yaşlarındaki oğullarını birlikte yıkamakta olan anne ve baba, oğlunun aniden uyarılan penisinin mutluluğunu karı-koca birbirinin gözlerinin derinliklerine bakarken beden dili her şeyi anlatıyordu.

Ne ise sadede gelelim!  

Eğer hala liselerde, hatta ilköğretim okullarında taptaze beyinleri ‘erkek’ ve ‘kız’ olarak 6-7 yaşlarında okullarını ayırmaya başlarsanız; ne zaman karşı cinsle tanışmaya, öğrenmeye, arkadaşlık kurmaya başlayacaklardır?

Kız öğrenciler erkekleri, erkekler ise kızlara karşı kulaktan dolma bilgilerle davranmakla kız-erkek ilişkileri başlamadan sona erebiliyor.

Başlamadan sona eren ilişkiler nedeniyle taraflar birbirlerine karşı ön yargılı ve niyet okuyuculu olabilirler.

30 yaş mertebesinde, zanlı Suphi Altındöken karşı cinsi ‘sosyal varlık’ olarak algılamaktan yoksun, hayvani duygularını kontrol edemiyor.

Zanlı Suphi Altındöken insan olduğunu unutuyor, gözü dönmüş bir canavar haline geliyor, sevgi, şefkat ve acıma duygularından sıyrılmış, gencecik insanı yakabiliyor.

Kendi de ‘sosyal varlık’ olgunluğuna erişememiş zanlı, ‘ataerkil toplumun’ ‘neden-sonuç’ ilişkisinin kötü sonucudur.

Ancak ataerkilliğin güçlü olduğu ortamlarda ‘mertlik,’ ‘dürüstlük,’ ‘yüreklilik’ gibi kavramlar daima ‘erkeklik fenomeninin’  bir mütemmim cüzü olmaktadır.

İnsan kılığındaki bu caninin ‘erkekliği’ var mı acaba?

15.02.2015

Not: Fotoğraf Alıntıdır.