Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Ocak '10

 
Kategori
Futbol
 

Ben futboldan anlarım

Ben futboldan anlarım
 

Fanatik bir Beşiktaşlı olduğum için, Kasımpaşa'dan üç gol yediğimiz geceyi, sabaha eriştirmem zor oldu. Mustafa Denizli, Maçtan sonra yaptığı açıklamada, " ağır bir hazırlık döneminin ardıdan" diye, sözüm ona mazeret yarattı, ama, bu da, onun iş bilmezliğini ortaya koydu. Bence, takım yorgun değil, vurgundu. Koca Beşiktaş'ta, dünkü maçta, birinci sınıf bir futbolcu, birinci sınıf bir teknik heyet ve birinci sınıf bir taraftar kitlesi, gördünüz mü? Ben, göremedim. Bu takım, bu yapısı ile, Bank Asya da bile zor maç kazanır. Beşiktaş'ta, dün akşam, hiçbir şey oynamayan, üç futbolcu vardı. Kaleci Ramazan. Nihat Kahveci ve Bobo. Bir de, bu hiçbir şey oynamayanları seyredip, hiçbir şey yapmayan Mustafa Denizli vardı. Bu takımı, bu hale getirmenin sorumlusu, teknik kadro dur. Hazırlık döneminin sonunda, futbolcuların yürüyecek güçleri yoksa, bunun sorumlusu, teknik patrondur. Bu takım da, birinci sınıf bir futbolcu yoksa, bunun sorumlusu, teknik heyett ile birlikte, yönetim kuruludur. Bir takım, maçın 20. dakikasında, üç gol yemiş ise, taraftarı tarafından yuhalanıyorsa, bu taraftar da, küme düşmüş demektir. Taraftarı, küme düşmüş bir takımdan, başarı beklemek, hayaldir. Bazı futbolcular var, bu takımda olmamaları gereken. İsim olarak saymak istemiyorum. Beşiktaşın, bunlardan kısa zamanda kurtulması lazım. Batuhan Karadeniz, Necip ve Rıdvan ın takıma hemen monte edilmeleri lazım. Bunları, yapabilecek, teknik adam lazım.

Güzelden anlamak için, güzel olmak gerekmiyor. Futboldan anlamak için de, futbolcu veya teknik adam olmak gerekmiyor. Ben güzelden anlarım, demek nasıl doğal ise, ben, futbldan anlarım, demek de, o kadar doğaldır. Bir futbolcu, önü boş iken, kaleye şut atıyor ise, top, kalenin 20 metre uzağından dışarı gidiyor ise, ben o futbolcuyu oyunda tutmam. Dün oynan maçta Bobo, kafaya çıkarken, ayakları yerden beş cm bile yükseğe çıkmıyordu. 90 dk. boyunca, yüzünü bir kez olsun, rakip kaleye döndüremedi. Yüzünü kaleye döndüremeyen, forvet oyuncusundan, santrfor olur mu? Ben teknik patron olsam, her şeyi göze alır, maçın 20. dakikasında, Nihat, Bobo ve İbrahim Kaş'ı, oyundan alırdım. Ve bu maçı, lehime çevirmesini bilirdim. Kimsenin, Anadoludaki, gerçek BJK taraftarına, böyle kabus yaşatmaya hakkı yok. Futbol bu, yenersiniz, yenilirsiniz, Önemli olan oynadığınız oyundur. Hiçbir şey oynamıyorsanız, mazeret de uydurmayacaksınız. Yenilginin tek mazereti, rakibin sizden daha iyi oynamasıdır. Dünkü maç ta, böyle mi oldu? Rakip, bizden iyi olsaydı, sonuç en az 7-1 olurdu. Bilmem anlatabildim mi? Maçı anlatan TRT spikeri, M.Denizli için, Türk futbolunun, kilometre taşlarından biri, yakıştırmasını yapmıştı. Taş doğru da, kilometre yanlış. Kaldırım taşı, daha uygun düşerdi. Dünkü maça göre.

 
Toplam blog
: 820
: 326
Kayıt tarihi
: 02.10.08
 
 

Nerede, nasıl, ne zaman, umursamıyorum. Bir şekilde dünyadayım, yaşıyorum. Hayatı seviyorum. Tanr..