Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

03 Ekim '11

 
Kategori
Öykü
 

Ben kimseyi öldürmedim

Arkasından birinin ona baktığını hissetti genç adam, döndüğünde ise donup kaldı. Şaşkınlık ve korku içinde kıvranırken konuşmaya başladı karşısındaki.

- Ne o? Pek şaşırdın bakıyorum

- Şeyyy… ben… diye kekeledi genç adam.

 - Sen  ne? Ne sanıyordun yani, kahramanları yaratacaksın sonra roman bitince  her şey de bitecek mi sanıyordun. Hem beni görünce sevinmen lazım. Sen değil  miydin ödül töreninde: ”Şimdiye kadar yazdıklarımın arasında en çok Rıza karakterini sevdim.” diyen. İnsan sevdiğini karşısında görünce korkudan eli ayağı birbirine dolaşır mı? Çok ayıp, sana hiç yakıştıramadım.

- Neyse konumuza dönelim. Roman biteli iki yıl oldu sen niye şimdi çıkıp  geliyorsun diye merak etmişsindir, biliyorum. Beni sen yarattın ama ben de senin  düşüncelerini okuyabiliyorum.

- Anlatayım da öğren. Önce şu koltuğu otur bakalım, elinden o bıçağı da bırak. Artık  o salatayı yapıp yiyecek halin kalmadı ne olsa.

Hatırlıyorsan bu kitabı bitirdikten sonra devamını yazmayı düşünüyordun. Bu  yüzden de kitabın sonunda beni öldürmedin. Onu aldattığımı öğrenen karım beni  öldürmek için ajansa geliyordu… SON.

Sen bu romanı bitirince devamı için düşünmeye başladın ve bu düşündüklerin bir  bir gerçekleşti. Karım o sinirle bana gelirken yolda kaza yaptı. Bu kısmı çok Türk  filmi gibi bulmuştun hatırlıyor musun? Daha da banal olmasın diye onu sakat  bırakmaktansa hemen oracıkta öldürüverdin.

Sonraki düşüncen benim suçluluk duygusu ile depresyona girmem gerektiği idi ki; bu da gerçekleşti. Beni alkolün esiri yaptın. Oysa ben alkolü hiç sevmezdim,  unuttun mu? Ülserim yüzünden istesem de içemiyordum. Günlerce yemeden, yıkanmadan, dışarıya çıkmadan içip içip uyuyan biri yaptın beni.

Bundan sonrası çorap söküğü gibi geldi zaten. İşe gitmiyordum. Yıllarca çalışıp  çabalayıp kurduğum reklam ajansı altı ay dayanabildi yokluğuma. Benim başkalarından kaptığım müşterileri başkaları da benden kaptı. Uğruna karımı  kaybettiğim sevgilim benim gibi  ayyaş, beş parasız biri ile beraber olamayacağını  söyleyerek beni terk etti. Anında zengin birinin metresi oluverdi. Ben de parasız  kalınca evimi sattım. Hani şu saray yavrusu gibi olan villamı. Bir kliniğe yatıp tedavi  gördüm. Çıkalı birkaç ay oldu ama iş bulamadığım gibi içkiye de yeniden başladım.

Hiç bu anlattıklarımla yeni bir roman yazarım diye heveslenme, sana bu zevki  tattırmayacağım. Romanı artık karakolda yazarsın. Hem senin yazmana da gerek  yok beni nasıl öldürdüğünü anlatırken memur arkadaşlar sana yardımcı olurlar. Belki bu sana ders olur da mahkumiyetin sırasında mutlu sonla biten romanlar  yazarsın. Ya da tımarhanede… Tabii hakimi ve doktorları deli olduğun konusunda  ikna edebilirsen… Cinayet aleti olan bıçakta senin parmak izlerin olacak ne de  ols

 - Agh… Ben  ölüyorum… Sa... na   ko… lay   gel… sin.

BU  HİKAYENİN  SONU  NASIL  MI  BİTİYOR? SEN  SEÇ!

BİRİNCİ  SON:

Hocam, hocam koşun. Gene o  hastanın krizi tuttu. ” Ben deli değilim, ben kimseyi  öldürmedim.” diye bağırıp duruyor.

İKİNCİ  SON

 - Yaz  kızım. Sanık, avukatlarının talebi üzerine Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları  Hastanesi’ne sevk edilmiş olup, yapılan tetkikler sonucunda hazırlanan bilirkişi  raporuna göre sanığın akli dengesinin yerinde olduğuna karar verilmiştir. Karar:

- Sanığın önceden planlayarak adam öldürmek suçundan yirmi beş yıl hapsine  karar verilmiştir.

ÜÇÜNCÜ  SON:

Genç adam ter içinde uyanıp bunun bir kabus olduğunu anlayınca derin bir oh  çekti. Şu romanı nasıl sonlandıracağı, devamını yazıp yazmayacağı son günlerde  onu fazlaca strese sokmuştu. Yanıt rüyasıyla geldi.

 “ Evden hışımla çıkan kadın ajansa geldiğinde kocasını odasında sevgilisi ile  öpüşürken yakaladı. Çantasından kocasının ona doğum gününde hediye ettiği  küçük tabancayı çıkartarak üç el kocasına , iki el sevgilisine ateş ettikten sonra  tabancayı şakağına dayadı ve tetiği çekti. ”

 

 

 

 

                                            SON
 

 
Toplam blog
: 12
: 343
Kayıt tarihi
: 02.10.07
 
 

1966 Doğumlu olup şu gençliği anlamaya çalışan biriyim. 1995 doğumlu bir oğlum var. Öyküler okuma..

 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara