- Kategori
- Blog
Ben selim...aklı selim
Ulus olarak çok zor bir dönemden geçiyoruz.Karanlık masalarda yapılan planların sonucu ülkemiz sınırları içinde ister kapalı ister açık,ne derseniz deyin bir savaş sürüyor.Kanlı terör örgütü üyeleri eylemlerine ivme kazandırırken,K.Irak’ta bulunan aşiret lideri de arkasında ateşi maşa ile tutanlardan aldığı güçle,esip gürlüyor.Başbakanımız Dağlıca’da ki kalleş saldırıdan sonra Türk ve dünya kamuoyu ağzının içine bakarken medyanın olayları verme biçimini eleştirmişti.Bugün de emekli askerleri “birliğimize,bütünlüğümüze kurşun sıkıyorlar”diyerek hedef gösteriyor.Kimler olduğu belli,en başında emekli tümgeneral Osman Pamukoğlu var.Kimin haklı kimin haksız olduğunu kamu vicdanına bırakıyorum.
Bay Bush ile 5 Kasım’da Amerika’da ülkemizin gündemini görüşecek olan başbakanımız 1974 Barış Harekâtının kriptosu “Ayşe tatile çıksın”sözü için“o eskide kaldı,Fatma tatile çıkabilir”demiş.Bence Ayşe aynı Ayşe ama başbakan aynı başbakan değil,ne dersiniz?
Dışişleri bakanımız İran’da yaptığı resmi temaslar sonucu ortak yapılan basın açıklamasında”ABD’yi küresel terörün mimarı” olarak gösteren meslektaşına,ABD’nin avukatı gibi cevap vermiş:”ABD küresel terörden en fazla yara alan ülkeymiş,terörle en fazla mücadele eden ABD’ imiş falan filan.Sayın dışişleri bakanına sormak gerekir:”siz ABD’nin avukatı mısınız?ABD’yi savunmakta gösterdiğiniz olağanüstü çabayı,komşularımızla olan sorunlarımızı çözmek için de gösteriyor musunuz?
Bu ve bunun gibi örnekler devleti yöneten hükümetin her tarafında görülebiliyor.AKP milletvekili Egemen Bağış’ın bir toplantıda dağıttığı bildiride”sınırötesi harekâtın hükümetin öncelikli konusu olmadığı görüşüne yer vermiş.Hükümetin elinde tezkere varken,8 askerimiz esirken böyle bir cümleye yer vermekle kimlere cesaret ve moral verildiğinin farkında mısınız sayın Egemen Bağış?
Her zaman olduğu gibi toplumun ayağa kalktığı bugünlerde de bir bilgi kirliliği yaşıyoruz.Hemen her an son dakika ya da flaş haber kodu ile el altından kulağımıza birşeyler fısıldanıyor.Yok 8 er kaçırılmadı,yok serbest bırakıldı,Dağlıca tabur komutanı görevden alındı,Kandil bomba altında falan filan.Ardından şehit haberlerine konan sansür,cenazelere giden öğrenciler ve öğretmenlere soruşturma,cenazelerde gençlere atılan polis copu...Bir şehit annesinin kendisine ev yapılmasını teklif eden Adalet Bakanı M.Ali Şahin’e “ev yerine şehit oğlu adına okul yaptırılmasını” istemesine ne demeli?
MB’da bile kampanyalara,yazılan duygusal zaman zaman da aşırı duygusal yazılara bile burun kıvıran yazı arkadaşlarımız oldu.Yazı sahiplerini aklıselime davet ederken bir kibir ve burundan kıl aldırmama hali.12 şehit için sembolik olarak 12 akşam 21.30 da ışıkları söndürme eylemini kınadılar(adı üzerinde sembolik).Işıklar yanıp sönünce ne oluyormuş,şehitler geri mi geliyormuş?Erbakan’da Susurluk skandalı için yapılan “1 dakika karanlık”eylemlerine “glu glu dansı yapıyorlar”diyerek burun kıvırmıştı.Aydın Sevinç’in bir haftada 1000 MB yazarı ve okurunun terörü kınayan bir bildiriye imza kampanyası eleştirildi.Aydın Sevinç tribünlere oynamadığını kampanya sonunda gösterdi. Gün birlik günü diyenler kampanya düzenleyen ve destek olanları acımasızca eleştirdiler.
Sayfa karartanlar eleştirildi de bu şablonu yapan editörler eleştirilmedi mesela.Bu eylemleri pasif eylem olarak küçük gören dostlarımız;Fransız İhtilâlinde de,Kurtuluş Savaşında da,Tianenman Meydanında da pasif eylem vardır,olmalıdır,olacaktır...
“Şehitler genel kanının aksine aslında ölüdür,ölülerin ilgiye ve şefkate ihtiyacı yok” diyen sevgili kardeşimiz Kerem Oğuz bilmez mi,şehadeti bize Kur’an öğretmiştir.Ölü her kim olursa olsun dini,insani ve vicdani bakımdan ilgiye ,şefkate hiç olmazsa saygıya ihtiyacı vardır.Kabir ziyaretlerinin usulü ve adabı bizim hamurumuzdadır,çimentomuzdadır bilmez mi?Anadolu’nun her yerinde cenaze geçerken tanısın tanımasın herkes oturduğu yerden kalkar,yönünü cenazeye döner ve son yolculuğa saygısını gösterir.Vatan borcu yada peygamber ocağı olarak tanımlanan askerlik görevi sırasında ayağı kayıp,başını taşa çarpıp ölen de,hain pusularda can verenlerin de adı şehittir.Orman yangınını söndürme uçağı düşen ve can veren pilot da şehittir.Öldükleri gerçektir ama bu şehitlerin ölümsüz olduğu düşüncesini değiştirmez.
Devletin zirvesinde bile gündemle ilgili soğuk rüzgarlar eserken,MB da esmesi olağandır.Küçük bir Türkiye profiliyiz sonuçta,hepimiz kendi fikirlerimizin ateşli savunucularıyız.Ben de, ülke ve MB gündeminde dikkatimi çeken noktaları paylaştım.
Ben Selim...aklı selim.....
********************
Şehitler, Kuvâyi Milliye şehitleri,
mezardan çıkmanın vaktidir!
Şehitler, Kuvâyi Milliye şehitleri,
Sakarya'da, İnönü'nde, Afyon'dakiler
Dumlupınar'dakiler de elbet
ve de Aydın'da, Antep'te vurulup düşenler,
siz toprak altında ulu köklerimizsiniz
yatarsınız al kanlar içinde.
Şehitler, Kuvâyi Milliye şehitleri,
siz toprak altında derin uykudayken
düşmanı çağırdılar,
satıldık, uyanın!
Biz toprak üstünde derin uykulardayız,
kalkıp uyandırın bizi!
Uyandırın bizi!
Şehitler, Kuvâyi Milliye şehitleri,
mezardan çıkmanın vaktidir!
<ı>Nâzım Hikmet - 1959ı>
************************
Blognot 1 :Türk Hava Kurumu’nun yangın söndürme uçağı alım kampanyasına tüm operatörlerden YANGIN yazarak 3919’a göndererek 6 YTL katkıda bulunalım
Blognot 2 : Yaklaşan kurban bayramı için kurbanlarınızı THK ya bağışlayabilir,ya da kestiğiniz kurban derilerini makbuz karşılığında THK’ya verebilirsiniz.Türk Hava Yollarına pilot yetiştirmekten,havacılık savunma sanayisini geliştirmeye,gençlere ücretsiz havacılık kursları vermeye kadar pek çok faaliyetin geliri kurban derileri,fitre ve zekatlar,unutmayın.Ayrıntı ve bilgi:www.thk.org.tr
Blognot 3:
Özbek atasözü:Bir insan köprü kurar,bin insan geçer
Mevlânâ:Ne kadar bilirsen bil,söylediklerin karşındakinin anladıkları kadardır.
La Rochefoucauld:Yanıldıklarını asla kabul etmeyenler,en çok yanılanlardır.
Roosevelt:Ayakta ölmek,diz çökerek yaşamaktan daha iyidir.
Blognot 4:Erdal İnönü'yü kaybettik.Aklı selim sahibi bir insan ,bilim ve siyaset adamıydı.Huzur içinde yatsın.