Ben tarafım...

Blog da yazan arkadaşlarımızın bir bölümünün tarafsız görünme gibi bir dertleri olduğu için öncelikle şunu belirterek başlamak istiyorum.
Ben tarafım.
Evirmeden, çevirmeden
bükmeden, kıvırmadan söylüyorum.
Ben tarafım.
Atatürk devrimlerinden yana tarafım...
Laik Cumhuriyetten yana tarafım...
Hukuk devletinden yana tarafım...
Demokrasiden yana tarafım...
Özgür düşünceden yana tarafım...
İnsan haklarından yana tarafım...
Tam bağımsızlıktan yana tarafım...
Çağdaşlaşmadan yana tarafım...

Bu gün gericiler, dini siyasete alet eden din bezirganları, tarikatların memurları, devlet adamları, gazetecileri ve kadrolu neo-liberalleri bu kavramları ne kadar çıkarları doğrultusunda kullanmaya çalışırlarsa çalışsınlar , ne kadar ardına sığınmaya , ne kadar sulandırmaya çabalarsa çabalasınlar...
Onların bu temel değerleri suistimal ederek Mustafa Kemal'in çağdaş, laik ve tam bağımsız Türkiye hedefi üzerine önce türban sonra da kafalarının içindeki orta çağ karanlığını örtme çabalarına karşı çağdaş demokrasi kuralları içinde ve gücümün yettiği kadar mücadele etmeyi bir yurttaşlık görevi olarak kabul ediyorum.

Bu gün üniversite öğrencilerine özgürlük bahanesi altında yasallaştırılmaya çalışılan türban serbestisi de bu çevrelerin yıllardır sessizce sürdürdükler karşı devrim hareketinin en stratejik adımlarından biridir. Bunu yaparken özgürlük ve demokrasi kavramlarını dillerine pelesenk etmelerine rağmen bu güne kadar sergiledikleri davranışlar , sarfettikleri sözler ve siyasi geçmişleri gerçek niyetlerini ortaya çıkarmaya yetmektedir.

Son günlerde bir çok televizyon kanalında bu konuyla ilgili açık oturumlar yer almaktadır. Bu oturumlara katılan türban serbestisi savunucularının, özgürlük ve demokrasi söylemlerinin, getirilen karşı argümanlarla havada kaldığını farketmeye başladıklarından beri yaptıkları tek şey toplantıları laf kalabalığı ve demagojilerle sabote etmek ve diğer konuşmacıların dinleyenleri aydınlatacak görüşlerini ifade etmelerini engellemeye çalışmak olmaktadır.Bunun son örneği 3 Şubat Pazar günü Star TV de yayınlanan ve Ruhat Mengi'nin sunduğu programda yaşanmıştır.

Önümüzdeki günlerin Laik Cumhuriyetin en güç dönemlerine gebe olduğunu görmek için çaba göstermeye gerek yoktur. Taraflılığım gereği Milliyet Blog sayfaları da dahil olmak üzere örtülü ya da aleni sansür görmeyeceğimi ümit ettiğim her türlü sözlü ve yazılı ortamda düşüncelerimi ifade etmeye devam edeceğim.

Mustafa Kemal Atatürk'e ve devrim şehitlerine borcumuz var!

Levent İnam