Bendeniz tükenmez Kalem

Selam sevgili okuyan!

Bendeniz tahminin üzere naçizane yazı yazmayı seven bir kul. Neyi nasıl yazar dersen; bilmelisin ki öncelikle içimiz çok dolu. Baktığın, gördüğün, kokusunu aldığın ve bir yerlerde hüzünden ya da neşeden kıpırtı oluşturan her şey kelimelerle dökülür buraya. İçimiz dolu dediysek haşa burnu büyüklükten değil bilakis acizlikten. Nasılınıysa Cündioğlu'nun tabiriyle açıklayalım: Düşünce Düşlenir.

Bana gelince önce felsefe okudum, şimdilerde danışmanlığı öğrenmeye çalışıyorum. Neyin, ne zaman karşına geleceği belli değil. Bazen bunlar senin seçimin bazense değilmiş gibiyse de iyiki bizi bizden çok düşünen var da en güzeli en doğru zamanda sana veriyor. Keza bu dert de olsa baş üstüne. Önce düşünmeyi en azından düşünebilmeyi öğrendik felsefe sıralarında. Toprağın içindeki cevheri eşelemeyi öğrendik ya da diğer bir deyişle. Şimdilerdeyse yazmayı, anlatmayı, cevheri tanıtabilmeyi öğreniyorum danışmanlık sıralarında.

Söylemeden geçmek olmaz, bizi bize kavuşturan bir kaç önemli şahıslar oldu hayatımda. Şüphesiz ilki adını andığımda dahi huzur bulduğum ve her zaman şükrettiğim, ortaokulda tanıdığım kıymetli hocam Türkçe Öğretmeni Mustafa Yılmaz. Özellikle şu son 4 senede her söylediği yeni bir yol çizmeme, tam da gemileri yakmışken bambaşka bir gücü bulmama vesile oldu."Yüzünü görmek isteyen cam'a, özünü görmek isteyen can'a bakarmış.".Öze bakmayı öğreten Hamuş'a da selam olsun!

Şimdilik bu kadarı yeterli gerisi diğer yazılara da nasip olur inşallah. O halde kalın sağlıcakla!