- Kategori
- Siyaset
Benim aklım hala o çocuklarda, bizim çocuklarımızda
bizim çocuklaımız
KCK ateş kesin sona erdiğini açıklamış.
Bu haberinde gösterdiği gibi bizim Kürt sorunu diye dile getirilen ve bu konuda herkes bir şeyler söylediği; siyasilerin bir takım kararlar aldığı, bunun yaparken iri iri laflar söylediği bir sorunumuz var.
Bana göre bu sorunu tüm sıcaklığıyla kucağımıza koyan ABD nin “bizim çocuklar” 12 Eylül yönetimidir
Çünkü ABD de hazırlanıp Türkiye’de kotarıldığı konusunda artık alenen bilinen ve kabu edilen bayrak hareketi Türkiye halkının başına bu çorabı ördü.
Yetmedi; bunların yanı sıra ABD güney sınırımızda petrol bölgesinde ‘ki bu bölge petrolün dağıtım ağını da içerir’ kendi ekonomik çıkarları için bir şeyler tezgahlamaya çalışıyor. Bu da cümle alemin malumu.
Son gelişmelere bakınca 12 Eylül’ün Kürtleri dağlara kaçırtması sonucu oluşan PKK ve KCK orada kendilerince Demoklesin kılıcı gibi gördükleri “çatışmasızlık” silahını kullanmak için sürekli fırsat kolluyor.
Sanırım ‘fırsat bu fırsat’ diye KCK ateşkesin sona erdiğini ve barajlara saldırabileceklerini açıklamış. Bunun için kendilerince bazı gerekçeler üretmişler.
Aslında 7 Haziran seçimlerinde 12 Eylül yönetiminin Kürt Halkını dağlara kaçırtarak Türkiye Halkına kurduğu tuzak HDP nin parlamentoya barajı aşıp girmesiyle bozulmuş ve Kürt sorunu diye bilinen sorun parlamento zemininde çözüm olanağına kavuşmuştu; ama bu duruma da nedense kendilerini “Milliyetçi” diye adlandıran siyasi çevreler bir takım gerekçelerle içine sindiremiyorlar.
Benzer tepki veya hoşnutsuzluk AKP de de var. Çünkü AKP de iktidarını HDP nin barajı aşması nedeniyle kaybettiğini düşünüyor.
Yeni seçim hesabı yaparken kaybettiği o oyları geri almak için kendi başlattığı çözüm sürecine “devam mı etsin?” yoksa “milliyetçi oyları almak için pas mı geçsin?” ikilemi içinde gibi.
Sonuç olarak ABD de güney sınırımızda fırıldak peşinde. KCK oradan tehditler savuruyor. Bu konularda ağzı olan konuşmaya başladı; ama benim aklım hala ana-babalarına baskı yaptığını görerek tepki duyduğu güvenlik kuvvetlerine taş atarak büyüyen Kürt çocuklarıyla onlara düşman büyüyen Türk çocuklarında; hepsi bizim olan çocuklarımızda,
Yani birbirine düşman büyüyen geleceğimiz olan çocuklarımızda.
Ben bugünden geçtim; bari geleceğimizi “nasıl kurtaracağız?” derdine düştüm.
Yani taş atarak büyüyen Kürt çocuklarıyla onlara düşman büyüyen Türk çocukları arasında düşmanlığı nasıl gidereceğiz? Bunun için toplumsal barışı nasıl öreceğiz? Örebilecek miyiz?
Emin olun bu sorulara doğru cevaplar bulamadıkça geleceğimizin cehenneme dönmesini kendi ellerimizle hazırlıyoruz demektir.
Eğer öyle olur yani çocuklarımız birbirlerine düşman büyümeye devam ederse; kim ne söylerse söylesin; hangi sorunu nasıl çözeceğini iddia ederse etsin emin olun onlar da gelecekleri olan çocuklarının lanetinden asla kurtulamayacaklar.
KCK nın ateş kesin sona erdiğini açıklaması ve tartışılan Türkiye’nin güneyindeki tartışılan gelişmeler üzerinde bunlar aklıma geldi; yazdım.