Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Mayıs '08

 
Kategori
Anneler Günü
 

Benim de bir annem vardı

Benim de bir annem vardı
 

Dünyaya gelişimizin öncüleri, varlık nedenlerimiz, bireysel aile kimliğimizi ve kişiliğimizi kazandıran ilahi kadınlar, annelerimiz. Onlar olmasaydı erkekler babalık sıfatını nasıl kazanabilirdi…? Aile hayatı ile ilgili tüm sözcüklerin annelerimiz sayesinde dilin söz dağarcığına girdiğini biliyor muydunuz ? Annelerin doğurganlığı insan neslini devam ettirdiği sürece de, sözkonusu sözcükler toplumla birlikte dilin yaşayan dokusu içinde varlıklarını sürdürmeye devam ettireceklerdir. Yarın anneler günü ama, hazırlıklar haftalar önceden tüketimi özendirici reklamlarla başlamış bile… Annelerimizi bir günle sınırlayarak, armağanlar sunarak anmak, asla yeterli değildir. Her gün, her saat kutlama şölenleri düzenlesek de, onların üzerimizdeki emeklerinin karşılığını hiçbir zaman ödeyemeyiz. Pahalı hediyeler alarak anneler günü kutlamanın doğru olmadığını, sevgiyi ifade edebilmenin başka yol ve yöntemleri olabileceğini düşünüyorum. Tüketimi hızlandırarak, anneler gününü parası olmayanlara bir karabasana dönüştürmeye hiç kimsenin hakkı yok. Ne sevginin para ile satın alınabilirliğine inandım, ne de alınacak bir armağanın sevgiyi göstermeye yeterli olacağına. Bana göre onun yerine, sıkı sıkı sarılıp kucaklayarak kutlamak anneler gününü, sevgi iletişiminin beden diliyle en yalın ve sıcak anlatım biçimidir.Birkaç seçilmiş pozitif sözlü ifade ile takviye edilirse, gönüller fethedilmiş olur. Bu yolla geçen elektrik gönülleri ısıtıp, karşılıklı gülen yüzlerin de aydınlanmasına vesile olacaktır. Bire bir somut olarak yaşayamadığım o sıcaklığı, ancak hatıralarda yaşatmaya çalışıyorum. Her anneler gününde olduğu gibi, bu anneler gününde de 18 yıl önce annemle birlikte geçirdiğim günlere nostaljı yaparak.

Benim de bir annem vardı, doğuran, büyüten, sevip okşayan, şefkat gösteren .. Yaşasaydı belki de yılın annesi seçilebilecek bir anne… Okuma, yazma ve süslenmenin dışında yapmadığı, yapamadığı hiçbir şey yoktu. Cefakar bir Doğukaradeniz kadınıydı o. Bağı da vardı, bahçesi de..Ahırında ineği ve buzağıları, kümesinde tavuk ve horozları yanısıra ördekleri de vardı. Suya ulaşmak için yüksekte olan evimizden havalanırlardı ördekler. Vadı üzerinde büyük yaylar çizdikten sonra dereye ulaşırlardı. Zaman zaman dere kıyısında yumurtladıklarını başkalarından öğrenirdik. Dereden ayrılmak istemedikleri için de, akşamleyin onları toplayıp, peşi sıra eve doğru güderdik. Kediler ise, evimizin vazgeçilmezleri idi. İyi bir hayvansever olan annem, her birini ayrı ayrı, çocukları gibi sever ve beslerdi.Bir keresinde, çatı arasında yavrulayan kedimiz geri dönmeyince, yavruları yaşatmak için, elinden gelen her çareye baş vurduysa da, başarılı olamadı. Defin sırasında annemin ağıt yakarak ağlaması, unutamadığım anılarımdan biridir. Bu ağıtlara çoğu kez bemim de göz yaşlarımla eşlik ettiğim olmuştur. Yine bir başka zaman, ineğimiz uçurumdan yuvarlanmıştı. Eziyet çekmesin diye, oracıkta kesmişlerdı hayvanı. Bu üzücü olaydan sonra, annemin döktüğü gözyaşları hala hafızamdan silinmiyor. Sahiplendiğim hayvan olduğu için de, çok üzülmüş ve etkilenmiştim bu olaydan. Sırtında sepeti, belinde orağıyla dağ bayır, dere tepe demeden gece gündüz uğraşır dururdu. Üstelik benim annem 9. kez anne olmuş, buna karşın genç kalmayı başarmış, yeşil gözleriyle güzel, alımlı ve duyarlı bir kadındı. Dedem düğününü Milli Piyango’dan çıkan ikramiyeyle yaptığı için de babam ona, sen bana piyangodan çıktın hanım derdi, kızdırmak için…

Bağ bahçe ekim ister, bakım ister. Çok kolay değil bahçeye taze fasülye, lahana, domates, pazı, salatalık, yeşil soğan, marul, bezelye, bakla ekip büyütmek. Bahçedeki meyveleri mevsiminde toplanmak, uğraş ister. Dikmek ve bakmak emek ister, çapa ister, gübre ister. Ahırdaki inekler ot ister, yem ister, yal ister, sütünü sağıp maya çalmak, yayıkta çırpıp yağ çıkarmak, ayran yapmak ister .Çay bahçesi gübre ister, budama ister, topladıktan sonra satmak için sırtlayıp kilometrelerce taşımak ister.Benim annem bunların hepsini daha zor olan 30 – 40 yıl önceki eski koşullarda yapardı. Yöremizde yaşayan bütün kadınların her birinin ayrı ayrı rütin şekilde yaptığı gibi…..Erkeklerin kadınlar aleyhine bozduğu aile içi iş bölümünü kabullenircesine. Üstelik benim annem ihmal etmeden hepimizi de ayrı ayrı okşar severdi. Şefkat ve merhametini göstermeyi de eksik etmezdi hiçbirimizden. Özlerdi bizi, gözden ırak olduğumuz zamanlarda. Uzun bir süre evden uzakta, Berlin şehrinde bulunduğum 1970’in anneler günü idi. İki yıla yakın bir zamandır göremeyince, çok özlemişti beni annem. Arayıp sormadığımdan şikayetle, kardeşime dikte ettiği sitemkar bir mektup göndermişti bana. Bunun üzerine , 20‘li yaşların duygusal heyecanıyla tepkimi şiirle ortaya koymuştum.Çok duygusal ve güçlü sezgileri olan annemi oylesine etkilemiştim ki, sözlerini unuttuğum 15 kıtalık bu şiirin iki dörtlüğünü, Berlin’den dönünce bana iade ettiği orijinal metinden aktarıyorum:

Bana kızsan, bağırsan, dövsen de beni belki ,
Şu biçare gönlümü kırmasaydın yeter ki…
Böyle hazin yazmaya elim varmazdı sana,
Kırılmazdı belki de bu gençliğimin şevki

Ömrümün aşklarını gömdüm kalbime kat, kat,
Açıkta yalnız senin müstesna yerin kaldı.
Gönlüm bir tanesine takıldı kaldı fakat,
Şimdi anladım, o da sihirli bir hayaldı

Anneme karşı yüreğimde hissettiğim duyguları, çok uzaklardan böyle dile getirmiştim, hiçbir ücret ödemeden en yalın biçimde. Beğenip beğenmemede taktir sizin. Geçmişi nostaljı olarak yaşadığım şu anda büyük bir özlemle arıyorum annemi . Yüreğim yanıyor.Yaşlansak da ruhumuz onun yanında hep çocuk olarak kalacaktır. Çocuklukta olduğu şekilde, sevgi ve şefkatine her zaman muhtaçız.Bütün çocuklar gibi ben de, benim annemin yeryüzündeki anneler içinde en fedakarı, en cefakarı, en beceriklisi, en seveceni, en merhametlisi, en muhlisi, en vefalısı ve annelerin en güzeli olduğunu düşünüyorum. Aslında o bütün anneleri temsil eden bir simge . Burada annemi rahmetle anarken, bütün annelerin ellerinden öperek hepsini yılın annesi olmaya aday gösteriyorum. Bir oy da sizden.

İstanbul, 11 Mayıs 2008

 
Toplam blog
: 72
: 1140
Kayıt tarihi
: 09.12.07
 
 

Rize merkez ilçeye bağlı Yiğitler Köyünde doğdum. Lise bitinceye kadar ilk gençlik yıllarımı geçird..