Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Mahmut Ekrem Muhalefet demokrasiye geliştirir

http://blog.milliyet.com.tr/profilimaspx

23 Ocak '14

 
Kategori
Siyaset
 

Beraber yürüdük biz, paralel devletle

Beraber yürüdük biz, paralel devletle
 

Adına ister paralel, ister ikizkenar, isterseniz de eşkenar yapılanma desenizde, bu yapılanmayla, onbir yıldır birlikte hareket ettiğiniz gerçeğini değiştirmez. Onun için siz hiçbir zaman çokgenin hükümeti olmadınız. Üstüne üstlük, bu ülke insanını ötekileştirmek için elinizden geleni yaptınız.

Muhafazakar- Laik, Ulusalcı, Atatürk'çü - sünni, Alevi, Cemaat'çi, Tayyip'çi, Ayyaş, Çapulcu, Kürd- Türk, Laz, Çerkez, Müslüman, ataist vs.  gibi sıfatları  bu ülke insanını ayrıştırmak,  adına kullanırken bir beis görmediniz. Ne acıdır ki mezhepçilik yapmaktanda geri kalmadınız.     

Devletin kolluk görevlisine, savcısına, hakimine, valisine; benim polisim, benim emniyet amirim, benim Valim diyerek,  AKP'nin özel  kuvvetleri gibi davranarak, kullanan sizdiniz.. Dersane kriziyle beraber, köprüleri attığınız,  cemaat'e ''ne istedinizde vermedik'' diyen yine Başbakan Erdoğan'dan başkası değildi. Türkiye Cumhuriyeti'ne kumpas kuranlar, 17 Aralık'ta birbirlerine düşmeleriyle gerçekler daha net ortaya saçıldı.    

17 Aralık bir Milad'ı oluşturdu, AKP'nin rüşvet ve yolsuzluğa geçit veren parti kimliğini ortaya koyması bakımın dan, dört bakan ve bakan çocuklarıyla, Halk B.Gen.Müd. rüşvet ve yolsuzluğa karışmalarıyla patlayan skandal, başbakan'ın çocuklarına kadar uzandı.

Bu yolsuzlukların ve rüşvetin üstünün kapatılması, için emniyette, yargıda,  yüzlerce insan görevden alındı yerleri değiştirildi. Bu operasyonları yapan savcıların, emniyet müdürleri görevlerinden alınırken, kolluk görevlilerinin, savcının talimatlarını yerine getirmesi önlendi. Hükümetin yaptığı baskı HSYK'nın yapısının değiştirlmesine kadar dayandı. 

Başbakan'ın, savaşıda Gülen'le tepe noktasına kadar çıktı!  Erdoğan Haşhaşinlere benzettiği Gülen ve cemaatine ''inlerine gireceğiz göreceksiniz'' derken olayın bir güç savaşına döndüğü , ülke paylaşımında iplerin koptuğu anlaşılıyordu.  

Ertuğrul Özkek; bir yazısında şöyle diyordu. Bu kirli bir savaş, insanların en kutsalları bile alelade bir silaha, mühimmata dönüştürülmüş. İnsanların en özel konuşmaları bile parça tesirli bombalar halinde üzerimize fırlatıliyor. Seçilmiş siyasetçiyle yapılmış bir konuşma, yolsuzluğun kesin belgesi ...  Hasta bir dini lidere insani bir geçmiş olsun dileği, Haşhaşin örgütü üyeliğinin kesin kanıtı diye sunuluyor.   Bir taraf ayakkabı kutularına sığmayan dolarları görmezden geliyor, seçimi hırsızlığın referandumu, milli iradeyi yolsuzluğun kılıfı haline getirmeye uğraşıyor. Öteki taraf ise karanlık fabrikalarda üretilmiş sahte belgelerle, word dosyalarıyla insanların hayatını karartıyor. Ne dini, ne imanı, ne izanı, ne aklı, ne fikri kalmış bir savaş bu, derken;

-AKP'li Fedai aslan'ın; ''Allah'ı Taala'nın bütün vasıflarını üstünde toplayan lider, Recep Tayyip Erdoğan'dır''  deme sapkınlığına uğramış, düşünceyle dili arasında gelgitlere esir düşmüş olduğunuda görüyoruz..

Özkök;  şöyle devam ediyor,  dönmüş gözler, Allahı ve peygamberi bile kendi saflarının lejyoneri haline getirmek, neferi yazmakta zerre kadar tereddüt etmiyor. Ama güneş, Türkiye'nin üzerinde de doğacak... Çünkü, vicdansızın çaldığı kara hızla beyazlaşıyor. ''Ak'' ise vicdan karşısında hızla kararıyor...

Bugün, Orman ve Su İşleri Bakanı, Veysel Eroğlu darbeci diye içeri atılan Ergenekon ve Balyoz gibi davalardan tutuklananların sayısının 5-10'u geçmiyeceğini, 100 kişilik bir heyeti sorumlu tutmanın kabul edilir bir durum olmadığını açıklarken, sahte belgeler, yeni tanıklar nedeniyle yeniden yargılanmalarının altını çizerken; 

Bir ülkenin Em. Genel Kur. Başkanı İlker Başbuğ'un , terör suçlamasıyla müebbet hapse mahkum edilmesinin, hangi vicdanlara sığdırılmış olduğunu açıklamaktadır. 

Gülen ise,  Wall Street Journal'a yaptığı açıklamada '' Türk halkı, son iki yıldır demokratik sürecin tersine dönmüş olmasından dolayı üzüntülü'' ifadesini kullandı.  Gülen '' Hizmet Hareketinin, yada cemaatin diye anılan bu yapılanmanın, AKP'ye siyasi bir alternatif oluşmasına sıcak baktığına işaret etti. Ve bugün ''İdeoloji, sermpati veya dünya görüşüne göre yapılan, tasfiyeler AKP'nin sonlandırmaya söz verdiği uygulamalar'' dır dedi.

Menfaatlerin çakışmaya başlaması, gözleride iyce karartırken,karşılıklı  suçlamalar yanında, hukukun çöktüğünede şahit oluyoruz. Sinirlerin gerginleştiği, AKP'li vekillerinde kontrolden çıktığını görüyoruz. AKP'li Milletvekili Oktay Saral'ın tahammülsüzlüğü; CHP'li Gen. Başkan Yard.cısı Bülent Tezcan'a saldırarak yumruklaması 17 Aralığın bir sonucu olarak ortaya çıkıyor. 

Başbakan Erdoğan ise Bürüksel dönüşü, Gülen Cemaatini suçlayarak, santaj yaptıklarını söylerken, santaja konu olan olaydan bahsetmemektedir. Santaj uygunsuz bir işiniz varsa, o işinizi açığa çıkarmak için yapılan tehdittir.

Onbir yıllık paralel'liğin yolları, kokuşmuşluğu ortaya saçılırken, yüzlerce insanı, cezaevlerinde çile çektirmenin ağırlığını en kara vicdanların bile kabul etmiyeceğini anlayacak,  akla ihtiyaç duyulduğu zamandayız.  

 
Toplam blog
: 147
: 638
Kayıt tarihi
: 13.05.08
 
 

Hızla kirlenen dünyamızda, üstümüze düşen görevi yerine getirmek için çalışmak, gelecek kuşaklara..