- Kategori
- Şiir
Beşbinyüzonbir inci gün
kendime geldim
astım gözlerimi kapının arkasına
sıkı sıkı tutmuşum yüregimi avucumda
izi çıkmış
sağ yanıma bıraktım
aynaya baktım
yaza benziyor
saçılmış saçım
yokluğun arka kapısı evin
dilini çevirdim
anladım
ben senin kızın değilim artık
hatıranım
sen benim
güvercin bacağında haber saldığım uzak
kıyılarım
bana ufkunu dönme
bi sabah gel
ko bi tiren yanaşır gibi olsun istasyona
razıyım
eğil üstüme valizinin üzerine oturmuş çocuk gibi
mahzun
sonra yine el salla
binlerce sayrılık arasında seçerim
öptüğüm ellerini
orada o sızının ortasında
nar
bahardan kalma
ah allah
unutsuzluğumu ve düşsüzlüğümü kırılmış
kanatlarıma ver
büyüt beni
saklandığım küçük sığlık var
gittikçe çekiyor içeri