- Kategori
- Şiir
Vesselam
bu boş sofraların kırıntısız omuz silkelenişleri aç
bırakıyor kuşları
kuşları toksa mahallenin orda kapıya serilmiş paspas üstü sohpetleri
bana bi masal anlatayım şimdi
kızım bana söyledim kızım ben anla
bi sabah allah yine kulak vermiş
çöpü deviren kediye söve söve dayanıp bas/tonunu atamış kendini
her adımda nefsine kayyum adem
hadi kap şurdan iki farz iki sünnet
iyi gider
iç ısıtır
yumuşatır kalbini tirit mis
besmele
doydun mu
bak bu hayat
yüzüne güler geçer
dağ duyar
taş duyar
minnet duymaz sesini
bi ağaç bi de gölgesi
yer/yüzünün heppisini sakınmazsan en aç halifesi
allah en çok çocukları sever bi de arka bahçesinde çocuk besleyenleri
yaralı ağızlarıyla ağlayanları kayırır şeksiz
gözüne gözüne sokar kedi gözlü bi yığın yol
alnının kenarına ekli rakım
ilişiktedir
sonra vay efendim bilmiyodum kara yazı
ne dikenli yol pıtrak
mesela örneğin farzımuhal var sayalım
ön sözünde yazar her nefis tadacaktır ölümü
çömelsen de binecektir ümüğüne azrail
yazları sıcak ve kurak kışları ılık ve yağışlı
değişebilir bi tahmin elbet
nerde kalmıştık
ateşli silahların namlusuna dediydim sirkeli bez koysak
bağışlasa allah cemi cümlemizi hatırına kuşların
kekeç sızlanmaların nim
tıpkı eskisi gibi o kalubela
herkes kendi balkonunda
şeytan da
vesselam