- Kategori
- Futbol
Beşiktaş’ın sorunları…

3 büyükler arasında Türkiye’yi Avrupa’da temsil eden tek takım olan Kara Kartal, Dünya’nın en zorlu deplasmanlarından biri olan Porto’dan 1 puanı kurtarmayı başardı. Porto öyle bir takım ki Avrupa Ligi’nin favorilerinden. Müthiş bir çabuklukla oynayan, ayağa pasları iyi yapan ve hücum yönü çok müthiş olmasına rağmen kontra atak futbolunu da harika bir şekilde oynayan kısaca dört dörtlük bir takım kimliğinde.
Böylesi bir rakibe karşı top oynamak gerçekten zor. Kendi takımları daha ilk turlarda elenen bizim diğer takımlarımızı tutan sevgili taraftarlarımız Beşiktaş’ın 1 puanla dönmesinin verdiği hazımsızlıkla saçma sapan konuşsalar da Kara Kartal özellikle ikinci yarıda muhteşem bir futbol sergiledi.
Beşiktaş’ın en temel sorunu aslında özgüven eksikliği. Beşiktaş’ta özellikle yerli oyuncular ciddi bir stres içerisinde. Sanki hayatlarında ilk defa bir maça çıkıyorlarmış gibi acemice işler yapıyorlar. Günümüz futbolunda yardımlaşma çok önemlidir. Takım arkadaşının markaj yediği anda boşa çıkarak top istemek gerekiyor. Beşiktaş’ta bu görüntüyü de pek göremiyoruz. Dolayısıyla en ufak bir baskıda oyuncuların bacakları titriyor ve bu da takımın hata yapmasını sağlıyor.
Kara Kartal savunmadan çıkarken çok ağır. Yürüye yürüye pozisyon yakalamaya çalışıyorlar. Günümüz futbolunda hızın ne kadar önemli bir faktör olduğunu Porto ve Tottenham gibi takımları izleyerek anlayabilirsiniz. İşte zaten böylesi bir özelliğe sahip olduğunuzda farkınız ortaya çıkıyor. Hızlı olan bir takımın fazla tekniğe ihtiyacı yok. Rakibine hız konusunda üstünlük sağlayabiliyorsan elbet kazanırsın…
Bernd Schuster akıllı bir teknik adam. Ancak takımı süratli atakların dışında yardımlaşma ve pas alış-verişi konusunda da çalıştırması gerekiyor. Bir de denge sorununu çözmeli. Kaleci Hakan’da ciddi bir denge sorunu olduğunu düşünüyorum. Kulak içindeki sıvının ölçümü yapılmalı Hakan’da. Bir sorun olabilir. Yoksa hiçbir kaleci böylesi dengesiz ve zamanlama hatalı işler yapamaz!
Dün gece çok eleştirilen Nihat sayesinde 1 puan aldı ülkemiz. Öyle bir gol attı ki Dragao Stadı’ndaki Portolular bile şaşırdı. Nihat’ın bundan sonra özgüveni yerine gelecektir.
Beşiktaş dün galibiyeti kaçırdı. 2 direkten dönen top, Bobo’nun alışılmışın aksine kaçırdığı gollük pozisyonlar ve diğerleri… Koskoca Porto penaltı golü haricinde 3 net pozisyon bulabildi Beşiktaş kalesinde. Özellikle ikinci yarıda Beşiktaş harika oynadı. Geniş alanların adamı Holosko da kendi gibi oynayınca Beşiktaş’ın hücum yönü zenginleşti. Buna Hilbert’in inanılmaz bindirmeleri, Deli İbo’nun yaşına başına bakmadan ortaya koyduğu mücadele ve tabiî ki Ersan’ın muhteşem hamleleri de eklenince Beşiktaş böylesi zor bir deplasmandan 1 puanla dönerek istediğini aldı.
Ersan’a ayrı bir parantez açmak gerekiyor. Her kim ki Ersan hata yaptı derse çekemiyordur! Yılların tecrübesi İbrahim Toraman’ın yaptığı hataların çoğunda Ersan devreye girdi. İlk yarıda da 2 net pozisyonu kesti. Ve o çizgiden çıkardığı top… Dünya’nın önde gelen savunmacılarına taş çıkarır gibiydi… Beşiktaş savunmasının göbeğinde Ersan’ın bacağı kopmadığı sürece başka bir futbolcuya ihtiyaç yok. Ersan yerinde banko oynamalıdır. İyileştiği zaman Sivok’la iyi bir ikili olacaktır.
Beşiktaş sakatların da takıma katılmasıyla muhteşem bir takım olacak. Yardımlaşma ve alan daraltıp pres yapma konularına ciddi şekilde çalışırsa bu takım Avrupa’da adından çok söz ettirir.
Günümüz futbolunda çok koşmak bir işe yaramıyor. Yararlı koşular yapıp, rakibe müdahale etmeden nasıl defans yapıldığını öğrenmek gerekiyor. Rakibe geçit vermemenin en güzel yolu ona hamle yapmaktan çok doğru koşu ve rakibi karşına almaktan geçiyor. Porto’lu oyuncular dün kaç defa Beşiktaş’lı futbolcuların ayağına kaydı? Maçı tekrar izleyin ve bir dikkat edin. Akıllı ve başarılı takımlar hamlelerini rakibin alanlarını daraltarak ve gerekli yerlere yönelip koşular yaparak defanslarını güçlendiriyor.
Umarım bir gün bizim takımlarımızı da böylesi pres, mücadele, yardımlaşma ve hızlı ataklar yaparken görebiliriz….