Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Mayıs '13

 
Kategori
Spor
 

Beşiktaş Klübü'nde yeni yapılanma neler getirebilir.

Beşiktaş Klübü'nde yeni yapılanma neler getirebilir.
 

Beşiktaş Jimnastik Klübü Başkanı Fikret Orman bir yılı geride bıraktıktan sonra Futbol şubesi için yeni bir yapılanmaya giderek Futbol Direktörü görevine Önder Özen'i getirdiğini bir basın toplantısı ile açıkladı.

Avrupa'da örneği bulunan ancak Türkiye'de hem anlaşılamayan hem de başarısız kısa vadeli örnekleri bulunan bu kavram Beşiktaş Klübü'nde başarılı olabilir mi.?

Öncelikle Futbol Direktörünün A takıma Teknik Direktör seçimi ve yönlendirmesi ve diğer bütün futbol kategorilerinden tutun da oyuncu izleme ve kazandırma dahil bütün yetkileri kullanması ağır bir iş yükü getirecektir. Bu ağır iş yükü bütün görevlerin performanslarını farklı ölçüde etkileyecektir.

İkinci olarak Türkiye'de başarının hemen sahiplenildiği ancak başarısızlığın öksüz kaldığı  ve güçsüz olana yıkıldığı bir ülkede yaşadığımızdan A takımının başarısızlığı ilk olarak Teknik Direktöre kesilecektir. Bu nedenle Önder Özen nasıl bir isimle çalışacağına ve başarılı olacağına karar vermesi kendi geleceğini de belirleyecektir.

Kendi ifadesiyle Beşiktaş Teknik Direktörü olacak ismin öncelikle Avrupa'da isim ve kariyer yapmış biri olması gerekiyor. İkinci alternatif ise potansiyeli olan ve gelecekte başarılı olacağına büyük kamuoyu ve Kulüp desteği olabilecek bir isim olması gerekiyor. Şu aşamada ikinci alternafitin olmayacağı belli. Burdan hareketle Beşiktaş'ın bir yabancı Teknik Direktör  ile anlaşacağını ve bu ismin Avrupa'da en azından bir Şampiyonada kupa kaldırmış ve üst düzey bir ligde Şampiyonluk yaşamış bir hoca olacağını söylemek zor  değil.

Sorun ise tam burada ortaya çıkıyor. Türkiye'de üç büyük klüp için kariyer yapmış geçmişi başarılarla dolu Teknik Direktör getirmek anlaşma yapmak hiç de zor değil. Bu maddi ve manevi imkanlar üç büyük klübümüzde fazlasıyla var. Önemli olan bu Teknik Direktör ile kaç yıl çalışacağınız klüp istikrarı ve başarı istikrarıdır. Çünkü Türkiye'de başarı anlayışı sadece Lig Şampiyonluğuna endeksli. Bu handikap bir çok kariyerli hocanın kısa sürelerle görev yapmasına ve belki de ilerde ki muhtemel başarılarını yakalayamadan gitmesine neden oldu. Çünkü sabır planlı ve hedefli çalışma istikrar olmadığından klüpler ve Türk futbolu aşama kaydedemedi.

Yeni Futbol Direktörü Önder Özen'de ilk handikaplı açıklamasını yaparak üç yıllık imza atmış olmasına karşın kendi başarısını 18 ay da ölçeceğini söyledi. Bu bize göre oldukça yanlış bir açıklama oldu.  Yeni görevi tam da orta vadeli en azından 3-4 yıllık bir sürede meyvelerini olgunlaştıracak bir görev iken 18 ay sonunda başarı için nasıl bir kriterle ykarşımıza çıkacağını doğrusu anlayamadık.

Bu süre içerisinde Beşiktaş iki yıl üst üst  üste şampiyonlukmu kazanacaktır. Bu süre içerisinde alt yapıdan en az 2-3 oyuncu direkt A takıma mı kazandırılacaktır. Bu sürede Avrupa'da bir kupa mı kazanılacaktır.  Bu sürede Türkiye kupası mı kazanılacaktır. Bu  kriterleri ve hedefleri de Önder Özen ortaya koymalıdır. Eğer böyle bir iddia ve hedefi yoksa 18 ay sonunda  hangi kriterlere göre kendini başarılı sayacaktır. Futbolda yönetim ve Teknik Direktör istikrarını her fırsatta savunan Önder Özen in kendisine kısa vadeli bir başarılı olma süresi koyması daha önceki açıklamalarıyla çelişiyor gibi görünüyor.

Türkiye'de geldiği yıl takımını Şampiyon yapan ancak başarısız bulunan Teknik Direktörlerle doludur. En bilinen örneği Mircea Lucesudur. İki yılda iki şampiyonluk kazandırdığı Beşiktaş ve Galatasaray'dan gönderilmiştir. Gittiği Shaktar Donetsk'te 8 yıldır görev yapmakta ve her yıl takımını Şampiyonlar Liginde oynatmakta ve her sene bir basamak ileriye çıkmaktadır. Maddi imkanları Türkiye'deki klüpler seviyesinde olsaydı bu 8 yıllık sürede bir Şampiyonlar ligi Finali görmemiz olağan gibi görünüyordu.

Konunun başarı boyutu böyle görünüyor iken bir de ekip olarak uyumulu çalışıp çalışamama sorunu olacaktır. Futbol Direktörünün tek sorumlu ve yetkili olması en önemli sorun yaratıcı gibi görünmektedir. Avrupa'da Kariyer yapmış  şampiyonluklar kazanmış bir Teknik Direktör oyun, takım, maç programına karışılmasına transferlerin kendi dahli dışında gerçekleşmesine oyuncuların form ve çalışma detaylarına gibi bir çok konuya müdahale edilmesine karşı çıkacaktır. Böyle olmaması eşyanın tabiatına aykırıdır. Her ne kadar herkes görev ve yetkilerini bilirse sorun olmaz dense bile bu görevler iç içe geçtiğinden bir başkasının alanına girmeden işin içinden çıkmak sorumluklarını beraberce yerine getirmek Türkiye şartlarında oldukça zor görünmektedir. Eğer bir şirkette görev yapıyor  olsaydınız amacınızı bir  inşaat yapmak olsaydı bu biraz daha mümkün görünebilirdi. Ancak Futbolun kendi dünyası ve özellikle oyuncularla iletişimin onları yönlendirmenin başarı ile direk ilgisi olan bir konuda bu yetki sorumluluk karmaşası yaşanacak diye düşünüyoruz.

  

 
Toplam blog
: 96
: 648
Kayıt tarihi
: 12.08.08
 
 

Karadenizliyim. İzmir' de yaşıyorum.  Dünyanın tek bir ülke  olduğuna inanarak  bütün insanların ..