- Kategori
- İş Yaşamı - Kariyer
Beşikten Mezara Koçluk
“Bütün dünya büyük bir sahnedir.
Bütün erkekler ve tüm kadınlar
Sadece oyuncu… Girerler ve çıkarlar
Ömür boyu, nice roller oynarlar. “
Shakespeare
Hareket eden tüm canlılar anne ve babanın en mutlu heyecanlı beklentiye girer. Nihayetinde anne bünyesinde önceden tanımlanan hazırlık tamamlanır. Yavru nefes almaya başlamasıyla dünya sahnedeki yerini alır. İşte bu andan itibaren sahnedeki rolüne yönelik bir görev ortaya çıkar. İlk etapta anne bu görevi üzerine alır. Bu görev asıl itibariyle; yavrunun çevre şartlarına uyum için en değerli koçluk vazifesidir. Yemesi içmesi, barınması güvenliği, yaşam mücadelesinde dost ve düşman tanımlanmasına yönelik eğitimidir.
İlk koç olarak anne desteğinden sonra devreye baba girer. Daha sonra abi, abla, komşu, akraba vb. seviyesine ve ihtiyaca göre çevredeki bireyler birer koçtur. Öğretmenler en değerli varlıklardır. Ne var ki, standart müfredat programları ve bireyselden uzak kitlesel eğitim programları, gençlerin zorunlu başarı hedefleri ortaya çıkarmasına sebep olur. Bu ise bireyde rol karmaşasına yol açmaktadır. Toplumun özendirdiği roller, anne babanın hedeflerine yönelik verilen roller, okul ve okul dışı arkadaş çevresinin rol teklifleri arasında bocalamalar oluşturur. Bu karmaşada kararsız kalan birey ise huzursuzluğun içinde var olma mücadelesi yaşamaktadır. Rol çatışması içinde bulunan insanın mutlak surette kişiye özgü bir koç ile kendini bulması ve rol karmaşasından kurtulması gerekir.
Dünya sahnesine ilk çıktığında annesi nasıl onu hayatındaki rollerine ciddi bir koçluk yaparak hazırladıysa, yaşam koçunun da yapacağı iş aynen budur. Yaş ilerleyince anne, baba, çevre ve öğretmen, eğitmen yetersiz kalır. Çünkü onların dünyada oynadıkları bir rol ve kurmak istedikleri bir senaryo vardır. Aranan şey ise bireyin sahnedeki rolünü tüm içtenliği ile oynamasıdır. Bunu keşfedecek olan ise bir eğitim koçu, yaşam koçu gibi bir uzmandır.
Bu yazı daha önce yazarın kişisel bloğunda yayınlanmıştır.