- Kategori
- Kişisel Gelişim
Beşinci disiplin yasaları
1- Bugünün problemleri dünün çözümlerinden kaynaklanır. Bu günün sorunları dünün “çözümleri”nin bir sonucudur.
Çoğu kez sorunlarımızın sebepleri bizleri şaşırtır. Oysa tek yapmamız gereken geçmişteki başka problemlere kendi bulduğumuz çözümlere bakmaktır sadece. Çok sağlam bir firma bu dönem satışlarında aniden bir düşme olduğunu görebilir. Niçin? Çünkü bir evvelki dönemde uygulanan başarılı indirim programı bir sürü müşteriyi şimdi alacağını o zamandan almaya yöneltmiştir. Sorunları sadece sistemin bir tarafından öteki tarafına kaydıran çözümler çoğu kez fark edilmeden kalır, çünkü birinci problemi çözmüş olanlar, yeni problemi miras alanlardan başka kişilerdir.
2- Ne kadar sıkı yüklenirseniz, sistem de o güçle geriye itecektir.
hizmet kalitesini artırmak için sistemsel düşünme, karar verme ve uygulama büyük önem taşır.
George Orwell’ in Hayvan Çiftliği adlı eserinde Boksör isimli at herhangi bir güçlüğe hep aynı cevabı verir: “Daha sıkı çalışacağım”.
Başlangıçta bu iyi niyetli azmi herkesi etkiler, ama bu çalışma çok incelikli şekilde geri teper. Ne kadar sıkı çalışırsa o kadar çok yapacak iş çıkar.
Boksör gibi sıkı çalışmanın tüm engelleri aşacağı inancına sadık kalırız, bu arada kendimizin de bu engellere ne kadar katkıda bulunduğu gerçeğine gözlerimizi kaparız.
Düşük kaldıraç gücüne sahip müdahaleler çok daha az çekici olurlardı, eğer gerçekten kısa dönemde bir çoğu fiiliyatta iş görmeseydi. Tipik bir çözüm ilk başta belirtileri geçirdiği için harikadır. Davranış kötü sonuçlardan önce iyi sonuçlar doğurur.
3- Bir sorundan kolay çıkış normal olarak o soruna tekrar geri götürür.
Anahtarlarımızı karanlık bir noktada kaybetmişken, sokak lambası altında ararsak, bulduğumuz çözüm bizi direk olarak başlangıç noktasına götürür. Hepimiz problemlere bildik çözümler uygulamaya yatkınızdır. Sistemi incelemek ve analiz etmek yerine probleme kolaydan çözüm bulma yaklaşımı ters tepki yapar.
4- Tedavi hastalıktan daha kötü olabilir.
Bazen kolay ya da bildik çözüm sadece etkisiz olmakla kalmaz, iptila yaratıcı ve tehlikeli de olabilir.
5- Hızlı daha yavaştır.
Meşhur tavşan, kaplumbağa hikayesinde olduğu gibi.
Bir organizasyon da büyüme aşırı hızlı bir hale gelirse, organizasyon kendiliğinden yavaşlar.
6- Neden ve sonuç, zaman ve mekan da birbiriyle yakından ilintili değildir.
Yukarda anılan problemlerin hepsinin altında karmaşık insani sistemlerin temel bir özelliği yatmaktadır: “Neden” ve “Sonuç” , “zaman ve uzam” da birbirlerine yakın değildir. Ancak hepimiz “neden” ve “sonucun” birbirine yakın olduğunu zannederiz. Bugün ortaya çıkan bir etkinin nedeni daha önce ve başka bir mekanda ortaya çıkmış olabilir.
7- Küçük değişiklikler, büyük sonuçlar üretebilir, ancak en yüksek kaldıraç gücüne sahip alanlar çoğu kez göze en zor görünür olanlardır.
Hızla giden bir gemiyi sağa çevirmek için önünden itmeye kalksanız gücünüz yetmez. Arkasına geçip dümeninden sağa çevirseniz yine sağa gitmezsiniz.
Peki bu gemi nasıl sağ tarafa gidecek? Arka dümeni sola kırarsanız gemi sağa gidecektir. İşte işletmedeki problemleri de kökünden ortadan kaldıracak şey doğru kaldıraç noktalarını bulmaktır. Gemi büyüdükçe geminin yönünü değiştirmek zorlaşır. Hele bir de hidrodinamik okuduysanız, dümenin arka tarafa yerleştirilmesi gerektiği en az aşikar olan şeydir.
8- Hem kekiniz olur hem de onu yiyebilirsiniz ama aynı anda değil.
Bir keki yediğiniz müddetçe sahip olduğunuz miktar yok olacaktır.
Yüksek kalite ve düşük maliyet ancak sistem sayesinde başarılabilir.
İşletmecilerin çoğu; kaliteli üretimin maliyeti yükselteceğini düşünür. Çünkü kaliteli ürünlerin montajları daha uzun zaman alır, daha pahalı malzeme ve parça gerektirir ve daha kapsamlı kalite kontrolüne ihtiyaç gösterirler. Ama dikkate almadıkları şey yüksek kaliteli ürünleri üretmenin maliyeti düşüreceğidir. Halbuki, kalite yükseltilse, kalite kontrol işinin, müşteri şikayetlerinin azalacağına, garanti maliyetlerini düşüreceğini, müşteri sadakatini artıracağı, reklam ve promosyon giderlerini artıracağını görmez.
Hayatımızda sık sık “ya o, ya o” ikilemi çıkar.
Kaldıraç gücü, her ikisinin zaman içinde nasıl düzeltilebileceğinde yatar.
9- Bir fili ikiye bölmekle iki küçük fil elde edilmez.
Yaşayan sistemlerin bütünlüğü vardır. Karakterlerini bütünden alırlar.
Aynı şey organizasyonlar içinde geçerlidir.
Yönetim sorunlarını anlamak için bütünü görmek gerekir.
Üç kör bir file rastlar. Birincisi filin kulağının birini tutar ve der ki: “Kocaman kaba bir şey bu, geniş ve büyük bir halı gibi”. İkincisi filin hortumunu tutar ve der ki: “Esas gerçeği ben biliyorum, düz içi boş bir boru bu.” Üçüncüsü ise filin ayağını yakalar: “Hayır, hayır, heybetli ve sağlam, bir sütun gibi”.
“bu üç kör, bir çok şirketteki imalat, pazarlama ve araştırma kısımlarının başlarından çok farklı değildir. Bu departmanların yöneticileri kendi departmanlarının uygulamalarının diğerleriyle nasıl bir etkileşim içinde olduğunu bilmeden bütündeki sorunu göremezler.
Yukarıdaki üç körün öyküsü de şöyle biter. Bir körün bilme yoluyla bir fil hiç bir zaman bilinemez.
Bütün fili görmek, aynı zamanda hortumuyla yaşam sistemi arasındaki etkileşimi de görmektir. Organizasyon içinde aynı şekilde organizasyonu bir bütün olarak ancak içerdiği etkileşimlerle görmek gereklidir.
Eğer sorun elinizde bir filiniz varsa, ve iki file ihtiyacınız varsa, çözüm hiçbir zaman fili ikiye bölmek olamaz. Böyle yaparsanız berbat bir durum yaratmış olursunuz. Kaldıraç gücü elinizde tuttuğunuz parçaya bakarak göremeyeceğiniz etkileşimlerde yatmaktadır.
10- Kabahat yükleme diye bir şey yoktur. Başkalarını suçlamak fayda getirmez.
Suçlar ve kabahatler ne dışarıdadır, ne de içeride. Kabahatlerin ve suçların sahibi bir başkası deriz ama değildir. Çare bizim düşmanımızla olan ilişkimizdedir.
kaynak:peter senge 5. diisplin ykb yn. 1991