Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Ağustos '07

 
Kategori
Güncel
 

Beyazın da beyazı var mıdır?

Beyazın da beyazı var mıdır?
 

Kanaatimce, tarih boyunca süregelen bütün yönetimlerde hakimiyet, elit bir tabaka tarafından paylaşılagelmiştir. Bu kesim, çocuklarının geleceğinin kalemin ucunda olduğunu çok iyi anlamıştır. Bu sebeple eğitime ve tahsile önem vermiş, kendi koltuğunu terketme zamanı geldiğinde yerine, oğlunu, damadını veya bir akrabasını bırakmıştır. Böylece devlet yönetimi, dost ve akrabalardan oluşan dar bir kesimin branş alanı haline gelmiştir.

Bu nedenle, yıllardır süregelen bu geleneği zorlamaya başladığınızda, yukarıdaki kurumlara ait bazı koltukları bölüşmeye kalktığınızda, şiddetli bir dirençle karşılaşmanız normal sayılmalıdır. Aslında hazine arazisini çevirerek yaptığı gecekonduyu terketmemek için devlet güçlerine savaş açan sıradan vatandaşın yaptığı ile bürokratik elitlerin yaptığı arasında bir fark yoktur. İkisi de sahip oldukları kaleyi savunmakta ve teslim etmek istememektedir. Burada farklılık direnişte kullanılan savaş aletlerindedir. Gecekonducu taş, demir veya ağaç çubuk, bazan; molotof kokteyli gibi materyali kullanırken ötekiler; laiklik ve cumhuriyet tehlikesini kullanmaktadır.

İşte bunlar, ülkelerin beyaz kesimdir. Kendilerini diğer vatandaşlardan farklı ve üstün görürler. Görüş ve değerlendirmelerine herkesin iştirak etmesini isterler. Fikirlerine katılmayanları sindirmek ve köşeye sıkıştırmak için çeşitli yollar bulurlar. Görüntülü ve yazılı yayın kuruluşlarını kulanarak, kendi lehlerine kamuoyu oluşturmayı çok iyi becerirler. Bu yöntem sayesinde bir çok toplum, kendi beyazlarının karasını "ak" diye savunmuştur. Durumu anladıklarında ise yapılacak bir şey kalmamıştır.

Gelişen demokrasi sayesinde bu elit direnç kırılarak, diğer vatandaşlar da yönetimde bazı haklar kazanmıştır. Buna rağmen, bir çok üçüncü dünya ülkesinde hala, beyaz kesimimin saltanatı sürmektedir.

Beyaz kesimin müslüman toplumlardaki bariz özelliği, kendi vatandaşının gelenekleri, kültürü ve inanışlarıyla mesafeli bir konumda bulunuşu ve o değerlerle barışık olmayışıdır. Bu yüzden, toplumun temel direği olan bu değerleri ciddiye alan okumuş, yazmış, kariyer sahibi olmuş kimselerin yönetim kademesinde ve diğer devlet kurumlarında yer almalarını asla kabullenemezler. Konuyla ilgili her teşebbüsü akim bırakmak için türlü engelleme taktikleri uygularlar.

Mesela; bir atamayı bazı söz ve iddialarla önleyemediklerinde, yargı yoluna giderler. Bundan da sonuç alamadıklarında, atanmış veya seçilmiş kişinin geçmişini karıştırıp yeni ithamlarla yıpratmaya çalışırlar. Yani bünye nasıl yabancı bir maddeyi dışarı atmak için terleme, kusma, ateşi yükseltme gibi yöntemler deniyosa; beyazların da sistemi temizlemek için benzer yöntemleri vardır.

Bütün bunlar nereden aklıma düştü? Haber kanallarında sık sık eski bağımsız yeni DTP li milletvekillerini izliyorum. Geçen gün onlardan birini dinlerken, " galiba bunlar kürtlerin beyaz kesimi" düşüncesi aklıma takılıp kaldı. Bu konuda ne bilgim, ne de araştırmam var! Bu insanların hangi aileden, hangi şehirden geldiklerini, sıradan insanlar mı yoksa aşiret ileri gelenleri mi olduklarını da bilmiyorum. Ama dinleyebildiğim konuşmalarında, tavır ve davranışlarında nedense, temsilcisi olduklarını iddia ettikleri kesimden izler göremediğimi düşünüyorum.

Güneydoğu insanı dinine bağlıdır, ibadetine düşkündür. Bu milletvekillerinin ve fikirdaşlarının, haklar konusundan bahsederken en azından, "kültürel değer" saikiyle bile dini inançlara atıfta bulunduklarını işitmedim. Kendileriyle ilgli olduğunu düşündükleri her etkinlikte boy gösterdikleri halde, toplumsal faaliyetlerden sayılan dini bir etkinliği paylaştıklarını duymadım.

Güya, eksik kalmış hakları elde etme iddiasıyla yola çıktıklarını söyleyen bu insanların, tıpkı diğer beyazlar gibi toplumun temel değerleriyle sorunlu bir kesimi teşkil ettiğini düşünüyorum. Yani faraza, bir hak veya yetki elde ettiklerinde bunu, bölge insanının huzur ve refahı için değil, onu fikren sindirmek için kullanacakları gibi bir endişe taşıyorum. Yani bunlar, beyazın da beyazı diyorum. Yanlışsam doğrusunu anlatabilirsiniz.

Bunun dışında şimdiye kadar takip ettikleri yolu ve aldıkları yapıcı tavrı takdir ettiğimi ifade etmeliyim. Mecliste MHP lilerle el sıkışmaları, usülüne göre yemin etmeleri, yapıcı ve bütünleştirici tavır sergilemeleri olumlu ve saygın davranışlardır. Fakat bütün bunlar onların, "beyaz kesimi" teşkil ettiğini düşünmeme mani olamıyor.

 
Toplam blog
: 462
: 707
Kayıt tarihi
: 28.04.07
 
 

Emekliyim. Herkes gibi benim de bir dünya görüşüm var. İnsanların farklı fikir ve inançlara sahip..