Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Temmuz '09

 
Kategori
İş Yaşamı - Kariyer
 

Beyoğlu'nun simgesi

Beyoğlu'nun simgesi
 

İlkbaharda denizden karaya doğru esen meltem, geçmişin hala hüküm sürdüğü binaların arasında içeriye süzülüp, devasa ahşap kapıların sızarak pencerelerden dışarıya ‘çakır keyif’ olmuş bir şekilde çıkıyor. Ahşap kapının önünde eskimeyen bir sima… 61 yıldır oranın simgesi olmuş Bayram Amca bize rüzgârla Çiçek Pasajı’nın dansını anlatıyor:

‘’Mütakere yıllarında Rus kızları esir düşmüş. Narin ve bebek yüzlü kızlar ellerinde çiçek satarak, bugünkü pasajın ismini almasına vesile olmuş.’’

Çiçek pasajının zorlu geçmişi aslında 1876’ya dayanır. Banker Hristaki tarafından inşa edilmiş ve zamanın sadrazamı Küçük Sayyid Paşa tarafından satın alınmış. İlk olarak “Cite de Pera” adında bir konak olarak inşa edilmiş, daha sonra pasaja dönüşmüş ‘Çiçek Pasajı’nın’ dansına, devam eder Bayram Amca:

“Önceden bu yerin üstünde aileler kalırmış. Sadrazam Sayyid Paşa’nın oğulları burada otururlarmış. Burada şimdiki meyhaneler yerine, sadece ağır içkilerin olmadığı, meze olarak cips, patates, sosis vb. olduğu birahaneler, berber, bakkal ve Rus çiçekçisi varmış.”

1948 yılında ‘Çiçek Pasajı’nın’ serüvenine katılan Bayram Aydındoğan, 1980 yılından itibaren oranın dernek başkanıdır.

‘‘Zorlu yılların çok olmasına rağmen Çiçek Pasajı Beyoğlu’nun simgesidir.’’ Gazetedeki bir başlıkla başlayan Bayram Amca’nın hikâyesi İstanbul Beyoğlu’ndaki Çiçek Pasajında devam eder. Öyle görünüyor ki; orayı terk etmeye hiç niyeti yok.

Gazetedeki başlığı okuduktan sonra Beyoğlu’nun mekânlarını merak eder. Lakin önünde dede izni vardır. Dedesinin yanına giderek fikrini söyleyen Bayram Amca hayal kırıklığına uğrar. Ama pes etmez ve Erzincanlı Bayram Amca’nın köyünün yanında tuz ocağı vardır. Orada sırtında tuz çuvallarını taşıyarak para biriktirip, trene biner. Talihsizlik odur ki, dedesi bunu duymuştur ve yakalatmıştır. Hayallerinin peşinden gitmesini çok iyi bilen Bayram Amca, bir daha çalışıp para biriktirir. Bu sefer başarmış ve ‘Çiçek Pasajı’nda’ bulaşıkçılığa başlamıştır. O zamanın parasıyla 18 saati 150 kuruşa çalışıp 7 ay sonra mekânın kasasına terfi etmiştir.

“Askerliğime kadar çiçek pasajı ve çevresinde çalıştım. Beyoğlu’nda hayat şıktı. Takım elbiseli adamlar ve güzel giyimli bayanlar hep dolaşırlardı. Baloya gider gibi giyinirlerdi. Çarıkla gelip artık Beyoğlu’nun efendisi olmuştum.”

Yavaş yavaş şimdiki görünümünü alan Çiçek Pasajını o zamanın ünlüleri hiç yalnız bırakmamıştır. Türkan Soray’dan Fatma Girik’e, Tarık Milkari’den Arap Şükrü’ye hemen hemen her ünlü isim içine çekmiştir oranın havasını.

Lakin talihsizlikler peşini bırakmaz pasajın. 1978 senesinde bir yangın çıkar ve büyük hasar meydana gelir. Çatının tamamı yanmıştır. Ama onarımı için parayı bulamayan pasaj esnafı, Bayram Amca’nın öncülüğünde bir çözüm bulurlar:

“Bir gün gazetedeki haberlere bakarken eski bir yüz bize yardımcı oldu: Galip Yorgancıoğlu.’’

Zamanında Galatasaray lisesinde okuyan, Çiçek Pasajı ile büyüyen, şimdi ise Mey içki firmasının sahibi olan Galip Bey, Büyük bir memnuniyetle çatının onarımını kabul etmiş. Memnuniyetinin derecesini kendisi şöyle ifade eder. ‘‘Çiçek Pasajı benim kalbim.’’

10 tane restorandın bulunduğu Çiçek Pasajı Beyoğlu’nun hatta İstiklal caddesinin en nadide mekânıdır. Mistik ve egzotik doğasıyla insanı ilk girişte cezbeden, birlik ve beraberliğin yaşadığı bir mekândır.

“Türk mutfağının ayrı bir yeri vardır. O yüzden ben bu işi seviyorum. Ama her işin dürüst yapılmasından yanayım. Pes etmeden, daima çalışarak ve zamanında işinin başında yapılan işten hayır gelir. Ben bu saçları Beyoğlu’nda ağarttım.”

 
Toplam blog
: 16
: 915
Kayıt tarihi
: 18.06.09
 
 

Beykent Üniversitesi Uluslararsı Ticaret bölümde okuyan lisans öğrencisiyim. Kendi bölümümle ilgili ..