- Kategori
- Etkinlikler / Festivaller
Beyoğlu Öğretmenevi’nde şiir ve müzik…

--------------------- Dinletiye katılanlardan bir görüntü ------------
“Sanatkâr el öpmez; onun eli öpülür!"
M.K. Atatürk
“Sanatsız kalan bir ulusun hayat damarlarından biri kopmuş demektir.”
M.K. Atatürk
”Hepiniz milletvekili olabilirsiniz, bakan olabilirsiniz… Hatta cumhurbaşkanı olabilirsiniz. Fakat sanatkâr olamazsınız.”
M.K. Atatürk
” İnsanlarda bir takım ince, yüksek ve asil duygular vardır ki insan onlarla yaşar. İşte o ince, yüksek, derin ve asil duyguları en çok duyabilen ve diğer insanlara duyurabilen şairdir.”
M.K. Atatürk
Başöğretmen Mustafa Kemal Atatürk’ün engin deneyimlerine dayalı özdeyişlerinden anlaşılacağı üzere; bireyin yaşamında güzel sanatların yeri çok önemlidir. Şiir ve müzik; yaşamı renklendirir, yaşama sevinci verir ve birlikte yaşayanları sevindirir!
Beyoğlu Öğretmenevi; bilimi, kültürü, sanatı ve eğitimi solumak isteyenlerin bir araya geldikleri seçkin bir yapıdır. Kurum müdürü İlker Erarslan, müdür yardımcıları Pervin Çelik - Murathan Gültekin performanslarını seferber ederek özverili ve başarılı hizmet üretmektedirler.
Bilimi, kültürü, sanatı ve eğitimi sevenlerin böylesi mekanda buluşmaları, öğretmenevleri olmayan Maltepe ve Kartal gibi kimi ilçe eğitimcilerinin sürekli özlemleridir! Bu çatı altında gereksinim duyulan her türlü hizmet, görevlerinin bilincindeki elemanlarca karşılanmaktadır.
Yönetimin sanat ve kültürel etkinliklere yer ayırması, alkışa değer niteliktedir. Özellikle her ayın üçüncü çarşambası öğleden sonraki saatlerde (13.30) emekli eğitimci Mustafa Karaköse ve arkadaşları yönetiminde gerçekleştirilen “Şiir ve Müzik Dinletisi” ilgi görmektedir.
Geçtiğimiz çarşamba çekinircesine, özür dilercesine etkinliğin yapıldığı bölüme girip bir kümenin arkasındaki sandalyeye oturdum. İzlemeyi sürdürürken gözüm aniden önümdeki yüze takıldı! Dikkatimi seferber edip baktığımda şimdilerde Tokat’ta görev yapan meslektaşım Hasan Akar’ı gördüm. Bir an yüz yüze geldik! Bir kenara geçip kucaklaştık ve kısaca söyleştik.
Adım okundu, yıllar önce Öğretmenevi’nde konakladığım odanın penceresinden dışarıya göz gezdirdikten sonra esinlenerek kaleme aldığım şiirimi seslendirdim. Okurlarımla da paylaşmak isterim:
Duygu Duygu İstanbul
Pencereden Haliç'i yakaladı gözlerim
Umut yüklü motorlar denizde düşe kalka
Uzaklarda olunca İstanbul'u özlerim
İstanbul'da İstanbul'u yaşamak bambaşka.
Türkü tadı gecede upuzun minareler
Uçuşan martıları sevinçten çığlık çığlık
Meydan okur yıllara tarih tarih değerler
Al lâle güzelliği renk renk güler uygarlık.
Boğaz'da mavi boncuk anıt anıt yapılar
Ürkme, titreme gelir düşündükçe şöyle bir
Görkemini bozmasın o epeski kapılar
Şiirce güzellikler yaşanmıştır kim bilir.
Şerit şerit yolları gerdanda bir nakıştır
Soluklu düdük sesi uzaklardan duyulur
Geçmişten geleceğe muştulu bir bakıştır
Arayan mevlasını, belasını da bulur.
Acımasız dalgada kırıtır Kız Kulesi
Kaçışan yağmurları dökülür sicim sicim
Evrenin sabahları güzel midir böylesi
Ellere gülümseme ceylan gözlü sevgilim.
Muhsin DURUCAN
Dinleti, şiir ve müzikle sürdü. Sırası gelen şiirini okudu ya da şarkı, türkü seslendirdi. Dinlenmek amaçlı verilen aralıkta bir kenarda Akar’la söyleşimiz aktı, durdu! Şiirini okumak için sahneye davet edildiğinde kendi şiirleri yerine Cahit Külebi’den okuması, Tokat’tan, Niksar’dan bahsetmesi ilgiyle dinlendi. Tokatlı Şairler ve Yazarlar Derneği’nin yayını olan ‘Kümbet’ adlı derginin son iki sayısından edindim. Türk kültür ve sanatında önemli bir konuma ulaşan dergiyi ve Tokat Şairler ve Yazarlar Derneği’nin yurt içinde ve dışındaki çalışmalarını gıpta ile takip ediyoruz. Özellikle şehirleri kucaklayarak yola çıkmayı hedef edinen kültür- sanat buluşmaları kayda değer etkinlikleri olarak göz dolduruyor. Doğrusu düzenli ve kaliteli, üç ayda bir böylesi bir dergiyi çıkaran ekibi içtenlikle tebrik etmek gerekir. Şunu da eklemek gerekirse 2012 yılında yayınlanan dergilerin her bir kapağında şehitlerimiz, Abdurrahim Karakoç, Dede Korkut ve Neşet Ertaş işlenerek adeta bir örneği vefa gösterilmiştir.
Geçen yıl Niksar ‘da düzenlenen “Niksar’ın Fidanları Kültür ve Sanat Etkinlikleri”ne davet edilmiştim ama kısmet olmadı. İnşallah bu yıl şair dostlarla orada Erzurumlu Emrah’ın, Cahit Külebi’nin şiirlerinde buluşacağız.
Söyleşimize göz ve gönül doktoru şair Necmettin Çanga da katıldı. Konuğumuza kitabından imzalama inceliğinde bulundu! Bu sırada kurumun ikramı olan pasta ile birlikte çaylar yudumlandı. Etkinlik sonrasında toplu fotoğraf çekimi gerçekleşti.
Planlanan zaman diliminde -her güzel şey gibi- izlence de bitti. Tekrar görüşebilme, şiir gibi günler, dileklerimizle vedalaşma ve değişik yönlere hareket…
Öğretmenevi yönetimini ve emeği geçenleri alkışladım! Bineceğim araca doğru yolumu adımlarken, elimdeki metin Başöğretmen M. K. Atatürk’ ün özgün özdeyişi de dilim ile beynim arasında yolunu buldu:
“Müzik ile ilgisi olmayan varlıklar insan değildirler. Eğer söz konusu olan hayat, insan hayatı ise müzik mutlaka vardır. Müziksiz hayat zaten mevcut olamaz. Müzik hayatın neşesi, ruhu, sevinci ve her şeyidir.”
*
Dinletide söylenen diğer özlü ve güzel sözler
"Atatürkçülük maya gibidir. Sütü bozuk olanda tutmaz."
xxx
"En iyiye, en güzele, en sevgiliye şiir oku!"
Baudelaire
"Kadınlar ilham, erkekler şair olur."
Ömür Gedik
"Kadından şair olmaz, çünkü kadının kendisi şairdir.
Yazdığı zaman kendini tekrarlamış olur."
Şair Adonis
***
Şiir dinletisi ve kuralları:
Kaynak: http://blog.milliyet.com.tr/siir-dinletisi-ve-kurallari/Blog/?BlogNo=207702
*