- Kategori
- Güncel
Bıçak

Karikatür: Mehmet Tevlim
İnsanoğlu 'nun işini kolaylaştırmak için icat ettiği bu kesici alet ne yazık ki “canları yakmak” için kullanılıyor…
Ülkemizde, gün geçmiyor ki, biri birini bıçaklamasın… Tüm şiddetlerde de bıçağın izi var…
Bu bıçaklama olayları ne yazık ki ülkemizde çok fazla ve ülkemize de özgü bir hale geldi…
Eline bıçağı geçiren acımasızca karına, kalbe, vücudun can alıcı noktalarına hınçla saplıyor…
Bıçak bu haliyle en iğrenç, en vicdansız, en kalleş, en acımasız, en iğrenç silah haline getiriliyor…
Avrupalılar “Türk erkeklerinin mutlaka bıçak taşıdığına inanıyor”…
Doksanlı yılların ortasında, Almanya’da Türk Dili ve Kültürü Dersleri öğretmeni olarak görev yapıyordum…
Öğretmenler odasında otururken, Alman öğretmenin biri birden “bıçağınız var mı” diye bana soruverdi…
Bu soru karşısında, biraz hayret ederek ve de gülümseyerek, “Hayır bıçağım yok, bıçak taşımam” dedim… Alman öğretmen şaşırmış gibiydi, bana” siz Türk değil misiniz” diye sordu… “Türk’üm ve bıçağım yok” cevabıma; Alman öğretmen : “Biz tüm Türk erkeklerinin bıçak taşıdığını düşünürüz” dedi…
Buna bir önyargı mı dersiniz, gerçek mi dersiniz, tartışılması gereken bir konu mu dersiniz… Bu durum tam bize has bir durum gibi ortada durmaktadır…
Yine bir gün Öğretmenler odasında Alman öğretmenlerle sohbet ederken, bir bayan öğretmen bana dönerek: “Bizim kızlarımız Türk gençleriyle geziyorlar tozuyorlar, istediklerini de özgürce yapıyorlar. Biz bu tür ilişkilere hiç bir şey demiyoruz, kötü gözle de bakmıyoruz ama bizim erkeklerimiz Türk kızlarıyla arkadaşlık ilişkileri kurduğu zaman hemen Türk erkekleri devreye giriyorlar ve bıçaklar konuşuyor." Dedi”
Tüm bunları savunabilmek oldukça zordu. Gerçekler ortadaydı. Güneş balçıkla sıvanmazdı… Yabancılar da artık bizi çok iyi tanıyorlardı…
Bu bir sorun, bizi bu hale getiren, bizi şiddete sevk eden unsurlar nelerdir… Bu sevgisizliğin, kinin, düşmanlığın, tahammülsüzlüğün kaynağı nedir…
Tüm bunların sorgulanması ve cesaretle ele alınması gerekiyor… Kültürel yapımızın, örflerin, törelerin ve dinimizin bu şiddete bir katkısı var mıdır? Ne yazık ki bu konular bir tabu gibi görüldüğü için tartışılamıyor… Kadınların gördüğü şiddetin temelinde kültürümüzün ve dinimizin bir etkisi var mıdır? Erkekleri, kadınların koruyucusu ve emanetçisi gibi gören zihniyet bu şiddet anlayışını bir ölçüde ortaya koymuyor mu? Emaneti korumak anlayışındaki erkek de kadınına, kızına şiddeti uyguluyor…
Kadınların erkeklere emanet edildiğini ileri süren zihniyet ülkemizi yönetmektedir… Temel hastalığımız da zaten bu zihniyettir… Bu zihniyet, eğitim dâhil tüm alanlarda bu çağdışı zihniyetini topluma dayatıyor…
Bu sorunlardan, şiddetten kurtulmanın yolu öncelikle bu zihniyetten kurtulmaktan geçiyor…
Bıçak dedikçe tüylerim diken diken oluyor…
Her gün onlarca insan bu şiddet sarmalında bıçaklanırken sanki ben bıçaklanıyorum…
Sevgisizliği, kini, nefreti besleyen tüm kanalların ortadan kalkması ve tüm yolların sevgiye açılması dileğiyle…