- Kategori
- Öykü
Bilge kişi

Peşinen söylemek isterim, bu hikâyede terzi kavramı mecazen kullanılmış. Onun üzerinden bazı şeyler anlatılmak istenmiş.
Bilgeye sormuşlar...
- “Efendim dünyada en çok kimi seversiniz?..”
- “Terzimi severim” diye cevap vermiş bilge...
Soruyu soranlar şaşırmış;
-“Aman üstad, dünyada sevecek onca insan varken, nasıl oluyor da en çok terzinizi seviyorsunuz?..”
Bilge bu soruya şöyle cevap vermiş:
- “Dostlarım evet ben terzimi severim. Çünkü benim terzim ona her gittiğimde benim ölçümü yeniden alır. Öteki insanlar öyle değildir. Bir kez benim hakkımda karar verirler. Ölünceye kadar da hep aynı gözle beni görürler...”
Peşinen söylemek isterim, bu hikâyede terzi kavramı mecazen kullanılmış. Onun üzerinden bazı şeyler anlatılmak istenmiş.
Terzi, insanın bedenine baktığınde fark ettirmeden onun değiştiğini, kilo aldığını veya zayıfladığını bilen, ayrıca yeniliğe açık olan bir insan.
Çünkü o kişi ezberci değildir, katı tutumlar onda yoktur. Çünkü insanı insan kılan değerlerin/niteliklerin başında yenilik gelir. Bilge kişi bunu iyi fark etmiş olsa gerek.
Yaşlı bilgenin terziyi sevmesini nedeni bu.
Değişmeyen, dönüşümü yaşamayan da bu anlamda ve amaçla gerçekten hiçbir şeyden emin olamaz. Bu nedenle donuk ve mat kalır. Karşısındakinin başkalaştığının farkına varamaz. Çünkü duyu araçlarına teslim olmuştur. Muhatabının ne halde olduğu hakkında bir çabası ve algılaması yoktur.
Onu anlamak değerlendirmek yerine eleştiri dolu yanlarını devreye sokar. Hoşgörüden uzaktır. Hoş görü vasfı ona ters gelebilir.
Belki de hayatı boyunca bu vasfını kullanmamıştır.
Bilge kişinin bu nedenlelerle terzisini sevmesi doğaldır diyorum.
Ahmed F. Yüksel