Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Haziran '08

 
Kategori
Kitap
 

Bilgiler kitabı

Bilgiler kitabı
 

Google.


Derleyen: Constantin von Barloewen.

Altbaşlık: Çağımızın Önemli Düşünce İnsanlarıyla Söyleşiler.

Versus Yayınları, Mayıs 2008, 480 sayfa.

Kitabın adı ‘Bilgisizlikler Kitabı’ olmalıymış.

Tarihsel bir gerçek var: 11 Eylül 2001 bütün entellektüellerin ve entelejensiyanın (düzene bağlanmış entellektüellerin) ezberini bozdu. Ne cami kaldı, ne namaz, ne de kıble. Dımdızlak ortada kaldılar.

İlkin bunu gördük:

Entellektüeller sürekli özgürlüklerinin kısıtlanmasından yakınırken, katastrofik bir olay paradigmatik duvarları yıkınca; özgür kalan evcil kuşlar gibi, kafeslerini terkedemediler. Kapıkulu ruhuyla, kendilerine bağlanacak yeni kapılar aradılar. Kimi buldu, kimi bulamadı. Kimi yıllardır hala köşe kapmaca oynuyor.

Bunu en çok, 11 Eylül’ün hemen ertesinde, onların 11 Eylül’ü yorumlayan yazılarında ve (11’09’’01’’’) filminde gördük: Entellektüellerin hiçbirinin tarih bilinci yokmuş. Buna Batıcısı da dahil, Doğucusu da dahil, haymatlosu da dahil, kaybolmuşları da dahil, zaten kaybolmuşların sayısı tama limitlendi sayılır. Orhan Pamuk Manhattanlı oldu. Salman Rüşdi Batı’nın yanında yer aldı. Eski CIA ajanları ABD’ye serinkanlılık öğütleri vermeye başladı, çünkü Haziran 2008’deki Irak’taki sonucu, Ekim 2001’de çoktan biliyorlardı, zaten o saldırı planlarını hazırlayanlar da onlardı. Emekli olunca, Güneydoğu’da yapılan hataları döktüren generallerimiz gibi onlar da, akil adam yazar olunca, kendi hatalarına ders vermeye kalktılar.

Aynı durum bu kitapta da apaçık gözleniyor. Daha önce de 20. Yüzyıl sonu ve 21. Yüzyıl başı bilançolama kitaplarında da gördük: İnsanlarda ne apsis var, ne ordinat, koordinat desen darmadağın. Kimi yolunu gözleri kapalıyken iç gözüyle bulur, kimi açık gözle bakarkör yürür. 20. Yüzyıl’ın ilk yarısı 2 dünya savaşı ve 2 dünya devrimi demek oldu, ikinci yarısı yeni bir Orta Çağ’a giriş demek oldu. Kitaptakilerin hiçbiri bunlara aymadığı gibi, o dönemlere karşı nostalji yapıyorlar.

Kitapta söyleşi yapılmış kişilerin adları: Adonis, Boutros Boutros Galli, Erwin Chargaff, Regis Debray, Carlos Fuentes, Nadine Gordimer, Stephen Jay Gould, Samuel Huntington, Philip Johnson, Leszek Kolakowski, Julia Kristeva, Claude Levi-Strauss, Federico Mayor, Yehudi Menuhin, Czeslaw Milosz, Oscar Niemeyer, Amos Oz, Raimon Panikkar, Paul Poupard, İlya Prigogine, Arthur Schlesinger, Michel Serres, Wole Soyinka, Edward Teller, Tu Wei-Ming, Paul Virilio, Eli Wiesel.

Böylesi bir kitapta bir kardinalin yer ne olabilir? Bir kardinal veya Papa, dünyanın geleceğini aydınlatacak ne söyleyebilir? Hala engizisyonları, hala fetvaları, hala aforozları var.

Yehudi Menuhin’in yerinde, neden Levi Shankar (o da keman çalar ama 12 tellisini), Ravi Shankar veya Zakir Hussain yok?

Yaşam yapay olarak üretilmek üzereyken, yaşamın ne olduğunu hiçbir bilimcinin bilmediğini önesüren birinin (Chargaff) bu kitapta ne işi var?

O kadar yazarın arasında neden tek bir bilimkurgucu yok?

Che haini Debray’a gelecekbilimden, hem de olumsuz söz etmek sırası ve hakkı, ‘Geleceğin Kısa Tarihi’ni yazan Jacques Attali varken, nasıl ve neden geldi?

Klonlama, GDO, bedensel (donanım) ve zihinsel (yazılım) ölümsüzlük, uzaycılık, robotçuluk, androitçilik, uzaycılık, trans-, post-, meta-hümanizm, siborglar, siberuzay, zenopsikoloji nerede? (Tarayın bunların hepsi için onlarca resmi ve anti-resmi internet sitesi var. Wikipedia’da tanımları var.)

5.000 yıllık dünya sistemi nerede? Tarihçiler nerede? Huntington bir tarihçi mi? Kültür emperyalistleri ne zamandan beridir, kendilerine anarşist söylemlerde yer buluyorlar?

Durumumuz çok açıkseçik ortada:

Modern dönem 1945’te bitti. Post-modern dönem 1989’da eski Doğu Bloku’nun çözülmeye başlamasıyla (aslında 1986’da Çernobil ve Challenger felaketleri ile) bitti. Post-post-modern ve/ya post-2-modern dönem 11 Eylül 2001’de bitti. Şimdi post-3-modern dönemdeyiz. Tüm bu geçiş süreçleri, 1950’lerde ilk bigisayarların yapımıyla başlayan, 2. Sanayileşme ve/ya bilgi toplumu denen kültürel moda geçiş süreçleri. Son derece sancılılar. İnsan türü düz yolda yürümeyi 12.000 yılda öğrenemedi henüz.

Yeri gelmişken, Türkiye’nin durumu da çok basit ve açıkseçik ortada: 1923-2013 = 90 yıl = 3 adam (Atatürk, İnönü, Bayar) + 3 darbe (1960, 1971, 1980) + 3 liberalizm (1983 Özal, 1993 Çiller, 2003 Erdoğan) = 9 dönem.

Yabancı veya yerli malı okumuş cahillerin bilgisel hataları daha çok göze batıyor, burada kurukafa gibi karanlıkta sırıtıyor.

Kitap bu açıdan okunmalı: Tam bir negasyonla. Entelejensiyanın dediğini de yapma, yaptığını da yapma. Olmayı savladığı, kültürlerarası kütüphanelikle, uzaktan yakından ilgisi olmayan bir sonuç ortaya çıkmış.

Son sözüm Versus Yayınları’na:

Anarşistler hiçbir zaman paragöz olmadı. Bunu özellikle, kendisi de anarşist metinler yazan, çevirmen Işık Ergüden’e söylüyorum. Bugün Neçayef ve Stirner çevirileri bedava olarak internette duruyor. ‘Karşı’ da neye karşı? Bu kitabı okuyabileceklerin veya okuması gerekenlerin, o fiyatı ödeyemeyeceklerini editörler bilmiyor mu, yoksa buna aldırmıyorlar mı?

 
Toplam blog
: 2216
: 514
Kayıt tarihi
: 16.08.06
 
 

Serbest yazarım. 1960 doğumluyum. BÜ İşletme mezunuyum. ..