Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Haziran '12

 
Kategori
Teknoloji
 

Bilgisayar

Bilgisayar
 

Dünyaya açılan pencere

Bilgisayardan önce ne yapıyorduk?

Bilgisayarbelirli komutlara göre veri işleyen ve depolayan bir makinedir.

Sabahları gözümüzü açar açmaz yaptığımız ilk mecburi birkaç hareketimizden sonra, bilgisayarımızın başına geçiyoruz.

Her şekilde olanın!

Kimi masa, kimi diz üstü, kimi tablet, kimi de cep telefonuna.

Mutlaka hani ünlü bir söz vardır, biraz burada olmasada kullanmakta yarar var, annelerimiz biz erken saatlerde yaptığımız herhangi olağan üstü bir şey için:

“Ne yapıyorsun daha karga!”

Derlerdi. Aynen onun gibi. Gözlerimizi açar açmaz bilgisayardayız.

Ben çıktığım bütün televizyon programlarında söylüyorum.

Dünyaya açılan pencere.

Ne öğrenmek istiyorsunuz?

Ne okumak istiyorsunuz?

Gazeteler mi?

Modamı?

Siyaset mi?

Arkadaşlarınızla görüşmek mi?

Bilmediklerinizi öğrenmek mi?

Kaçırdığınız dizileri izlemek mi?

Bilmediğiniz yemek tarifleri mi?

Hatta aklınıza gelmeyecek her şeyi bulabilirsiniz.

Mesela benim yazdıklarımı okuyabilirsiniz!

Neler var neler.

Evet, dünyaya açılan pencere…

Peki, nasıl olmuş bu bilgisayar olmuşta, nasıl evlerimize bu kadar yakınımıza bu kadar bizden olmuş?

Sizlere önemli bir kaynaktan aktaracaklarımla biraz daha anlamış olacağız.

20. yüzyılın ortalarındaki ilk bilgisayarlar büyük bir oda büyüklüğünde olup, günümüz bilgisayarlarından yüzlerce kat daha fazla güç tüketiyorlardı.

21. yüzyılın başına varıldığında ise bilgisayarlar bir kol saatine sığacak ve küçük bir pil ile çalışacak duruma geldiler.

Toplumumuz kişisel bilgisayarıve onun taşınabilir eşdeğeri, dizüstü bilgisayarını, bilgi çağınınsimgeleri olarak tanıdılar ve bilgisayar kavramıyla özdeşleştirdiler.

İstenilen yazılımı kayıt edip istenilen zamanda çalıştırabilmeleri bilgisayarları çok yönlü kılıp hesap makinelerindenayıran ana özellikleridir. Church-Turing tezi bu çok yönlülüğün matematiksel ifadesidir ve herhangi bir bilgisayarın bir diğer bilgisayarın görevlerini yerine getirebileceğinin altını çizer. Dolayısıyla, karmaşıklıkları ne düzeyde olursa olsun, cep bilgisayarındansüper bilgisayarlarakadar, bellek ve zaman kısıtı olmadığı takdirde hepsi aynı görevleri yerine getirebilirler.

İlk bilgisayar 1948 yılında yapılmıştır.

Geçmişte 'bilgisayar' olarak bilinen birçok aygıt günümüz ölçütlerine göre bu tanımı hak etmemektedirler. Başlangıçta bilgisayar sözcüğü hesaplama sürecini kolaylaştıran nesnelere verilen bir ad konumundaydı.

Bu ilk dönemin bilgisayar örnekleri arasında sayı boncuğu(abaküs) ve AntiKitira Makinesi(M. Ö. 150–100) sayılabilir.

Yüzyıllar sonra, Orta Çağsonundaki yeni bilimsel keşifler ışığında, Avrupalı mühendisler tarafından geliştirilen bir dizi makinesel hesaplama aygıtlarının ilki ise, Wilhelm Schickard'a (1623) âittir.

Ancak, yazılımlanabilir (veya kurulabilir) olmamaları nedeniyle bu aygıtların hiçbiri günümüz bilgisayar tanımına uymamaktadır.

1801yılında Joseph Marie Jacquard'ın dokuma tezgâhındaki işlemi otomatikleştirmek adına ürettiği delikli kartlarise bilgisayarların gelişme sürecindeki, kısıtlı da olsa, ilk yazılımlanabilme (kurulabilme) izlerinden sayılır.

Kullanıcının sağladığı bu kartlar sayesinde, dokuma tezgâhı kart üzerindeki delikler ile tarif edilen çizime işleyişini uyarlayabiliyordu.

1837yılında Charles Babbage, adını Analytical Engine (Çözümlemeli veya analitik makine) koyduğu, ilk tam yazılımlanabilir makinesel bilgisayarı kavramsallaştırıp tasarladı.

Ancak parasal nedenler ve üzerindeki çalışmalarının sonlanamaması nedeniyle bu makineyi geliştirmedi.

Delikli kartların ilk büyük ölçekli kullanımı ise Herman Hollerithtarafından, 1890yılında muhasebe işlemlerinde kullanılmak üzere tasarlanan hesap makinesidir. Hollerith'in o dönemde bağlı olduğu işletme ise sonraki yıllarda küresel bilgisayar devine dönüşecek IBM'dir. 19. yüzyılın sonlarına varıldığında, gelecek yıllarda bilişim donanım ve kuramlarının gelişimine büyük katkıda bulunacak uygulayımlar (teknolojiler) ortaya çıkmaya başlamıştılar: delikli kartlar, Boole cebiri, boşluk tüplerive teletipaygıtları.

20. yüzyılın ilk yarısında ise, birçok bilimsel gereksinim, gittikçe karmaşıklaşan örneksel (analog) bilgisayarlarile giderildiler. Ancak günümüz bilgisayarlarının yanılmazlık düzeyinden hâlâ uzaktılar.

1930'lar ve 1940'lar boyunca bilgisayar uygulayımı gelişmeye devam etti ve sayısal elektronik bilgisayarın ortaya çıkışı ancak elektronik devrelerininbuluşundan (1937) sonra gerçekleşebildi. Bu dönemin önemli çalışmaları arasında aşağıdakiler sayılabilir:

Konrad Zuse'nin "Z makineleri". Z3(1941) ikili sayı tabanınadayalı işleyip, gerçel sayılarile işlem yapabilen ilk makinedir. 1998yılında Z3'ün Turing uyumlu olduğu kanıtlanmış ve böylece ilk bilgisayar unvanını edinmiştir.

Atanasoff-Berry Bilgisayarı (1941) boşluk tüplerine dayalı olup, ikili sayı tabanının yanı sıra, sığaç tabanlı bellek donanımına sâhipti.

İngiliz yapımı Colossus bilgisayarı(1944), kısıtlı yazılımlanabilirliğine (kurulabilirliğine) karşın, binlerce tüp kullanımının yeterince güvenilir bir sonuç verebileceğini göstermiştir.

II. Dünya Savaşı'nda Alman silahlı kuvvetlerinin gizli iletişimlerini çözümlemek için kullanılmıştır.

Harvard Mark I(1944), kısıtlı kurulabilirliğe sâhip bir bilgisayar.

ABD Ordusutarafından geliştirilen ENIAC(1946), onluk sayı tabanınadayalı olup ilk genel kullanım amaçlı eletronik bilgisayar unvanına sâhiptir.

ENIAC'ın olumsuz yanlarını saptayan geliştiricileri, daha esnek ve zarif bir çözüm üzerinde çalışıp, artık saklı yazılım mimarisi veya daha çok von Neumann mimarisiolarak tanınan tasarımı önerdiler. Bu tasarımdan ilk olarak John von Neumann(1945) yılında gerçekleştirdiği bir yayında söz etmesinden sonra, bu mimariye dayalı olarak geliştirilen bilgisayarlardan ilki İngiltere'de tamamlandı (SSEM). Aynı mimariye bir yıl sonra kavuşan ENIAC'a ise EDVAC adı verildi.

Günümüz bilgisayarlarının neredeyse tamamının bu mimariye uyumlu duruma gelmesi ile bilgisayar sözcüğünün tanımı olarak da kullanılmaktadır. Dolayısıyla bu tanıma göre geçmişteki aygıtlar bilgisayar olarak sayılmasalar da, tarihsel bağlamda yine de o biçimde anılmaktadırlar. Her ne kadar 1940'lardan bu yana bilgisayar uygulayımı köklü değişiklikler geçirmiş olsa da, çoğunluğu von Neumann mimarisinesadık kalmıştır.

Boşluk tüpünedayalı bilgisayarlar 1950'ler boyunca kullanımda kaldıktan sonra, 1960'larda daha hızlı ve ucuz olan geçirgeç(transistör) tabanlı bilgisayarlar yaygınlık kazandı.

Bu etkenlerin sonucunda bilgisayarların daha önce görülmemiş bir düzeyde toplu üretimine geçirildi.

1970'lere varıldığında tümleşik devreuygulayımı ve Intel 4004gibi mikroişlemcileringeliştirilmesi sayesinde bir kez daha büyük bir başarım ve güvenilirlik artışının yanı sıra, maliyet düşüşü de yaşandı.

1980'lerde artık bilgisayarlar, çamaşır makinesigibi günlük hayat kullanımındaki birçok makinesel aygıtın denetleyici donanımlarındaki yerlerini almaya başlamışlardı.

Yine aynı dönemde, kişisel bilgisayarlaryaygınlık kazanıyorlardı.

Son olarak 1990'lardaki Internet'in gelişimi ile de bilgisayarlar televizyonve telefongibi alışılmış birer aygıt hâline gelmişlerdir.

Von Neumann mîmârisine göre bilgisayarlar başlıca dört bileşenden oluşurlar bilgisayarda aritmetik mantık vardır.

Bir bilgisayarın belleği, sayılar içeren bir hücreler bütünü olarak düşünülebilir.

Her hücreye yazılabilir ve içeriği okunabilir.

Her hücrenin kendisine özel bir adresi vardır.

Bir komut örneğin 34 sayılı hücrenin içeriğini 5.689 sayılı hücreyle toplayıp 78. hücreye yerleştirmek olabilir.

İçerdikleri sayılar herhangi bir şey olabilir, sayı, komut, adres, harf, vb. İçeriğinin doğasını ancak onu kullanan yazılım belirler.

Günümüz bilgisayarlarının çoğunluğu veriyi kaydetmek için ikili sayılarıkullanır ve her hücre 8 bit(yani bir bayt) içerebilir.(alıntı)

(1) Kişisel bilgisayar:

(2) Ekran,

(3) Ana kart

(4) İşlemci (CPU)

(5) Bellek (RAM)

(6) Genişletme Kartları (PCI-X, AGP, v. b.)

(7) Güç Kaynağı

(8) Optik Disk Sürücü (DVD, CD, v. b.)

(9) Sabit Disk

(10)Klavye

(11)Fare

Sizlere bilgisayarlı günler diliyorum…

Nazan Şara Şatana

http://www.facebook.com/#!/profile.php?id=100002892442552

https://twitter.com/#!/nazansarasatana

 

 
Toplam blog
: 1731
: 4678
Kayıt tarihi
: 09.12.10
 
 

Turizmci; Genel müdür Yazar ; Romanlar, senaryolar müzikkaller... Sinema filmleri, TV filmleri.....