Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Nisan '07

 
Kategori
Mizah
 

Bilgisayarı öldürmek suç mu?

Bilgisayarı öldürmek suç mu?
 

Yarın bakmışsınız Milliyet' in internet sayfasında flaş haber. " Bilgisayarını öldürdü" Yuh artık! Bu kadar da olur mu? Ve benzer bir sürü, insanın kulaklarını çınlatacak kelimeler. Fıkrayı bilirsiniz:

- Nasreddin Hoca eşeğini hayvan pazarına götürmüş, bir tellal bulup "Sat bunu" demiş. Akşam uğramış, bakmış ki tellal sargılar içinde, eşek köşede, bir ağaca bağlı. Tellal " Hoca, senin bu eşek çok huysuz, dişine bakmak isteyeni ısırdı, arkasında bulunanı tekmeledi, üstüne bineni alaşağı etti, bu eşek satılmaz, uğraşma". Hoca derin bir iç çekip şöyle demiş. "Zaten ben bunu satmak için getirmedim, cümle alem görsün benim bundan neler çektiğimi" -

Bilgisayarımdan neler çektiğimi anlatırsam sizde hak verirsiniz.

Son birkaç yıldan beri toplama (PC ) pisimle birlikteyiz. Sokakta kalmasın, kötü yola düşmesin, al işte ekran kartı, ses kartı, tv kartı ne gerekiyorsa dedim. Bir dediğini iki etmedim anlayacağınız. İşe yarıyordu önceleri. Herkesin bir dostu, arkadaşı, sevdiği köpeği falan vardır. Benim bobi pardon hobi bu. Günümün büyük kısmı birlikte geçiyor. Ama son zamanlarda bazı sorunları var ki anlaşamıyoruz.

Herşey Word’ de blog yazmaya çalışırken başladı. Ekranın sağında bir cüce belirip, çeşitli hareketler yapıyor, dikkatimi çekiyor, yazarken gözüm takılıyor. Hata yapıyorum. Tıkladım üstüne.

“Ne yapmak istiyorsunuz” dedi. Ben de

“Git, iki çay kap gel” diyeceğim, hadi boş ver.Ama yazımı bitirene kadar ayrılmıyor. Çeşitli el-kol hareketleri de cabası. Save edip, sayfayı kapatıyorum. Kapısı açılıyor, arkasına bakmadan gidiyor. Peşimi bırakmıyor. Şu an bile karşımda, kollarını kavuşturmuş öylece bakıyor.

İnternet’e giriyorum, siteyi tıklıyorum....Mesaj....” bu siteyi açamıyor, ”

e-maillerimi okuyayım diyorum. Mesaj ”....... "geçersiz bir işlem yürüttü, pencerelerinizden bir kapanacak.” Pencere de kapanıyor kapıda, kapanırken de yazdıklarımı Save etmediysem emekler boşa. Yine bir şey demiyorum, ya sabır!

Arkadaşlar falan çare bulamadık. Yeniden formatlamak falan hikaye. Teknik servise telefon ettim. “Monitör yani ekran kasanızı görüyor mu?” Hay Allah! Nasılda farkedemedim dedim, kendi kendime. Telefondaki kıza “Bi dakka” deyip kasayı yerden alıp masaya, ekranın yanına koyup kıza “ Tamam şimdi yanyana “dedim. Kız telefonu yüzüme kapattı, Teknik servis bir daha telefonlarıma cevap vermedi (!)

Müzik dinlememi, başkalarıyla görüşmemi kıskanabilir düşüncesiyle; müzik dinlemek, chat yapmak gibi heveslerimden vazgeçip Windows Media Player ve MSN Messenger’i yüklemedim. Radyo dinliyor, mesajlarımı Word’ de yazıp, kopyalıyor, anında gönderiyordum. 512 lik hızı benim hızıma yetişemiyordu.

Diğer arkadaşlarına hor davrandığımı zannediyor olabilir dedim.Keyboard’ın içini dışını tertemiz yaptım. Daha da cici bir mousepet aldım. Bitten, pireden, virüsten rahatsız olmasın diye sık sık Scan da yapıyorum. Daha ne yapayım?

Milliyet blog yazarlığına soyunduktan sonra bana daha çok yardımcı olması gerekirken azdıkça azıyor. Blogumu yazmakta, tamamlamakta zorlanıyorum. Öldürmeye kıyamıyorum ama öldürsem (!) suçlu olur muyum acaba?

Günlerden beri çektiğimiz sıkıntı – stress – acı yetsin artık. Hafta sonunuzun gönlünüzce geçmesini dilerim.

 
Toplam blog
: 240
: 2494
Kayıt tarihi
: 13.04.07
 
 

6 Mayıs, bir Hıdırellez günü "Merhaba dünya" demişim. Geçen elli küsur yıl. Bir şarkı vardır Osma..