Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Temmuz '12

 
Kategori
Bilim
 

Bilimin Din'e ve Tanrı’ya bakışı

Bilimin Din'e ve Tanrı’ya bakışı
 

Bir HIV virüsü modeli (Yünden yapılmıştır)


Her nedense bilimle din bir arada gösterilmeye çalışılıyor. Bilim Tanrı ile ilgili değil cümle kurmak, tek sözcük etmez. Bilimin madde dünyası dışında bir varlık konusunda söz etmesi varlığına aykırıdır. Bilim somut kanıtlara dayanarak şeylerin nasıl çalıştığını ortaya koyar. Din ise bir inançtır. Dine inanmış biri için Tanrı’nın varlığına bilimsel kanıt gösterilmesi gerekmez. Çünkü inanan o kanıt olsa da olmasa da Tanrı’ya inanır. Üstelik bazı inançlı kişilerin Tanrı’nın varlığına kanıt olarak bilimsel verileri göstermeye çalışmaları, onların inançlarının zayıflığını ve gerçek olmadığını gösterir.

Bilimle din arasında çok keskin bir fark vardır. Bilim araştırır, sorar, sonuna kadar araştırır ve sorar. Son olarak görüldüğü gibi yeni bulgular yeni kapılar açar. Bir yerde durmak diye bir şey söz konusu değildir. Bilimin amacı Tanrı’ya ulaşmak değil, bilinmeyeni bulmaktır.  Evren nasıl ortaya çıktı? Büyük Patlama ile. Ama acaba mı? Madde nasıl kütle kazandı? Higgs bozonu ile. Acaba mı? Peki bu Büyük Patlama ile ne kadar uyum gösteriyor? Bu soruların hiçbirini bilim Tanrı’nın kerameti diyerek yanıtlamaz. Ayrıca araştırmasını ve işini dine göre ayarlamaz. Böyle yaparak bilim yaptığını iddia edenler ya meczuptur, ya da başkalarını kandırmaya çalışmaktadırlar.

“Evren’de yalnız dünyada yaşam varsa bu büyük bir yer kaybı demektir.” Carl Sagan.
Dünyamız gökte bir ada içinde bulunuyor. 8 ışık dakikası uzakta bir yıldızımız var. Buna Güneş diyoruz. İçinde bulunduğumuz gökadada –adına Samanyolu diyoruz-  milyarlarca yıldız var. Görebildiğimiz evrende milyarlarca gökadası var. Şundan da artık eminiz ki görüş ve algılama alanımız – bu artalan ışınımıdır- dışında evren devam etmektedir. Işığı gerekli zaman geçmediği için henüz bize yetişmemiştir.

Bilim bu durumu ortaya çıkarır.

Bilim adamlarının söyledikleri çarpıtılır. Evrim Teorisi karşıtı olarak gösterilen Michael Behe ‘Darwin’in Kara Kutusu’ adlı kitabı yazdıktan sonra 6 yıl kadar bir süre suskunluğa girmiş ve ondan sonra evrim teorisini kabul eden makaleler yazmıştır. Bu arkadaşlar zamanın biraz gerisinde olduğu için durumun farkında değiller.

Einstein’in Tanrı’ya inanan bir bilim adamı olduğunu söylerler. Doğru değildir. Ancak şu var ki bilim adamları din karşıtı propaganda yapmazlar. Dediğim gibi, işleri o değildir çünkü.

Din her zaman bilinmeyenden medet ummuştur. Bu iş Güneş tutulması ile başladı. Güneşin neden tutulduğu bilinmediği devirlerde bu işi insan olmayan daha güçlü varlıkların yaptığı sanılıyordu. Ama sonra Ay’ın Dünya ile Güneş arasından geçtiği kanıtlanınca başka bilinmeyenler arandı. Bu aarada bilimin ilerlemesi durdurulamadığı için, her yeni çıkan buluşa  bu zaten din kitaplarında yazıyordu denildi, ama daha önce değil, bulunduktan sonra. Büyük Patlama için işte Tanrı dünyayı yoktan böyle var etti denildi. Ama şimdi evrenin daha önceden büzülme ve genişleme periyotları geçirdiği konuşuluyor.

Şimdi de maddeye kütlesini kazandıran ve parçacıklar arasındaki süper simetriyi bozan Higgs bozonu bulundu. Merak ediyorum, bu vatandaşlar şimdi bu konu ile ilgili neler uyduracaklar.

Bilim, bilim dışı şeylere ve olaylara bunlar vardır, veya yoktur demez. Onlara karşı tümüyle nötrdür. Bilime dayanarak doğa üstü olayların olmadığını veya olduğunu insanlar söyler. Ancak Güneş veya Ay tutulması örneğinde olduğu gibi olayın sebebini bulup ortaya çıkardıktan sonra bu konu metafizik düşüncelerin dışına çıkmış olur. Bilim ilerledikçe, bu bakımdan bilim dışı şeyleri dışlamış olur.

Bunlar gibi genetik konusunda da büyük ilerlemeler kaydedilmiştir. Artık sentetik olarak DNA yapılabilmekte, bazı enzimler laboratuarlarda üretilebilmekte, istenen özellikte canlılar elde edilebilmekte, döllenme olmaksızın veya babası olmayan canlılar, yap-boz yapar gibi canlılardan alınan parçalardan yeni canlılar yapılabilmektedir. Günün birinde “bir sinek bile yaratamazsınız” önermesi de tarihe karışacaktır. Bana göre bu yalnızca zaman konusudur.

Bilim adamlarının dine bakışı:

2008 yılında Seed dergisi bilim adamları arasında bir araştırma yapmış. Buna göre aldığı sonuçlar şöyle:

ABD:

Ateist/Agnostik 17%

Az inançlı 6%

İnançlı 53%

Dindar 24%

İngiltere:

Ateist/Agnostik 44%

Az inançlı 10%

İnançlı 35%

Dindar 11%

Fransa:

Ateist/Agnostik 50%

Az inançlı 6%

İnançlı 39%

Dindar 5%

Almanya:

Ateist/Agnostik 40%

Az inançlı 24%

İnançlı 32%

Dindar 4%

  

 

 

http://www.agnostik.org/1032-bilim-adamlarinin-dine-bakisi.html 

 
Toplam blog
: 125
: 6625
Kayıt tarihi
: 18.11.09
 
 

İstanbul 1980 doğumluyum. Yüksekokul mezunuyum. İstanbul'da oturuyorum. Dünya ve çevre hakkında düşü..